1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ortadoğu'da rüzgar Abbas'tan yana

İgal Avidan29 Aralık 2004

Filistin halkı, yeni bir lider seçmek için 9 Ocak’ta sandık başına gitmeye hazırlanıyor. Seçimlerin favorisi ise FKÖ’nün başkanlığını yürüten ve İsrail’le müzakere yanlısı tutumuyla tanınan Mahmud Abbas. Oylama öncesinde DW’den İgal Avidan böldeki durumu değerlendirdi:

https://p.dw.com/p/Ab1J
Mahmud Abbas, Arafat'ın ölümünden sonra FKÖ'nün liderlerini üstlenmişti...
Mahmud Abbas, Arafat'ın ölümünden sonra FKÖ'nün liderlerini üstlenmişti...Fotoğraf: AP

Filistin topraklarında başkanlık seçimi kampanyası başlamasına karşın güvenlik sorunu demokratik sürecin yolunu tıkamayı sürdürüyor. Başkan adaylarından Mustafa Barguti’nin, Pazartesi günü Kudüs’ün Müslüman doğu kesiminde düzenlenen bir seçim etkinliğine katılmaya hazırlanırken geçici olarak tutuklaması tepki topladı. Ardından İsrail polisinin buna gerekçe olarak geçerli oturma izninin bulunmadığını göstermesi, İsrail’in seçimin gidişatını etkileme amacının belirgin bir işareti olarak değerlendiriliyor.

İsrail yönetiminin, Filistinli seçmelerin üçte birini barındıran Gazze Şeridi’ne şimdiye kadar sadece Mahmud Abbas’ın girmesine izin vermesi düşündürücü. Mahmud Abbas ise seçime katılımın cılız olmasından endişeli. Anket sonucu en güçlü aday olarak görülen Abbas, katılımın yeterli olmaması halinde, seçimin meşruiyetine gölge düşeceğini düşünüyor.

İsrail, Abbas taraftarı

İsrailli politikacı Yossi Beilin, Şaron yönetiminin Abbas’ı destekleyerek Gazze’den çekilme işlemini de birlikte planlamasının doğru olacağını düşünüyor. Sol eğilimli Yaşad Partisi’nin lideri Beilin, Filistinli bir liderle işbirliği yapmanın en çok İsrail’e yarar sağlayacağı görüşünde. İsrail’in Filistin tarafına danışmadan kendi başına atacağı her adımın riskini de üstlenmesine gerektiğini belirten Yossi Beilin şu görüşleri savunuyor:

“İsrail yönetimi ile işbirliği sayesinde Filistin bölgesindeki yaşam koşulları düzelebiliyorsa, izlediği politikayla bunu mümkün kılan Filistinli lider de daha güçlü bir konum kazanacaktır. İsrail, şimdi Filistin tarafıyla diyalog başlatıp Gazze Şeridi’nin devredilmesi koşullarını birlikte belirlerse, bu Abbas’a güç kazandıracaktır. İsrail bunun dışında da bazı jestlerde bulunarak siyasi tutukluları salıverebilir, bazı kontrol noktalarını kaldırabilir ve Filistin halkına oturma izni verebilir.”

Hamas’ın durumu

Radikal Hamas grubu ise şimdilik belirgin biçimde başkanlık seçimlerine uzak duruyor. Filistin Parlamentosu’nun Hukuk ve Anayasa Komisyonu Başkanı Ebu Seyid, buna karşın Hamas’ın 2005 yılının mayıs ayında parlamento seçimlerine katılacağından emin.

İsrail ile müzakereyi reddeden Hamas’ın parlamento seçimlerine katılarak etki gücünü artırma olasılığı, İsrailli politikacı Yossi Beilin’i huzursuz ediyor. Hamas’ın ılımlı Filistin örgütleriyle dirsek temasına girmesinin kendisini mutlu etmediğini belirten Beilin “Buna karşılık bazı Filistinli politikacıların, Hamas’ı yönetimde sınırlı da olsa pay sahibi yapma eğilimi de akılcı değil” diyor.

Her iki tarafta da değişim

Ancak her şeye rağmen Arafat’ın ölümünden beri Filistin tarafında olduğu gibi Şaron hükümetinin tutumunda değişimler gözleniyor. İsrail’in üç gün önce 159 Filistinli tutukluyu daha serbest bırakması bunun işareti. Bu arada Şaron’un İsrail’in Gazze’den geri çekilme niyetine ilişkin hükümet kararının, hükümet tarafından öngörüldüğü gibi Nisan ya da Mayıs’ta değil, Ocak ayında oylanmasını istemesi de olumlu bir adım. Ebu Seyid, başkanlık seçimleri sonucunun, İsrail ile ilişkilere ne biçimde yansıyacağı sorusuna şöyle karşılık veriyor:

“Bu, İsrail hükümetinin tutumuna bağlı. Kesin olan, işbaşına gelecek yeni Filistin yönetiminin, barış müzakerelerinin yeniden başlamasına ve sonucunda bir siyasi anlaşmanın imzalanmasına sıcak bakan, ılımlı ve pragmatik insanlardan oluşacağı. Bu noktada İsrail’de kimin yönetimde olacağı ve müzakere masasına kimin oturacağı belirleyici olacak. Şu anda endişe uyandıran bir tek nokta var, o da İsrail toplumunun giderek sağa doğru kayması.”