1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

060711 EU Polen

7 Temmuz 2011

AB’nin yeni dönem başkanı Polonya’nın Başbakanı Donald Tusk, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmayla altı aylık programını açıkladı. Tusk, Türkiye ile üyelik müzakerelerini de ilerletmek istediğini kaydetti.

https://p.dw.com/p/11qYA
Fotoğraf: Fotolia

Macaristan’ın oldukça durgun geçen dönem başkanlığı sonrası görevi devralan Polonya’nın Başbakanı Donald Tusk, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, AB’ye yönelik heyecan ve inancını güçlü bir şekilde vurguladı. Tusk, konuşmasında ülkesinin yakın geçmişine atıfta bulundu: “Bugün, Avrupa’nın şu anki kriz için bir panzehire sahip olduğu inancını yitiren herkese bir dersimiz var. Bunu unutmuş olan herkes için tekrarlıyorum. Onlarca yıl yoksulluk ve kölelik altında yaşamış olan tüm Avrupalılar için, bugünkü kriz önemli bir sorun olsa da belirleyici değildir. Bugünkü kriz Avrupa’nın birliği sayesinde yendiğimiz o dönemki krizle kıyas bile edilemez.“

Polonya Başbakanı’nın Avrupa’nın sorunlarına çözüm önerisi ise Avrupa'da bütünleşme sürecinin geliştirilmesiydi. Tusk’un selefi Macaristan Başbakanı Viktor Orban tam aksine Brüksel’in müdahalelerinden şikâyetçiydi. Tusk, Avrupalılara var olan kötümserliği yenmek için bakış açısının değişmesi çağrısında bulundu. Polonya, AB'nin tartışmalı genişleme sürecini ise hızlandırmak istiyor. Tusk, Türkiye ile üyelik müzakerelerini de ilerletmek istediğini kaydetti.

Danimarka'ya sert eleştiri

Donald Tusk, Danimarka’nın yeniden sınır kontrollerine başlamasına da değindi ve bunu yanlış bir gidişat olarak değerlendirdi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun bu konudaki açıklamaları ise oldukça netti.

Barroso, “Serbest dolaşıma zarar veren herkes iç pazarı, Avrupalılar arasındaki birliği ve Avrupa projesini de tehlikeye atıyor demektir" dedi.

Çoğu konuşmacı açıklamalarında, Avrupa politikasında belirleyici olan bir noktaya dikkat çekti. O da Avrupa’nın federal mi yoksa ulusçu çizgide mi ilerleyeceğiydi. Avrupa Parlamentosu’nda Liberallerin Meclis Grup Başkanı Guy Verhofstadt da bu yol ayrımına dikkat çekti.

Verhofstadt, “Bir yol ayrımındayız: Bir BM Avrupa’sına mı yoksa ABD Avrupa’sına mı dönüşeceğiz? Avrupa’ya şüpheyle yaklaşanların istediği gibi gerçek bir Avrupa entegrasyonu, koordinasyon ve birliğin olmadığı, ulusal devletlerin tekrar ana rolü oynadığı dağınık bir birlik mi olacağız? Yoksa bu zorlu dünyada yurttaşlarımızın refahını, barış ve istikrarı sağlamak için kesinlikle ihtiyaç duyduğumuz bir birlik; siyasi ve ekonomik bir birlik mi olacağız?“ şeklinde konuştu.

Entegrasyon karşıtı İngiliz parlamenter

Ancak konuşmalarda her parlamenterin entegrasyon yanlısı olmadığı dikkat çekti. İngiliz Bağımsızlık Partisi’nden Avrupa Parlamentosu milletvekili Nigel Farage, Parlamento, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Adalet Divanı’nın kaldırılıp, tüm yetkilerin yeniden ulusal devletlere verilmesi yanlısı. Farage, bu nedenle, Tusk’un ve Polonyalı Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek’in tecrübelerini anlayamadığını kaydetti.

Farage, “Sayın Tusk ve Parlamento Başkanı Buzek, sizler, (Polonya'yı komünizmden özgürlüğe götüren) sendika hareketinden, 20 yıl önce demokrasiye yeniden kavuşan Polonya'dan bahsedebilirsiniz. Ama şimdi Polonya’nın egemenliğini ve demokrasiyi başarısızlığa uğramış bir AB’ye teslim ediyorsunuz" ifadelerini kullandı.

Bu oldukça radikal bir görüş olsa da tek değildi. Ancak Tusk, daha çok övgü aldı. Bazı milletvekilleri de devlet ve hükümet başkanları arasında hâlâ Avrupa'ya inancını kaybetmemiş isimlerin yer almasından dolayı duydukları memnuniyeti dile getirdi.

AP Liberaller Grup Başkanı Verhofstadt
AP Liberaller Grup Başkanı VerhofstadtFotoğraf: picture alliance/Wiktor Dabkowski
Polonya Başbakanı Donald Tusk
Polonya Başbakanı Donald TuskFotoğraf: dapd

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Hasselbach / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Beklan Kulaksızoğlu