1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Paris'te İran buluşması

Ajanslar2 Mayıs 2006

BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi İran’ın nükleer programı konusunda ortak bir tutum belirleme çabasını sürdürüyor. Beş daimi üye ve Almanya’dan üst düzey diplomatlar bugün Paris’te bir araya gelecek. İran ise ABD’nin giderek artan baskısına ve saldırı imalarına karşı BM’yi göreve çağırdı.

https://p.dw.com/p/Aa2b
İran, nükleer tesislerinde uranyum zenginleştirmeyi sürdüreceğini bildirdi
İran, nükleer tesislerinde uranyum zenginleştirmeyi sürdüreceğini bildirdiFotoğraf: AP Graphics

Paris’teki görüşmede bugün ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya İran’a karşı tutumun sertleştirilmesi gerektiği görüşünde Rusya ve Çin’i ikna etmeye çalışacak. Nükleer programını askıya alması yönündeki uluslararası çağrıları anlamsız bulduğunu her fırsatta açıklayan İran ise ABD’yi BM’ye şikayet etti. İran yönetiminin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’a gönderdiği mektupta, Güvenlik Konseyi’nin İran’a yöneltilen tehditlere karşı kayıtsızlığı eleştirildi ve Annan’dan, Amerikan yönetiminin saldırgan tutumuna karşı acil önlem alması istendi.

İran’ın BM’deki temsilcisi Cevad Zarif, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’a gönderdiği mektupta, Amerikalı yetkililerin “hukukdışı ve cüretkar“ tehditlerine karşı acil önlem almaya çağırdı. Mektupta, “BM’nin bu hukukdışı ve kabul edilemez tehditlere cevap vermekte geçmişte gösterdiği kayıtsızlık üzüntü vericidir ve bu durum üst düzey Amerikalı yetkililerin daha küstahlaşmalarına, hatta nükleer silahları bile seçenek olarak görmelerine yol açmıştır“ denildi.

İran nükleer faaliyetlerini sürdürüyor

Bu arada İran yönetimi ülkenin ilk nükleer enerji santralının tamamlanması için 242.5 milyon dolarlık ödenek ayırdı. İran’ın güneybatısında Rusya’nın teknik yardımıyla inşa edilen Buşehr reaktörünün planlandığı gibi bu yılın sonunda değil, 2007 yılında faaliyete geçeceği açıklandı. Buşehr reaktörünün inşasına 70’li yılların ortasında Alman Siemens şirketinin yardımıyla başlanmış, ancak reaktör 1980-1988 yıllarındaki Irak savaşında ağır hasar görmüştü.

İran, aynı zamanda uranyum zenginleştirme çalışmalarını durdurmayacağını bir kez daha vurguladı. Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani, bu konuda BM Güvenlik Konseyi’nin talebini yerine getirmenin ve çalışmaları askıya almanın bir anlamı olmadığını açıkladı. Laricani, “164 santrifüjden bir atom bombası yapılabileceğini düşünmüyoruz. Bu nedenle faaliyetleri askıya almanın bir anlamı yok“ dedi.

İran, uranyum zenginleştirme programı çerçevesinde pilot olarak kullanılan bir santrala 164 santrifüj yerleştirmiş ve bu çalışmadan elde edilen zenginleştirilmiş uranyumun düşük sevşyeli olduğu, nükleer silah yapımında kullanılamayacağı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı raporunda da doğrulanmıştı. Ali Laricani, Batı ülkelerini de uyararak artan baskının kendilerini, BM denetimlerini durdurmaya, hatta Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’ndan çekilmeye zorlayabileceğini belirtti. Laricani, “Anlaşmadan çekilmek için bir neden göremiyoruz. Eğer bizi buna zorlamazlarsa çekilmeyiz de“ dedi.

Paris’te İran krizi görüşülüyor

BM Güvenlik Konseyi’nin daimi beş üyesinden üst düzey yetkililer bugün Fransa’nın başkenti Paris’te bir araya gelerek İran konusunda ortak bir tutum belirlemeye çalışacak. Beş daimi üye ABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa’nın yanı sıra Almanya’dan da bir temsilcinin katılacağı toplantı, altı ülke dışişleri bakanlarının 9 Mayıs’ta New York’ta yapacakları görüşmeye hazırlık niteliği taşıyor.

İran’ın nükleer enerji maskesi altında nükleer silah geliştirmeye çalıştığını düşünen ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya Güvenlik Konseyi’nden Tahran’a karşı ambargo dahil olmak üzere sert bir karar çıkmasında ısrar ediyor. İran ile yakın ekonomik ve siyasi ilişkilere sahip olan Çin ve Rusya ise sorunun çözümünde daha yumuşak ve diplomatik bir yol bulunması gerektiğini savunuyor. Daimi ülkelerin hepsinin veto hakkının bulunması, teoride bir uzlaşmayı kaçınılmaz kılıyor.

Ancak ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın “İran’a baskıyı artırmak için gerekirse BM Güvenlik Konseyi dışında adımlar atılabileceği“ mesajı, Amerikan yönetiminin Irak işgali öncesindeki söylemini hatırlatması açısından dikkat çekti.