Ottmar Hitzfeld’in futbol sırları

Otmar Hitzfeld’in uzun yıllar birlikte çalıştığı Bayern Münih futbol kulübünün meneceri Uli Hoeness’in, ‘hiç yaşını göstermiyor, bana sorarsanız 55’ten fazla olamaz’ şeklindeki sözlerine verdiği yanıt şöyle: ‘Doğrudur, Bayern Münih’te çalıştığı her yıl insanın ömründen beş yıl götürüyor’. Ottmar Hitzfeld geçen yılın ortalarında İsviçre milli takımının teknik direktörlüğüne getirilmişti.

60. yaş günü dolayısıyla Ottmar Hitzfeld’den randevu almak hiçbir spor muhabirine nasip olmadı. İsviçre Futbol Federasyonu bütün istekleri geri çevirirken, yaş günlerini gürültü ve curcunayla geçirmeyi sevmeyen teknik direktörün tatilden 20 Ocak’ta döneceğini bildirmekle yetiniyor. Sözleriyle değil, çalıştırdığı takımın başarısıyla parlayan Hitzfeld’in kupa koleksiyonu parmak ısırtacak cinsten.

“İnancımı hiç kaybetmedim”

İkişer kez İsviçre lig ve kupa şampiyonu olan Hitzfeld iki sezon Dortmund’la Alman lig şampiyonu oldu. Bayern Münih’le kazandığı zaferler ise çok daha parlak. Dünya futbolunun popüler kulübünü beş kez lig, üç kez de federasyon kupası birincisi yapan İsviçreli teknik direktör, iki kez de Avrupa Şampiyonlar Ligi’ni kazandı. 1997 yılında Dortmund’un Juventüs’ü 3:1 mağlup ettiği Şampiyonlar Ligi finalinin kariyerindeki en önemli başarı olduğunu söyler. Dortmund’un sürpriz finalist sayıldığı Münih’teki karşılaşmadan sonra da Hitzfeld soğukkanlılığını koruyordu:

Hitzfeld rakiplerinin güçlü olmasına rağmen, kazanabileceklerine olan inançlarını hiç kaybetmediklerini ve gol fırsatlarını değerlendirme şansının yüzlerine güldüğünü, söyleyerek final sonrasının heyecanında bile objektif değerlendire yapabiliyordu.

Futbolculuk yıllarında matematik öğretmenliği sınavını başarıyla veren İsviçre milli takımının yeni teknik direktörlüğü, futbol hocalığında okul öğretmenliğinin kazandırdığı tecrübenin yararlı olduğunu söylüyor: “Sınıfta ders anlatıp ders organizasyonu yapmış olmak ve pedagogluk bilgisi de yararlı oluyor. Öğretmen olmamın muhakkak faydasını gördüm.”

“Yapabileceğimin en iyisini yaptım”

Forvet oyuncusu olduğu 1970’lerde Hamburg’un teklifini geri çevirip Basel takımıyla iki kez İsviçre şampiyonu olduktan sonra Stuttgart’a transfer olmuş ve aktif futbolculuk hayatını bu kulüpte noktalamıştı. Ottmar Hitzfeld futbolculuk yıllarında yıldız oyuncu olamamasından şikâyetçi değil: “Kendi çapımda yapabileceğimin en iyisini yaptım. Alman liginde daha uzun yıllar top koşturabilirdim ama kalçamdaki rahatsızlık yüzünden 29 yaşında İsviçre’ye döndüm. B milli takımı formasını giydim, 1972 olimpiyatlarındaki kadrodaydım, birkaç İsviçre şampiyonluğum var, gol krallığım da. Gerd Müler ve Jupp Heynckes gibi isimler karşısında Ottmar Hitzfeld’in yıldızlaşması zaten düşünülemezdi.”

Bayern Münih’le ikinci kez Şampiyonlar Ligi’ni kazandıktan üç yıl sonra, takımının kupasız bir sezon geçirmesi Ottmar Hitzfeld’in işine son verilmesine yol açtı. Ama Münih iki buçuk yıl sonra Hitzfeld’i yeniden göreve çağıracak ve İsviçreli futbol profesörü sezonu dubleyle kapatıp Almanya’daki kariyerini sona erdirecekti. Bugün 60 yaşını dolduran büyük hoca başarısının sırrını şöyle açıklıyor: “Düzgün bir aile hayatım var. İnancımdan güç alıyorum. Tabii aileme olan inancımdan da. Evimde çok mutlu bir hayat sürdürüyorum. Bu benim dinlenip taze kuvvet toplamamı kolaylaştırıyor.”