1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ortadoğu sorunları Berlin’de tartışıldı

Nina Werkhäuser8 Eylül 2004

Berlin’de düzenlenen Ortadoğu sempozyumunda, "yanyana iki devlet hayallerinden iyice uzaklaşıldığı" görüşü dile getirildi. Filistin halkının sürekli gerileme içinde olduğu belirtildi.

https://p.dw.com/p/Ab8o
Filistin halkının yaşam kalitesi sürekli geriliyor
Filistin halkının yaşam kalitesi sürekli geriliyorFotoğraf: AP

Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Almanya’yı Ortadoğu bölgesinde temsil eden büyükelçilerle Berlin’de düzenlediği toplantının ikinci gününde düzenlenen sempozyumda, Filistinli politikacı Hanan Aşravi ve eski İsrail dışişleri bakanlarından Şlomo Ben Ami ile biraraya geldi. Toplantıda, İsrail işgalindeki Arap topraklarında meydana gelen son gerginlikler bağlamında Ortadoğu barış süreci masaya yatırıldı.

Yılgın tavır

Filistinli politikacı Hanan Aşravi ile eski İsrail Dışişleri Bakanı Şlomo Ben Ami’nin güncel duruma ilişkin söylemlerindeki yılgın tavırdan, Ortadoğu barış sürecinde yeniden duraksama yaşandığı ve son zamanlarda ”arpa boyu yol katedilemediği” anlaşılıyor. Aslına bakılırsa bu, Alman dışişleri Bakanı Fischer’in geçen ay sonundaki Ortadoğu gezisinde edindiği izlenimlerle örtüşen bir durum. Fischer, gerek İsrail, gerekse Filistin tarafının sürekli ”iki devletli çözüm” formülünden söz etmesine karşın, bu formülü fazlaca benimsemeyen bir tavır sergiledikleri kanısında...

”Şimdiye kadarki yaklaşık tüm açıklamalarda yol haritasının, çözüm formülü olarak benimsendiği söylemi hep vurgulansa da, nihai çözümle ilgili tartışmalarda tarafların sürekli yan çizdiği gözlemleniyor. Örneğin Filistinli mültecilerin yurtlarına geri dönmesi, ya da 1967 yılındaki sınırların yeniden geçerliliği konu edildiğinde, her iki tarafın da stratejik bir gerekçeye dayanmaksızın, bilerek ya da bilmeyerek, iki devletli çözüm formülünden iyice uzaklaştığı hissediliyor. ”

Fiili durum

Yanyana iki devlet hayallerinden iyice uzaklaşıldığı görüşüne Aşravi de katılıyor. Aşravi, İsrail başbakanı Şaron’un yol haritasını başından beri ancak koşullu olarak onayladığına işaretle, Arap topraklarında telörgülü sınırlar ve yeni Yahudi yerleşim merkezleri oluşturarak yeni bir fiili durum yarattığından yakınıyor. Filistinli politikacı, tek çareyi İsrail üzerindeki baskının artmasında görerek genişlemiş biçimiyle AB’nin daha etkin bir rol üstlenmesini talep ediyor. Aşravi, başkanlık seçimleriyle uğraşan ABD’nin Ortadoğu’ya ayıracak vakti olmadığının anlaşıldığını ve barış sürecindeki duraksamanın faturasını Filistin halkının ödediğini söylüyor.

”Bizim Filistin iyice dağılana kadar bekleme lüksümüz yok. Kaldı ki tehlike zaten kapıda bekliyor. Biz şu anda belki de dünyanın gerileyen tek halkı durumundayız. Bu gerileme ekonomiyle de sınırlı değil. Sistemimiz, kurumlarımız, yaşam kalitemiz sürekli geriliyor. Böylece toplumumuzun ahlakı da değişime uğruyor. Giderek yerel güç odaklarının içinde eriyoruz. Milis grupları oluşuyor, hukuk sistemimiz ve kurumsal işleyişimiz zedeleniyor. Kısacası dev bir hapishanede yaşıyoruz.”

Seçimler yegane çare

Aşravi bu arada Filistin bölgesindeki ulusallaşma sürecinin sekteye uğramasından da yakınıyor ve bu koşulların aşılması için demokratik seçimleri yegane çare olarak görüyor.

”Filistinlilerin yeni bir yönetime ihtiyacı olduğu doğru bir yargı. Ancak bunu darbe yoluyla yapamayacağımıza göre tek çare özgür, demokratik seçimlere gitmektir. Bu bence ilk adım olmalıdır”

2000 yılında Ehud Barak hükümetinin güvenlik bakanı sıfatıyla Camp David’deki başarısız Ortadoğu zirvesine de katılan İşçi Partisi üyesi Şlomo Ben Ami de taraflar üzerindeki dış baskının artmasından medet umuyor. Ben Ami, Ortadoğu Dörtlüsü; ABD, Rusya, AB ve BM tarafından benimsenen barış planı ”Road Map” ın ancak çözüm sürecinin ilk adımı olabileceği kanısında.

Nihai çözüm

”Sanıyorum İsrail gibi Filistin tarafı da yol haritasının nihai çözümü sağlayamayacağının bilincinde. Bu barış planı, geçici sınırlar içinde yaşamayı kabullenen bir Filistin devletinin varlığını düşünebilecek denli tuhaf görüşleri içeriyor. Böyle bir şeyi Filistin tarafı, ancak nihai çözümün koşullarını önceden biliyorsa kabul edebilir."

Ben Ami, ancak iki devletli çözümün, görünen felaketi önleyebileceğini söyleyerek, İsrail ile Filistin bölgesi arasında oluşturulan telörgü sınırların, mevcut çaresizliğin bir işareti sayıldığını vurguluyor.