1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Petrol fiyatları otomotiv sektörünü vurdu

Alexander Morhart / DW18 Ağustos 2006

Ham petrol varil fiyatının yeniden 70 dolar sınırını aşması, otomotiv sektöründe değişimlere neden oluyor. Fiyat cephesindeki gelişmeler etkisini göstermekte gecikmedi ve yıllardır ilk kez özel araç trafiğinde azalma oldu. DW’den Alexander Morhart’ın haberi...

https://p.dw.com/p/AbYf
Petrol fiyatları otomobil sahiplerinin tasarrufa yönelmesine neden oluyor
Petrol fiyatları otomobil sahiplerinin tasarrufa yönelmesine neden oluyorFotoğraf: Vanhulle

Şimdiye kadar bütün batı Avrupa ülkelerinde özel araç trafiği yıldan yıla artıyordu. Berlin’deki Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nden Hartmut Kuhfeld ilk kez olmak üzere geçen yıl özel araç trafiğinde gerileme kaydedildiğini söyledi.

2005 yılında özel araçların daha az yol kattettiklerini ve araç başına yıllık düşüşün %3’ü bulduğunu saptadıklarını belirten Kuhfeld, “Daha önceleri artan akaryakıt fiyatları katedilen mesafenin aynı kalmasına ya da cüzi oranda kısalmasına yol açmaktaydı. Araç sahibi benzine ödediği ya da ödemek zorunda olduğu parayı, diğer tüketim harcamalarından tasarruf ederek çıkarıyordu” dedi.

20. yüzyılın ikinci yarısında durum tamamen farklıydı. Sürekli artan satın alma gücü sayesinde akaryakıt ucuzluyordu. 1960 yılında bir litre normal benzin alabilmek için 14 dakika çalışmak gerekirken, bu süre 1991 yılında 4 dakikaya düşmüştü.

Otomobil sahibi olmak pahalı

Berlin ilimler merkezinden Profesör Andreas Knie ise benzin fiyatlarına paralel olarak daha fazla otomobile binilmesinin sosyal araştırmalar açısından hiç de çelişki teşkil etmediği görüşünde. Knie’nin değerlendirmesi şöyle: “Otomobile yapılan masraf son yıllarda göreceli olarak azaldı. Herkesin hayat pahalılığından şikayet etmesine rağmen,1950 ve 60’lı yıllarla kıyasladığımızda otomobil sahibi olmanın ucuzladığını görürüz.”

Ama bu dönemler artık geride kaldı. 2005 yılında benzinin ortalama litre fiyatı 95 cent’ten 122 cent’e çıktı. Reel gelirler bu artışa ayak uyduramadı. Artan otomobil masrafı yüzünden orta gelirli kesim mümkün olduğunca kontak açmamaya özen göstermeye başladı. Ama yakıt fiyatlarındaki anormal artış yüzünden orta ve lüks sınıf otomobil sahiplerinin de suratı asılmaya başladı.

Tasarruflar arttı

İngiltere, Fransa ve Almanya’daki 1200 otomobil sahibiyle anket yaptıklarını anlatan Maritz Research adlı uluslararası piyasa araştırma kuruluşundan Stephan Thun da “Yüksek gelirli kesim de artık işe gidişte ya da ailesiyle yaptığı yolculuklarda düşük sarfiyatlı küçük otomobilleri tercih etmeye başladı” değerlendirmesini yapıyor.

Artan yakıt fiyatlarına gösterilen tepki de ülkeden ülkeye değişiyor. Pahalı benzin yüzünden uzun yolculuklardan ya da tatilden vazgeçmek zorunda kaldığını söyleyen Almanlar’ın sayısı Fransızlar’dan çok daha fazla. Fransız ve İngilizler, daha çok kısa mesafeye arabayla gitmekten vazgeçiyor ya da yakıttan tasarruf etmek için çalıştıkları yerin yakınına taşınıyorlar.

Her üç ülkede de yeni otomobil satın alınırken en önemli kıstas sarfiyatın eski otomobile göre daha az olması. Almanya’da dizel yakıt daha ucuz olduğu ve sarfiyatı da benzinden az olduğu için benzinli otomobillerin yerini dizel motorlu araçlar alıyor. Ancak tutumlu olduğu varsayımıyla satın alınan dizel otomobilin hiç de tasarruf sağlamadığı sonradan ortaya çıkıyor.

Dizel motorlo araçlar

Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nden Hartmut Kuhfeld öncelikle dizel motorlu araç maliyetinin artmakta olduğunu söylüyor. Kuhfeld, “Son yıllarda benzinli otomobillerde sarfiyat hemen hemen aynı düzeyde kalırken dizel motorlu araçların ortalama sarfiyatı artmaya başladı. Bunun nedeni de yeni modellerin daha büyük, ağır ve beygir gücü yüksek olması” diyor.

Petrol piyasasında fiyatlar dengelenir ve satın alma gücü artarsa, dizel sarfiyatı da artacak. Alman hükümeti bu nedenle Almanya’nın, ulaştırmadaki karbondioksit emisyonunu 2008 yılına kadar azaltma hedefini tutturacağını sanmıyor.