1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Organizasyon bozukluğu facia doğurdu

Nihat Halıcı13 Ocak 2006

Mekke'de şeytan taşlama sırasında çıkan izdihamda 369 kişi hayatını kaybetti. Ölenler arasında Türk hacılar da bulunuyor, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) yöneticisi Bekir Alboğa, izdihamın kaynağında organizasyon meselesi yattığına dikkat çekerek, Suudi Arabistan’ı kutsal mekanların idaresini diğer İslam ülkeleriyle paylaşmaya çağırdı.

https://p.dw.com/p/AaEi
Suudi yönetimi Mekke ve Medine'de güvenliği sağlamakta zorlanıyor
Suudi yönetimi Mekke ve Medine'de güvenliği sağlamakta zorlanıyorFotoğraf: dpa

Merkezi Almanya’nın Köln kentinde bulunan ve DİTİB kısa adıyla bilinen Diyanet İşleri Türk İslam Birliği yöneticisi Bekir Alboğa, hacda yaşanan izdihamı DW Türkçe Servisi’ne değerlendirdi. Olayların takdir-i ilahi olarak değerlendirilmesinin doğru olmayacağını belirten Alboğa, „Her yıl maalesef dünya kamuoyu önünde yüzümüz kızarıyor bu tip olaylardan dolayı. En güzel ibadetimizde bile kendimizi savunmak durumuna düşüyoruz. Bu ne kadar içler acısı bir durum“ diye konuştu. Endonezyalı hacıların aylar öncesinden Hac görevine hazırlık yaptığına dikkat çeken Bekir Alboğa, bu tür iyi örneklerin diğer İslam ülkeleri tarafından da örnek alınması çağrısında bulundu.

- Hac’da hemen her yıl izdiham yaşanıyor, insanlar ölüyor. Sorun Organizasyon hatası mı yoksa insanlardan mı kaynaklanıyor?

ALBOĞA: Son zamanlarda Suudi Arabistan kraliyet rejimi, bu işlerden sorumlu bakanlar birtakım tedbirler almaya çalışıyorlar. Her iki faktörün de etkisi var. Ama insanları da suçlayamıyorum. Orada çok müthiş bir insan seli var. O insanların kendi kendilerini kontrol etmelerini beklemek çok zor olur. Dolayısıyla bu işi ben daha ziyade organize hatası olarak değerlendiriyorum.

- Bu tür olaylardan sonra genelde “takdiri ilahi” deniyor. Yeterince tedbir alınıp hacılar bilgilendiriliyor mu?

ALBOĞA: Takdir-i ilahiye hiçbirimizin itirazı yok. Olacaksa olur ama ben tedbir açısından İslam ülkeleri sürekli Suudi Arabistan yönetimine sürekli teklif götürüyorlar, “Hac işlerini gelin birlikte organize edelim, birlikte bu işlerin altından kalkalım. Bu büyük bir yük, büyük bir mesuliyet, büyük bir görev.” Fakat bugüne kadar Suudlar bu işi biz kendimiz çözeriz şeklinde hareket ettiler. Aslında bu iş çözülür. Bu insanlar 1 kilometre öncesinden yavaşlatılır, belli bir sıraya konulur, küçük gruplar halinde gönderilir veya tam taşlandığı bölgede ufak tefek birtakım tedbirler alınabilir. Dünyada imkansız olan hiçbir şey yok. Bence her şey güzel organize meselesi. Dolayısıyla bu işin önüne geçilir. Hadiseyi takdiri ilahi olarak değerlendirmemek gerekir.

- Bu tür olayların ardından genelde İslamın kutsal mekanlarının idaresi tartışılıyor. Bu mekanların Suudiler tarafından tek başına yönetilmesi, diğer İslam ülkelerinin herhangi bir tasarruf hakkının bulunmaması sizce doğru mu?

ALBOĞA: Mekke, Medine hepimizin kutsal toprakları. Kimse kimsenin hakimiyetine müdahale etmek gibi bir teklifi yok. Ama Mekke, Medine'nin özellikle de Hac ibadetinin bizim yüz akımız olması gerekir. Her yıl maalesef dünya kamuoyu önünde yüzümüz kızarıyor bu tip olaylardan dolayı ve bu her yıl tekrarlanan bir olay haline geldi. En güzel ibadetimizde bile kendimizi savunmak durumuna düşüyoruz. Bu ne kadar içler acısı bir durum. Bence hac ibadetinin organizesinin bütün Müslüman ülkelerin el ele vererek daha güzel, daha profesyonel daha mükemmel bir şekilde organize edilme talebi bence yerden göğe kadar haklıdır.

- Hata yapmak değil, hatalardan ders çıkarılması önemli. Bu noktadan sonra nelerin yapılması, hangi adımların atılması gerekir?

ALBOĞA: Endonezyalı Müslümanlar hacca o kadar güzel hazırlanıyorlar ki… Diyanet İşleri ve DİTİB’in de bu alandaki hizmetleri artırıldı. Endonezyalı hacılar 6 ay önceden hazırlanmaya başlıyorlar. Kabenin örneği çevresini tavaf ediyor, Hac sırasında ne kadar hassas olunması gerektiğini, daha insanlar Mekke, Medine’ye varmadan adeta kendi ülkelerinde hissediyorlar. Eğer bütün İslam ülkelerinde insanlar böyle eğitilirse, böyle hazırlanırlarsa, muhakkak ki Mekke ve Medine’de alınacak gerekli önlemlerden sonra hacılarımızın böyle bir eğitimden geçirilmesi, bu tip olayların son derece azalmasına yardımcı olacaktır.