1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Organ bağışına yasal teşvik

25 Mayıs 2012

Federal Meclis'te kabul edilen yeni yasaya göre, yaz aylarından itibaren sağlık sigortası şirketleri, üyelerini düzenli olarak organ bağışı hakkında bilgilendirmekle yükümlü olacak.

https://p.dw.com/p/152OT
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Küçük hastane odasını sarı perdelerden sızan güneş ışınları aydınlatıyor. Jürgen Stouwe bu odayı bir başka hasta ile paylaşıyor. Stouwe’nin vücudunda çok sayıda kablo göze çarpıyor. Bu kablolar, yatağının yanındaki siyah bir kutuda birleşiyor. 51 yaşındaki Jürgen Stouwe geçen yıl geçirdiği kalp rahatsızlığından sonra yoğun bakım ünitesine alınmış ve tam sekiz hafta komada kalmış, o günden beri de burada kalp pompasına bağlı olarak yaşamını sürdürüyor. Stouwe, “Kafamda geçmiş 20 seneye dair o kadar çok düşünce var ki. Yaptığım tatiller, spor yaptığım yerler… Umutla günün birinde bana uygun kalbin gelmesini bekliyorum. Ama bir yandan da ameliyattan korkuyorum, çünkü kalp nakli küçük bir operasyon sayılmaz" sözleriyle duygularını anlatıyor.

Bad Oeynhausen'deki kalp hastalıkları merkezinde 250 hasta kalp nakli için sıra bekliyor. Hastalardan beşi henüz 16 yaşında bile değil. Normal bir hayat sürmelerine imkân kalmadığı için bu klinikteler. Kalplerinin atmaya devam etmesi, ilaç desteğine ve buradaki makinelere bağlı. Bir an önce kalp bulunabilmesi amacıyla isimleri organ bağışı listelerinde yer alıyor. Jürgen Sotuwe'nin isimi de yaklaşık üç buçuk aydır bu listede.

İtiraz yöntemi kullanılıyor

Avrupa pek çok ülkesinde “itiraz yöntemi” kullanılıyor. Bu yönteme göre, itiraz etmediği takdirde herkes öldüğünde organlarının bağışlanmasına onay vermiş kabul ediliyor. Örneğin Avusturya ve İspanya’da bu yöntem geçerli. Almanya'da ise bundan farklı olarak gönüllülük yöntemi işliyor. Organ bağışlamak isteyenlerin bunu aktif olarak kendilerinin beyan etmesi ve bunun için de organ bağışı kimliği adı verilen bir form doldurmaları gerekiyor. Ancak söz konusu kararın kişisel inisiyatife bırakılmış olması, birçok kişinin bu konuyla hiç alakadar olmamasına yol açıyor. Elbette ölen kişilerin aileleri de resmî başvuruda bulunarak yakınlarının organlarını bağışlayabiliyor. Ancak kalp cerrahı Jan Gummert, bunun da soruna çözüm olmadığını şu sözlerle ifade ediyor:

“Bu insanların tam da acılı olduğu, ölümle yüzleştikleri ve bunu kabullenmeye çalıştıkları bir ana denk geliyor. Böyle bir anda birine yakınının organlarını bağışlamak isteyip istemediğini sormak, ona yapılabilecek en kötü şey. Oysa bir kişi bunu hayattayken, tıpkı vasiyet gibi düzenlese ve kararını bildirse, yakınları için de her şey çok daha kolay olacak.”

Bağışların artması amaçlanıyor

Symbolbild Organspende Transplantationsgesetz Neuregelung Ausweis
Fotoğraf: dapd

Almanya'da organ bağışı oranlarını yükseltebilmek için şimdi de siyasiler devreye girdi. Yeni yasal düzenlemeye göre, yaz aylarından itibaren hastalık sigortası şirketleri, üyelerini düzenli olarak organ bağışı konusunda mektupla bilgilendirmekle yükümlü olacak. 16 yaşın üzerindeki her bireye organ bağışına istekli olup olmadığı sorulacak. Ancak vatandaşların bu soruya cevap verme yükümlülüğü bulunmuyor. Böylelikle herkesin organ bağışı hakkında yeniden düşünmeye sevk edilmesi hedefleniyor. Kalp cerrahı Jan Gummert’e göre bu adım yeterli değil. Gummert, “Bu girişimin organ bağışı oranının artırılması konusunda belirleyici bir rol oynayacağını sanmıyorum" diyor.

"Cesur adımlar atılmalı"

Uzman, siyasilerden daha cesur adımlar atmasını ve herkesin organ bağışı konusunda kesin bir karar bildirmekle yükümlü kılınmasını istiyor. Kalp cerrahı Jan Gummert, itiraz yöntemini hayata geçirmenin ise organ bağışlarını artırmanın en etkin yolu olduğunu söylüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Vera Freitag/ Çeviren: Başak Özay

Editör: Ercan Coşkun