1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ortadoğu’da diplomatik girişimler hızlandı

Ajanslar24 Temmuz 2006

İsrail'in Lübnan’daki saldırıları devam ederken, krizin giderilmesi amacıyla diplomatik ataklar hızlandı. Beyrut'a sürpriz bir ziyaret gerçekleştiren ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, koşullu ateşkes çağrısı yaptı. Avrupalı politikacılar ise kriz bölgesine uluslararası güç gönderilmesi için girişimlerde bulunuyor…

https://p.dw.com/p/AZn2
İsrail'in Lübnan'daki saldırıları devam ediyor, hayatını kaybeden sivillerin sayısı ise 400'e yaklaştı
İsrail'in Lübnan'daki saldırıları devam ediyor, hayatını kaybeden sivillerin sayısı ise 400'e yaklaştıFotoğraf: AP

İsrail’in iki haftadır operasyon düzenlediği Lübnan’da ateşkesin sağlanması için yürütülen diplomatik çabalara hız verildi. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice Ortadoğu gezisine bugün Lübnan’dan başladı. Ziyaretine başlamadan önce bölgede acil olarak ateşkes sağlanmasını istiyen Rice, ancak bunun bazı koşullara bağlı olması gerektiğini ifade etti. Rice, “Ateşkesten sonraki birkaç haftada yeniden çatışmalar başlayacaksa bu ateşkesin bir yararı olmaz“ dedi.

Özellikle Hizbullah’ın silahsızlandırılması ve devlet içinde devlet olmasına daha fazla izin verilmemesi gerektiğine değinen Rice, Lübnan ve bütün bölgenin bir savaşa sürüklenmesinin engellenmesini savundu. Lübnan hükümetinin ülkenin tamamında kontrolü tekrar sağlaması gerektiğini belirten ABD Dışişleri Bakanı, bölgede terörist ve yasadışı grupların varlığına son verilmesini istedi. Rice, Lübnanlı yetkililerle görüşmesinde ise Lübnan halkının ve bu ülkedeki insani durumdan derin endişe duyduğunu dile getirdi.

Ancak Rice’e göre, Lübnan’ın hemen ateşkes ilan edilmesinden çok uzun vadeli bir çözüm planına ihtiyacı var. Bunun için de Hizbullah tehlikesinin ortadan kaldırılması şart. Bu görüşü savunan İsrail Dışişleri Bakanı Zipi Livni de „Eğer uzun vadeli bir çözümden bahsediyorsak o zaman bütün bu olan bitenden sorumlu olanın kim olduğunu anlamalıyız. Kaosun hakim olduğu, hükümet ve ordunun yanı sıra milislerin varlığını sürdürdüğü bir ortama, yani düzeni olmayan bir devlete tahammül edilemez“ açıklamasını yaptı.

İsrail barış gücü fikrine sıcak

Dışişleri Bakanı bu açıklamaları yaptığı saatlerde, İsrail Ordusu Lübnan operasyonunu güneyde daha da genişletiyordu. İsrailli yetkililer karadaki birliklerin sayısını da arttırdı. Çünkü operasyonunun kısa sürere biteceğine dair bir işaret henüz yok. Ancak İsrail, Lübnan’a bir barış gücü gönderilmesi fikrine de sıcak bakıyor.

Hafta sonunda Ortadoğu’da temaslarda bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ile görüşmesinden sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Ehud Olmert, ülkesinin çatışma tecrübesi bulunan, askeri kapasiteye sahip olan ve AB ülkelerinden oluşmuş bir gücün konuşlandırılmasının planlanmasına onay vereceğini belirtti. Söz konusu gücün görev tanımında, Suriye ile Lübnan arasındaki geçiş noktalarının denetiminin de zorunlu olarak yer alması gerektiğini söyleyen Olmert, bu gücün Lübnan'ın güneyine konuşlandırılması ve Lübnan ordusuna destek vermesinin gerekli olduğunu da söyledi.

Olmert: Arap ülkeleri de yer alabilir

Olmert daha sonra Amerikan Kongresi’nden gelen heyetle yaptığı görüşmede ise bir adım daha ileriye giderek, Arap ülkelerinden askerlerin de bu askeri güçte yer alabileceğini belirtti. Olmert, İsrail’de bir milyondan fazla İsraillinin sığınaklarda saklandığını söyleyerek, Hizbullah’ın füze saldılarının bir an önce sona erdirilmesi gerektiğini savundu.

İsrail, askeri gücün Hizbullah’ın füzelerini durdurmasını isterken, Almanya Başbakanı Angela Merkel ise askeri gücün Lübran hükümetine destek vermesi gerektiğini söyledi. Merkel, „Lübnan hükümeti, 1559 sayılı karar gibi sevindirici bir geliştirmeyi ne yazık ki uygulayamamış, geri almıştır. Hükümet, Hizbullah’ı silahsızlandırıp, ülkeyi tek başına yönetmeyi başaramamıştır. Bu başarısızlıkta hepimizin payı var. Şimdi Lübnan hükümetine yardım etmeliyiz“ dedi. AB’nin Ortak Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana ise birçok Avrupa ülkesinin bu barış gücüne asker göndermeye hazır olduğunu söyledi.

Arap dünyası protesto ediyor

Lübnan’la ilgili uluslararası platformdaki tartışmalar sürerken, Arap dünyası patlamaya hazır bombayı andırıyor. Başta Mısır olmak üzere birçok ülkede İsrail karşıtı protesto gösterileri düzenleniyor. Gösterileri engellemek isteyen polisle, İsrail karşıtları arasında zaman zaman çatışmalar yaşanıyor. Gösterilere katılmayan vatandaşlar da İsrail’in operasyonlarını sert bir dille eleştiriyor. Arap medyası, İsrail’e yükleniyor. Bazı yorumcular, Lübnan için, „İsrail’in hiroşiması“ benzetmesi yapıyor.

El Arabiye ve El Cezire televizyonları da neredeyse aralıksız, Lübnan operasyonuyla ilgili gelişmeleri veriyor. Ancak Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan gibi daha ılımlı İslam ülkeleri, El Cezire televizyonunu halkı, Batı’ya karşı kışkırtmakla suçluyor. Bu ülkeler Hizbullah’ın yenilmesini istiyor. Çünkü böylelikle kendi içlerindeki radikal dinci örgütler de zayıflamış olacak. Bunun için de Ortadoğu’da şiddet daha fazla tırmanmadan diplomatik çabalara sonsuz destek sunmayı tercih ediyorlar.

Hizbullah geri adım atmıyor

Hizbullah’sa geri adım atmaya niyetli değil. Hizbullah lideri Seyid Hasan Nasrallah da İsrail’e karşı füze saldırılarında herhangi bir yumuşama olmayacağını söyledi. Hizbullah lideri Nasrallah, İsrail saldırılarının, örgütün roket atışlarını durduramayacağını dile getirdi.

Hizbullah örgütünün İran'daki temsilcisi Abdullah Safieddin de İsrail'e karşı saldırıları genişleteceklerini belirterek, ''İsrail'de güvenli hiçbir yer kalmayacak'' dedi. Hizbullah’ın silah bırakması gerektiği yönündeki taleplere tepki gösteren Safieddin, ''Hizbullah silah bırakmayacak. Silahsızlandırma talebi boşuna bir istektir'' diye konuştu. Hizbullah’ın sadece bir gruba değil, bütün Lübnan halkına ait olduğunu söyleyen Safieddin, bazı güçlerin İsrail önderliğinde Ortadoğu'ya yeniden şekil vermek istediklerini, ancak buna izin vermeyeceklerini kaydetti.

Siviller hedef oluyor

Lübnan’daki siviller, İsrail’in operasyonlarına hedef olmaya devam ediyor. İsrail’in hava saldırılarında şu ana kadar 400’e yakın sivil hayatını kaybetti. Hizbullah’ın saldırılarında ise yarısı sivil olmak üzere 40’a yakın İsrailli hayatını kaybetti. Diğer yandan, Lübnan’da saldırıların yoğunlaştığı bölgelerden kaçış devam ediyor. Binlerce kişi mülteci durumuna düşürken, geride kalanlar ise insani kriz tehlikesiyle karşı karşıya.