1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Partiler sonuçları kabullenmek zorunda

Wolter v. Tierhausen20 Eylül 2005

Almanya’da seçimlerin ardından elde edilen sonuçlar kimseyi memnun etmedi. Ayrıca ortaya çıkan belirsizlik ve politikacıların açıklamaları yeni bir hükümet kurulmasını zorlaştırıyor. DW’nin Berlin Temsilcisi Wolter v. Tierhausen’ın yorumu:

https://p.dw.com/p/AZtb

“Almanya’daki şaşırtıcı seçim sonuçları, bazı politikacılarda davranış bozukluklarına yol açtı. Başbakan Gerhard Schröder ve beraberindeki birçok partili, yenilgiyi hala tam olarak kabullenebilmeyi başaramadı. Liberaller de Sosyal Demokratlar’la uzlaşmayı en baştan reddetmiş, Rheinland- Pfalz Eyaleti Başbakanı Kurt Beck de zoraki hesaplama yöntemleriyle Sosyal Demokratlar’ın Birlik partilerinin karşısındaki prestijini artırmaya çalışıyor.

Partilerin normale dönüş ve seçim sonuçlarını doğru değerlendirme zamanı çoktan geldi. Seçmenlerinden değişimi öngören taleplerinin ardından, seçime gidip de ortaya çıkan sonuca inanmak istememek de başka bir paradoksu oluşturuyor.

Gerhard Schröder ve Yeşiller’den Joschka Fischer’in koalisyonu devam ettirme talebi, seçmenlerden yeterli onayı alamadı. Angela Merkel’in önderliğindeki Birlik partileri ve Hür Demokratlar’dan Guido Westerwelle’nin ortak hükümet planları da seçmenler tarafından kabul edilmedi. Politikacıların tüm istek ve hayallerine rağmen, halk, Hıristiyan Birlik partilerinin çok çok az farkla fazla da olsa, mecliste Sosyal Demokrat ve Birlik partilerinin eşit olarak yer almalarına karar verdi.

Şu ana kadar Sol Parti ve diğer partilerin de kabul ettiği bir ortaklık söz konusu olmazken, ortaya sadece üç farklı seçenek çıkıyor: Ya Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Hür Demokratlar’ın oluşturduğu bir hükümet modeli, ya Hıristiyan Birlik Partileri, Hür Demokratlar ve Yeşiller ya da Sosyal Demokratlar ve Hıristiyan Birlik partilerinden oluşan geniş tabanlı bir hükümet. Bunun dışında kalan Sosyal Demokrat ve Yeşiller’den oluşan bir hükümet modeli ya da seçimlerin tekrarlanması gibi seçenekler sadece akıl oyunları olup, gerçeklerle örtüşmüyor.

Bu yüzden partilerin bir an önce biraraya gelip ortak çalışabilme planları üzerinde durmaları gerekiyor. Çünkü zaman ilerliyor ve eski bütçenin miadı dolmak üzere. Yerine yenisinin gelip, bu tartışmaların gerçekleşeceği komisyonların belirlenmesi gerekiyor.

Çünkü meclisin Ekim ortasında belirlenip, tam anlamıyla işe koyulması Kasım ayını bulacağından yola çıkılırsa, bu komisyonların işlerini bu yıl bitirebileceği ihtimali ortadan kalkıyor. Alman politikası fena halde çatırdıyor, kim dar görüşlülük ya da inatla bu durumun üzerine tuz biber ekmeye devam ederse, Alman demokrasisinin işleyişine taş koymuş oluyor. "