Putin Batı'da tartışma yarattı

Alman Federal Meclisi’nin Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Hans Ulrich Klose, Rusya lideri Vladimir Putin’in son çıkışlarının iç politikaya dönük olduğunu söyledi. “Hamburger Abendblatt” gazetesine konuşan Klose, “Rusya seçim sürecinde. Putin de demeçleriyle puan kazanmayı amaçlıyor” dedi. Hans Ulrich Klose, Putin’in yeni bir silahlanma yarışına girmeye niyetli olmadığını, böyle bir yarışa kaynak ayırabilecek durumda olmadığının bilincinde olduklarını söyledi.

Putin’in hayal kırıklığı

Almanya Dışişleri Bakan Yardımcısı Gernot Erler, Putin’in çıkışlarını Batı’ya karşı izlediği siyasette hayal kırıklığına uğramasına bağladı. Erler, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 10 Şubat 2007’de 43. Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmayla ortaya koyduğu bu tavrını Amerika Birleşik Devletleri’nin füze savunma sistemine karşı çıkarak ve Avrupa Konvansiyonel Silahlar Anlaşması’nı askıya alarak devam ettirdiğini kaydetti.

Rusya’da yeni dönem

Federal Alman Dışişleri Bakanlığı’nın Alman-Amerikan işbirliği koordinatörü, Sosyal Demokrat Parti mensubu Karsten Voigt da Putin’in Rusya’yı yeni bir döneme taşıdığını söyledi. “Frankfurter Rundschau” gazetesine konuşan Voigt, “Rusya hızla güçleniyor. Putin de bunu gözeterek ulusal çıkarları daha fazla vurgulama gereği duyuyor. Batıda rahatsızlık yaratan bu tutum Rusya’da Putin’in popülerliğini artırıyor” dedi.

”Anti-Amerikan söylem yanıltmasın”

Almanya’da federal hükümetin büyük ortağı, Hristiyan Demokrat Parti ise Putin’in son çıkışlarını Sosyal Demokratlardan farklı değerlendirdiler. Hristiyan Birlik’in Federal Meclis Dış Politika Sözcüsü Eckart von Klaeden, Alman Dışişlerinin “gereksiz bir temkinlilik sergilediğini” ileri sürdü. “Welt am Sonntag” gazetesine görüşlerini açıklayan Eckart von Klaeden, “Putin Rusya’yı yeniden bir süper güce dönüştürmek istiyor. Rusya liderinin anti-Amerikancı söyleminin bizleri yanıltmasına izin vermemeliyiz” dedi.

“Moskova’ya yumuşak bakış yanlış”

Almanya Federal Meclisi’nin Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı, Hristiyan Demokrat Partili Ruprecht Polenz de Dışişleri Bakan Yardımcısı Gernot Erler’e yüklendi. “Welt am Sonntag” gazetesinin sorularını yanıtlayan Polenz, Erler’in Putin’i onaylayan yaklaşımını doğru bulmadığını belirtti. Polenz, “Sevindirici olan Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in Rusya’ya bakışı yardımcısı kadar yumuşak değil” dedi.

Putin: “ABD’nin iddiaları gülünç”

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Amerika Birleşik Devletleri’nin Doğu Avrupa’da kurmayı planladığı füze savunma sistemini geçen günlerde sert bir dille kınadı. Füze konusunu Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus ile de görüşen Putin, Washington yönetiminin planının, 70’lerin sonunda dönemin ABD yönetimi tarafından alınan nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip orta menzilli Pershing II balistik füze sistemlerinin Batı Avrupa’ya yerleştirilme kararını çağrıştırdığını söyledi. Putin, Amerikan yönetiminin füze savunma sisteminin İran ve Kuzey Kore füzelerinden korunma amacıyla yapıldığı iddiasını da gülünç bulduğunu vurguladı.

Karşılıklı suçlamalar

Vladimir Putin, Batı ile ilgili eleştirilerinde, 1999 tarihli Avrupa Konvansiyonel Silahlar Anlaşması’nı halen birçok NATO üyesi ülkenin onaylamamış olmasına da dikkat çekti. Rusya’nın anlaşmayı askıya alma açıklamasını yürürlüğe koyup koymadığı ise belirsizliğini koruyor. Rus Genelkurmayının bu konuya 10 Mayıs’ta Brüksel’de yapılacak NATO-Rusya Konsey toplantısında açıklık getirmesi bekleniyor. Rusya lideri Putin, Bulgaristan ve Romanya tarafından Amerika Birleşik Devletleri’nin kullanımına sunulan askeri üsleri de Avrupa Konvansiyonel Silahlar Anlaşması’nın ihlali olarak değerlendirdiklerini belirtti. NATO yönetimi ise Rusya’nın da Gürcistan ve Moldavya’dan askerlerini çekmeyerek anlaşmayı ihlal ettiğini savunuyor.

"İlişkilere katkı sağlamaktan uzak mesajlar"

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Rusya’nın son çıkışını “talihsiz açıklamalar” olarak niteledi. New York’ta BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile biraraya gelen Barroso, “Moskova’nın verdiği mesajların Avrupa’nın bu ülkeyle kurmak istediği ilişki açısından olumlu bir katkı meydana getirmediğini” söyledi.