1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Olmert’in kabinesi ‘sağa yatıyor’

Bettina Marx/Tel Aviv1 Kasım 2006

İsrail hükümeti aşırı sağcı Evimiz İsrail Partisi lideri Avigdor Lieberman’ın kabineye girmesine onay verdi. Rusya’dan İsrail’e göçen Yahudilerin kurduğu parti, Yahudi İsrailliler ile Arap kökenli İsraillilerin ayrı yaşamasını ve bu sayede İsrail’in etnik açıdan homojen bir devlete dönüşmesi fikrini savunuyor. Alman Radyolar Birliği Tel Aviv muhabiri Betinna Marx’ın yorumu...

https://p.dw.com/p/AZnX

Aşırı sağcı Evimiz İsrail Partisi’nin lideri Avigdor Liebermann’ın kabinedeki konumu Stratejik Tehditlerden Sorumlu Bakan. Oysa Liebermann’ın kendisi İsrail için tehdit unsuru. Liebermann kısa bir süre önce İsrail hükümetine Tahran’ın füzelerle vurulmasını, Assuan barajının da bombalanmasını tavsiye etmişti. İsrail Parlamentosu Knesett’teki 120 sandalyenin 11’ine sahip olan Liebermann’ın partisinin seçim programında İsralli Araplar “hain” ya da “5. kafile” diye nitelendiriliyor. Liebermann, Filistin toprakları üzerindeki Yahudi yerleşim birimlerinin ilhak edilmesini istiyor ve Başbakan Ehud Olmert’in tek taraflı çekilme planlarına ise şiddetle karşı çıkıyor.

Böylesi öneriler aşırı sağcı Libermann’ın arada sırada ağzından kaçırdığı laflar değil. Libermann’ın ırkçılığı inşa eden, politik ve ulusal hedeflerini yaşama geçirebilmek için şiddeti kullanmayı öngören, sonuna kadar inandığı dünya görüşünün göstergesi.

İsrail polisi yıllardır Libermann’la ilgili soruşturmalar yürütüyor. Ancak Liebermann bu konuda İsrail’de yalnız değil. Kendisini Ortadoğu’daki “tek demokrasi” olarak gören ve bununla gurur duyan İsrail’de politikacılar Batı’da kimsenin aklına getirmediği işlere kalkışıyorlar:

İsrail Cumhurbaşkanı kendisine bağlı olarak çalışan kadın görevlilere tecavüz etmekle suçlanıyor, polis Başbakan Olmert hakkında yakınlarına mali çıkar ve kolaylık sağlamak suçundan soruşturma yürütüyor, iki eski Adalet Bakanı benzer suçlamalarla yargılanıyor, eski Sağlık Bakanı uyuşturucu ticareti yüzünden cezaevinde ve politikacılar gömlek değiştirir gibi parti ya da ideoloji değiştiriyorlar. Bunun son örneği İşçi Partisi. Parti Libermann gibi aşırı sağcı bir politikacıyla aynı masada oturmayı kabul etti.

İsrail’de yeni koalisyonu, İsrail devleti kurulduğundan bu yana iş başına gelen “en anti-demokratik koalisyon” nitelendirmek mümkün. Koalisyondaki beş partiden dördü demokratik bir yapıya sahip değil. Bu partiler yöneticilerine tek başına karar alma yetkisi veren dernek yapılarına sahipler.

Eski Başbakan Ariel Şaron tarafından kurulan Kadima Partisi’nin de ne parti başkanlığı, ne yönetim kurulu, ne de merkez komitesi var. Parlamentoya aday olacak politikacıları Olmert yakın çalışma arkadaşlarıyla birlikte belirliyor. Olmert gücüne güç katmak ve yerini sağlamlaştırmak için aşırı sağcı “Evimiz İsrail Partisi”nden Liebarmann’la işbirliğine gitti.

İsrail’in dünya üzerindeki müttefikleri bu gelişmeleri endişeyle izlemeli. Çünkü ne yapacağı belli olmayan bir İsrail hükümeti sadece Ortadoğu’yu değil, dünya genelinde Yahudilerin sığınabileceği, kendisini çoğulcu bir demokratik yapıya sahip bir ülke diye nitelendirilen İsrail’in geleceğini de tehlikeye atar.

Sonuç olarak Avigdor Liebermann’ın İsrail hükümetine girmesiyle İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından tek taraflı çekilmesi, Ortadoğu’da durumun düzelmesi ve Filistinliler’le barış müzakerelerinin yeniden başlaması gibi umutlar hezimete uğradı.