1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Güncel Videolar
Öne çıkan konular
Steinmeier'in Türkiye ziyaretiOrtadoğuTürkiye ekonomisi

Paddy Ashdown'ın işi zor

Fabian Schmidt / DW1 Temmuz 2004

Bosna Hersek Sırp Cumhuriyeti’ndeki yüksek düzeyli 60 siyasi sorumlunun, BM Yüksek Temsilcisi Paddy Asdown tarafından görevden alınması sürpriz olmadı. Yüksek temsilci, savaş suçlusu zannıyla aranan eski Sırp lider Radovan Karadzic’in dava arkadaşı, Sırp Demokratik Partisi Genel Başkanı Dragan Kalinic’i her türlü siyasi faaliyetten menetti. Karadzic’in yakalanmasını önleyen İçişleri Bakanı Zoran Ceric de görevden uzaklaştırılanlar arasında. DW’den Fabian Schmidt’in değerlendirmesi:

https://p.dw.com/p/Aa2l

"Paddy Ashdown’ın işi zor. Bir yanda, istikrarlı demokrasinin yerleşebilmesi için bağımsız kurumlaşmayı teşvik etmek zorunda, öte yandan ise barış sürecini engelleyen siyasi karar mekanizmasının aşırı milliyetçi unsurlarını görevden uzaklaştırması gerekiyor. Ashdown tam yetkili. Demokratik kontrole tabi değil. Son söz onda.

Yüksek Temsilci Ashdown, son yıllarda yetkilerini kullanırken, yerel kurumlarla mahkemeleri dikkate almamakla suçlanmaktaydı. Demokrasiyi zayıf düşürdüğü gerekçesiyle eleştirildiği için yetkilerini kullanmamayı tercih ediyordu. Bosna Hersek’in iç meselelerini bizzat halletmesine imkan tanımak istiyordu ve ilerleme de sağlanabildi.

Halk grupları ortak sınır savunmasında anlaşmışlar, Federasyon ile Sırp Cumhuriyeti orduları Savunma Bakanlığı’na bağlanmıştı. Böylece NATO’nun barış için ortaklık programına alınma şartlarından ikisi yerine getirilmiş oluyordu. Boşnaklar, İstanbul Zirvesi‘nde barış için ortaklığa alınacaklarını umut ediyorlardı.

Ama Bosna Hersek Sırpları’nın savaş suçlusu zanlılarından hiçbirini Lahey’e teslim etmemeleri bu umutları boşa çıkardı. Ashdown da bu direnmenin siyasi sorumlularını cezalandırmakta karar kıldı.

Paddy Ashdown’un Sırp yönetiminde yaptığı temizlik, Bosna Hersek tarihinin trajik ama önemli bir dönemecini oluşturuyor. Yüksek temsilcinin kararı hem dışardan müdahale edilmeden ülkenin yönetilemeyeceğini gösteriyor hem de, Sırp Cumhuriyeti’nin dokuz yıl önce sona eren savaşın sorumlularına karşı nihayet harekete geçeceği umudunu yeşertiyor."