1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Papalık Cumhuriyeti

Gregor Hoppe14 Haziran 2005

İtalya’da suni döllenme ile ilgili referandumu Vatikan kazandı. Katolik Kilisesi’nin boykot çağrısı yaptığı referandum katılımın yetersizliği nedeniyle geçersiz ilan edildi. İtalya’da geçtiğimiz yıl çıkarılan yasanın, embriyo araştırmalarına ve suni döllenmeye olanak verecek şekilde yumuşatılması oya sunulmuştu. Bavyera Radyosu’ndan Gregor Hoppe’nin yorumu:

https://p.dw.com/p/AZw2

“İtalya’daki referandum sonucunun üzücü yanı, Kilise’nin boykot çağrısının sonucu olmasıdır. Çünkü çoğunluğu Katolik olan İtalyanlar’ın, Kilise’nin öğütlediği gibi günü deniz kıyısında geçirmek yerine sandık başına gitmeleri gerekiyordu. Papa, konunun Katolik ya da Vatikan taktikleri değil, insan yaşamı olduğunu söylemişti. Ama öyle olsaydı, o zaman Kilise’nin insanları sandık başına gitmeye çağırması gerekmez miydi?

Her halükarda bu, daha anlaşılır bir tutum olurdu. O zaman suni döllenme, embriyo araştırmaları, anne karnında teşhis gibi konularda kafasında soru işaretleri bulunanlar, ret oyu kullanabilirdi, kilisenin istediği gibi ‚hayır’ yanıtı verebilirdi. Sonuç yine aynı olurdu. Eksikliklerini, bizzat onu hazırlayan hükümet üyelerinin bile itiraf ettiği mevcut yasa yürürlükte kalmaya devam ederdi.

Ama bu yol, resmi kilise için riskli olurdu. Vatandaşların siyasetten duyduğu memnuniyetsizlik gözönüne alındığında insanlara sandığa gitmek yerine günü kıyıda güneşlenerek geçirmelerini tavsiye etmek daha güvenliydi. Piskoposlar ve Vatikan, “İnsan yaşamı referandum konusu olamaz. Oy kabinine gidip geçersiz oy kullanın“ da diyebilirdi. Bu da gayet meşru olurdu. O zaman Kilise, “Bu kadar karmaşık ve geniş kapsamlı sorunlar seçmene sorularak çözülemez. Özellikle de siyasi partiler arasındaki çekişmelerin de işin içinde olduğu durumlarda“ demiş, üzerinde düşünmeye değer bir mesaj vermiş olurdu.

İtalya kendisini laik bir Cumhuriyet olarak adlandıran bir ülke. Bu, devlet ile kilisenin barış içinde birarada yaşadığı, ama hiçbirinin bir diğerinin alanına girmediği anlamına geliyor. Burada soru işareti uyandıran, kilisenin bu taktik açıdan zeki davranışının gerçekten bilgece bir davranış olup olmadığı. Seçmenlerin siyasete karşı derin bir hoşnutsuzluk duyması anlaşılabilir. Ama insanların yanıbaşındaki diğer insanlar için toplum için biraz daha fazla çaba göstermesini isteyenler, referandumu boykot çağrısında bulunamaz. Hele bu kadar zorlu bir tartışma söz konusuysa.“