1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Papa'dan Ortadoğu için barış çağrısı

DW13 Ağustos 2006

Alman ARD ve ZDF televizyon kanalları ile birlikte DW’ye özel demeç veren Papa 16. Benedikt, politika, din ve toplumsal gelişmelerle ilgili görüşlerini açıkladı. Batı ülkelerinde inancın zayıfladığını söyleyen Papa, Ortadoğu’daki gelişmelerle ilgili olarak da “Savaş en kötü çözüm” değerlendirmesini yaptı...

https://p.dw.com/p/AZkG
Vatikan, ilk kez yabancı televizyon kanallarına kapılarını açtı
Vatikan, ilk kez yabancı televizyon kanallarına kapılarını açtıFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Papa 16. Benedikt, yakında çocukluğu ve gençliğinin geçtiği yerleri ziyaret üzere memleketi Almanya’ya geliyor. Geçmişine ve Almanya’ya duyduğu gönül bağına rağmen 16. Benedikt, Almanya ziyaretini Hristiyanlık dini temelinde halkların kaynaşması, barışın ve huzurun korunması dilekleriyle yapılan misyoner bir gezi olarak niteliyor. Avrupa ve Almanya’da son yıllarda inancın zayıflamasını anlaşılmaz bulduğunu söyleyen 16. Benedikt, şöyle diyor:

“Dünyamız hızlı bir aydınlanma yaşıyor ve dinle dünya işlerini birbirinden keskin bir şekilde ayırıyor. Dine inanma gün geçtikce zorlaşıyor, çünkü karşımızdaki evren, kendi müdahalelerimizle biçimlendirdiğimiz, oluşturduğumuz bir yer. İnsanlar dünyayı değiştirdi. Bu nedenle görünenin ardında yatan gerçekleri aramak ve bulmak zorlaştı.”

“Dine evet, inanca hayır” eğilimi

Papa 16. Benedikt, son yıllarda Batı’da gelişen “dine evet, ama inanca hayır” eğilimine de dikkat çekiyor. Dine sempati duyup, ancak inanca yanaşılmasını, dini temeli güçlü farklı kültürlerin birbiriyle sıkı biçimde iç içe yaşamasının neden olduğunu belirten 16. Benedikt, bununla dolaylı olarak Hrıstiyanlıkla Müslümanlığın karşılaşmasını kastediyor.

16. Benedikt, “Bir çok Müslüman, Batılıların Hrıstiyanlığa ve tanrıya mesafeli baktığını ve yaklaştığını düşünüyor. Sorunlardan biri bu, çünkü tam da farklı din ve kültürlerin kesiştiği yerde yaşıyoruz. İnancın genel olarak kan kaybetmesindeki diğer bir neden de hep daha büyük ve ulaşılmaz olanı arama ve bulma çabası“ diyor. Papa, bunun şüpheleri artırarak inancı zayıflattığı görüşünde.

Kilisenin eleştirel tutumu

Kiliselere duyulan sempatinin azalmasında etkili olan diğer bir konu da, kiliselerin hep uyaran, insanları eleştirip, sınırlayan bir kurum olarak algılanması, yani imajı. Ahlaki açıdan bakıldığında kilise, insanların değer yargılarına baz aldığı yetkin bir kurum değil artık.

Papa 16. Benedikt, bu durumu değiştirmeyi ve Katolik inancının yeniden olumlu algılanmasını hedefliyor. Başka din ve kültürlerle yürütülecek diyaloglarda da Katolik mezhebinin olumlu yönlerini öne çıkarmanın önemine işaret ediyor. Dinle dünyevi işlerini birbirinden ayıran devletlere ve toplumlara da, “Hrıstiyanlık dışındaki uluslarla ilişkilerde Katolik dinini bir engel değil, köprü olarak görün” mesajını gönderiyor.

16. Benedikt’in bu konudaki görüşleri şöyle: “Dini bağlayıcılığı olmayan bir kültürün, başka değer yargılarına sahip toplumlarla ilişki kurmasının daha kolay olacağı yönündeki izlenim yanlış. Aksine, dinin eksik olduğu düzlemde, başka ulus ve toplumlarla buluşmak daha zor. Bu yüzden, çok kültürlü bir toplum için en iyi zemin, içinde yaşadığımız, tanrıya mesafeli duran bakış açısı olamaz. Tersine tanrının ve dünyamızın birbiriyle çelişki içinde olmadığını görmeli ve göstermeliyiz.”

AIDS sorunu

Papa 16. Benedikt de kendinden önceki papalar gibi Katolik kilisesinin temsilcisi olarak doğum kontrolüne ve prezarvatif kullanımına sıcak bakmadığı için eleştiriliyor. Prezervatif kullanılmadığı için her gün binlerce insanın AIDS virüsü kapması konusunda kilisenin, ahlaki ve insanların kaderinden daha üst seviyede gördüğü eleştirisi getiriliyor. Papa bunun yanılgı olduğunu söylüyor ve kilisenin bakış açısını değiştirmesi yerine, eğitim ve öğretimle AIDS’le mücadele edilmesini öneriyor.

Katolik Kilisesi’nin eğitim ve öğretim konusundaki en büyük faaliyetleriyse, bu inancın güçlenmeye başladığı Asya ve Afrika’da yürütülüyor. Papa 16. Benedikt, özellikle Müslümanlığın da yaygın olduğu Afrika’daki birlik ve beraberliğin tüm dünyaya örnek teşkil ettiğini belirtiyor. 16. Benedikt, bir çok Afrika ülkesinde, Hristiyan din adamlarıyla Müslüman temsilcilerin ortak komisyonlarda birlikte çalıştıklarını, kriz bölgelerinde ve anlaşmazlıklarda barış ve uzlaşma için ortak faaliyetler ve müzakereler yürüttüğünü aktarıyor.

Ortadoğu

Papa ile yapılan sohbette, Ortadoğu’da yaşanan çatışmalar da gündeme geldi. 16 Benedikt, temsil ettiği kilisenin politik açıklamalara izin vermediğini aktararak, barış çağrısında bulundu ve “Savaş, sorunları çözmek için başvurulan en yanlış yol. Hiç kimseye bir faydası yok. Avrupa’da yaşadığımız iki dünya savaşı, artık savaşlara değil barışa ihtiyacımız olduğunu hepimize gösterdi” dedi.