1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rasmussen, Türkiye'den beklenti içerisinde

28 Ağustos 2009

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Afganistan’dan Kıbrıs’a yüklü bir gündemle Türkiye’de temaslarda bulunuyor. Uluslararası ilişkiler uzmanı Soli Özel, ziyareti Deutsche Welle’ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/JJu7
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh RasmussenFotoğraf: AP

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Yunanistan’ın ardından Ankara’da temaslarda bulunuyor. Ankara’ya gelişinde "Türkiye ile daha yakın bir işbirliğini sabırsızlıkla bekliyorum" diyen Rasmussen, göreve başlamasından sonraki ilk ziyaretlerinden birini Türkiye'ye yapmasının Türkiye'ye verdiği önemi gösterdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le görüşen NATO Genel Sekreteri ardından AKP tarafından düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Rasmussen, Türkiye ziyaretiyle Müslümanları kızdıran karikatür krizi nedeniyle İslam dünyasına da iyi niyet mesajı vermek istiyor. Uluslararası ilişkiler uzmanı Soli Özel, Rasmussen’in Türkiye ziyaretini DW’den Hülya Köylü’ye değerlendirdi.

- NATO’nun yeni Genel Sekreteri Rasmussen’in Ankara ziyareti elbette Türkiye’nin, genel sekreterliğine şartı onay vermesinden sonra oldukça anlamlı bulunuyor. Peki sizce Rasmussen karikatür krizi nedeniyle kendini affettirebildi mi ya da affettirebilecek mi Türkiye’ye? Ve aynı zamanda Müslümanların yaşadığı diğer ülkelere?

ÖZEL: Olaya çok farklı bakış açılarının olduğuna şüphe yok. Rasmussen’in bakışıyla bizim ya da sayın başbakanın bakışı arasında büyük bir fark vardı. Ona hiç kuşku yok. Ancak benim anladığım kadarıyla her iki tarafta bunu geçmişte bırakma taraftarı. Özelikle Türkiye’nin istediği gibi NATO’nun üst kademelerinde genel sekreter yardımcılıklarında Türklere yer bulunabilecekse sanıyorum bunları geçmişte bırakma eğilimindeler. Çünkü hem NATO’nun Türkiye’den çok beklentileri var, hem de Türkiye NATO’dan bir şeyler bekliyor. NATO’da daha etkili olmak istiyor v.s.

- Rasmussen’in Ankara’daki gündemine dönersek, NATO’da Türk-Yunan çekişmesi tepkilere neden oluyor. Nitekim Rasmussen Türkiye’den önce Yunanistan’da da temaslarda bulundu. NATO’da bu büyük sıkıntı yaratıyor. Bu sorun çözülebilir mi? NATO’nun bu konuda atmak istediği adımlar var, bu konuda başarılı olabilir mi?

ÖZEL: Yunanlılar Türkiye’den çok rahatsızlar. Türkiye’nin Yunanistan’dan duyduğu bir rahatsızlık varsa biz bunu kamuoyu olarak pek duymuyoruz. Çünkü Yunanistan Türkiye’nin gündeminde artık önemli bir yer işgal etmiyor. Benim anladığım kadarıyla asıl mesele Kıbrıs konusunda çıkıyor. Çünkü Türkiye, AB ile NATO’nun güvenlik konularında Kıbrıs ile yakın işbirliği yapmalarına, Kıbrıs’ın NATO’nun toplantılarına katılabilmesine koyduğu veto nedeniyle sekte vuruyor. Bu da üyelerin çoğunu rahatsız ediyor. Asıl büyük rahatsızlığın orada olduğunu sanıyorum. Ama bunun ötesinde Yunanistan’ın da tabi Türkiye’den gelen göçmenler başta olmak üzere işte it dalaşları ve onlara göre kendilerine ait olan adalar üzerinden Türk uçaklarının uçması konusunda bir takım sıkıntıları var. İşte en son bundan birkaç hafta önce Karaada’da bir ufak kriz yaşandı. Yani Türkiye ile Yunanistan arasındaki meseleler çözülmemiş olduğu için her an patlamaya hazır bir durum var gibi gözüküyor. Ama Türkiye’nin gündemi o kadar meşgul ki, Yunanistan ile olan ilişkileri dediğim gibi biz kendi gündemimizde görmüyoruz bile. NATO’yu asıl rahatsız edenin de ben o yüzden Kıbrıs işi olduğunu sanıyorum.

- Tabi bu çerçevede AB-NATO ilişkileri de etkileniyor Türkiye’nin tutumu nedeniyle. Planladıkları işbirliği bu nedenle gelişemiyor. AB-NATO ilişkilerini nasıl değerlendirebilirsiniz?

ÖZEL: Şimdi AB’nin kendi güvenlik politikasını oluşturması meselesi biraz tavsadı son zamanlarda benim görebildiğim kadarıyla. İşte NATO’nun imkanlarından yararlanmaya da zaten uzunca bir zaman önce karar vermişlerdi. Bütün bunların gerçekleşmesi için entegrasyonun önündeki engellerin kalkması lazım. Şimdi Türkiye haklı olarak Avrupa güvenlik ve dış politika konularında karar mekanizmalarına dahil edilmediği en azından toplantılara katılmadığı taktirde kendisini dışlanmış hissediyor, Avrupa bunu kural gereği yapamayacağını söylüyor. Ancak Kıbrıs Rumlarının her iki tarafta olması Türkiye’yi rahatsız ediyor. Türkiye de Kıbrıs Rumlarının kendisine AB ile ilişkilerinde reva gördüğü muamele nedeniyle Kıbrıs Rumlarının NATO toplantılarına katılmasında vesaire bunlara engel oluyor. Bu sorunu AB’nin çözmesi gerekir ama AB, Kıbrıs konusunda 2004 yılından beri, referandum öncesinde beri o kadar yanlış hareket etti ki bence bu kilidin çözülmesi çok ama çok zor. Eğer ilahi bir güç müdahale edip de Kıbrıs’ta bir çözümün önünü açmaz ise eğer, bu sorunların ben devam edeceğini sanıyorum. Çünkü herhangi bir Türk hükümetinin Kıbrıslı Rumların NATO’da yer almasına izin vereceğini hiç sanmıyorum.

Söyleşi: Hülya Köylü

Editör: Murat Çelikkafa