1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Pekin’e insan hakları eleştirisi

22 Ekim 2007

Uygur muhalif Rabia Kadir, Çin’in Batılı ülkelere ihtiyacı olduğunu, kendini uluslararası toplumdan izole edemeyeceğini söyledi. Rabia Kadir, Çin Komünist Partisi’nde değişimin zor olduğunu kaydetti.

https://p.dw.com/p/Btc5
Uygur muhalif Rabia Kadir Çin’in Almanya ve ABD ile ilişkilerini uzun vadede dondurmasının mümkün olmadığı görüşünde.
Uygur muhalif Rabia Kadir Çin’in Almanya ve ABD ile ilişkilerini uzun vadede dondurmasının mümkün olmadığı görüşünde.Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Çin’de uzun süre cezaevinde kaldıktan sonra insan hakları örgütlerinin baskısıyla serbest bırakılan Uygur muhalif Rabia Kadir, Çin ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Tagesschau.de’nin sorularını yanıtlayan Rabia Kadir, Çin-Almanya, Olimpiyat boykotları ve Çin Komünist Partisi’ndeki gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.

- Çin yönetimi aralık ayında Pekin’de yapılması gereken İnsan Hakları Diyalog toplantılarını iptal ettiğini duyurdu. Bu gelişmeyi dikkate aldığınızda Dalay Lama’nın Almanya ziyaretini yine de onaylıyor musunuz?

Rabia Kadir: Kesinlikle. Almanya demokratik bir ülkedir. Demokratik olmak, diğer milliyet ve azınlıkların çıkarlarını da ifade etmenizi gerekli kılar. Avrupa, insan haklarını pazarlık konusu yapmamalıdır. Bu anlamda sayın Merkel’e ezilen bütün milletler adına minnettarlığımı sunuyorum.

- Sizce Çin ile ilişkiler kalıcı bir şekilde zedelendi mi?

Rabia Kadir: Çin’in Almanya ve ABD ile ilişkilerini uzun vadede dondurması mümkün değil. Çünkü Çin’in Avrupa’ya daha fazla ihtiyacı var. Pekin yönetimi, inadının uluslararası toplumda izolasyonla sonuçlanacağının bilincinde. Kesilen görüşmeler en kısa zamanda yeniden başlayacaktır.

- Batılı ülkeler Çin’de insan hakları için yeterince çaba harcıyor mu?

Rabia Kadir: Bana kalırsa Batılı ülkeler Pekin yönetimine daha fazla baskı uygulamalı. Örneğin insan hakları üzerine tartışmaya yanaşmamasına karşılık Çin yönetimi Olimpiyat boykotu ile tehdit edilmeli. Avrupa Birliği de bir kurum olarak Çin’de ifade hüriyeti ve adalet için çaba göstermeli. Medya da Çin’de baskı altında tutulan azınlıklar, örneğin benim de mensubu olduğum Uygurlar hakkında daha fazla haber yapmalı. Haklar için mücadele veren benim gibi muhalif sesler hükümetlerden destek görmeli. Ayrıca halkıma moral destek verici adımlar atılmalı.

- Çin’deki siviller hak ve demokrasi mücadelesinde hangi imkanlara sahip?

Rabia Kadir: Çin’deki insanlar sisteme karşı kendilerini savunabilmek için hemen hiçbir imkana sahip değil. Cezaevlerinde çok sayıda kişi bulunuyor, farklı düşünenler her an tutuklanabiliyor. Uygurların kimlik ve kültürlerini muhafaza edebilmelerini umuyorum. Bu bile büyük bir katkı olur. Ancak siyasi inisiyatiflere girişilmesi mümkün değil.

- Çin Komünist Partisi kongresinde Cumhurbaşkanı yardımcısı Zeng Qinghong ile diğer iki komite üyesi Luo Gan and Wu Guanzheng Politbüro Daimi Kurulu’ndan ayrıldılar. Partinin liderlik kadrolarında kuşak değişimi yaşanıyor. Bunun Çin’in politikalarına etkisi olur mu?

Rabia Kadir: Hayır. Cumhurbaşkanı Hu Jintao kendisinden farklı, liberal görüşlere sahip politikacıların tutuklanmasını sağladı. Bu yüzden kısa vadede bir değişim beklemiyorum. Ancak liberal politikacılar tükenmiş değil. Umudum bu insanların gelecekte sistemi değiştirecek bir hareketi başlatması. Umarım bu fazlasıyla uzak bir gelecekte olmaz, ancak şu anda kısa zamanda içinde gerçekleşecek gibi görünmüyor.

- 2008 Olimpiyatları’nın Çin’de insan hakları çabalarını olumlu şekilde etkilemesini umanlar var.

Rabia Kadir: Hiç zannetmiyorum. Çin Olimpiyatları bir tür halkla ilişkiler faaliyeti olarak görüyor. Pekin yönetimi Olimpiyatları imaj tazelemek için bir araç olarak kullanıyor, ancak somut olarak herhangi bir şeyin değişeceğini tahmin etmiyorum. Batılı ülkeler Olimpiyatları vermeden önce Çin’e baskı altına alacak talepler öne sürmeliydi. Ancak bu fırsat kaçırıldı.