1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rau iyi bir cumhurbaşkanıydı

Marcel Fürstenau17 Mayıs 2004

Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau’nun görev süresi sona ermek üzere... 30 Haziran günü görevini tamamlayacak olan Rau, birkaç gün önce halka hitaben yaptığı son ‘Berlin Konuşması’nda, özellikle politikacılara ve ekonomi patronlarına sıkı bir biçimde çattı. Ancak eleştirileri ötesinde, Cumhurbaşkanı Rau insanların birbiriyle diyaloğunu, özellikle de yerli halkla göçmenlerin diyaloğunu hep öne çıkardı. Almanya Cumhurbaşkanı Rau’nun görevini tamamlamasına kısa bir süre kala, DW yorumcularından Marcel Fürstenau, hazırladığı değerlendirmede, ilk geçici bilançoyu çıkarıyor:

https://p.dw.com/p/Aa3l

”Johannes Rau iyi bir Cumhurbaşkanı’ydı... . Çok sayıda Alman bu görüşe karşı çıkacaktır, ama çok sayıda Alman da onay verecektir. Rau halk arasında sevilen bir yönetici. Halkın yüzde 70’i, Rau’nun görevini yürütüş tarzından memnun. Rau da, -önceki cumhurbaşkanları gibi- bu görevi partilerüstü bir çizgiyle yürütmesini başarmış bir politikacı.

Cumhurbaşkanı Rau, 23 Mayıs 1999’da görevine yeni seçildiği sırada yaptığı konuşmayla, önemli bir konuyu –daha o zaman- vurgulamıştı: Tüm Almanların cumhurbaşkanı olduğunu, ama kendisini, yabancı pasaporta sahip hemşehrilerin cumhurbaşkanı olarak da hissetmek istediğini önemle belirtmişti. Alman anayasasının 56.cı maddesi, Cumhurbaşkanı’nın ‘tüm Almanların mutluluğu” uğrunda hizmet vermekle yükümlü olduğunu anımsatır. Rau yaptığı ilk konuşmasında, Almanya’da yaşayan, çalışan, vergisini veren, savaş ve siyasi takibatlardan kaçıp bu ülkeye sığınan yaklaşık 8 milyon yabancı kökenli insanın bulunduğu gerçeğinden yola çıkarak, görevinin sınırlarını da aşmış ve anayasanın toplumsal gerçeği yansıtmayan bu köhnemiş maddesinin ötesine geçmişti.

Johannes Rau, Almanya’da yaşayan tüm insanların Cumhurbaşkanı olduğunu ilk kez söyleyen ve bunu hayata da geçiren bir politikacı. Farklı etnik, kültürel ve dini kökenlere sahip insanlara samimi bir ilgiyle yaklaşıyor, güven ve sorumluluk duygularının, barış içinde birarada yaşamanın temel şartı olduğundan hareketle, hep bu hedef lehinde konuşuyor, bu hedefi gerçekleştirmek için çaba sarfediyor. Sadece bu özelliğinden dolayı kendisine teşekkür borçluyuz ve sadece bundan dolayı bile Johannes Rau’nun iyi bir cumuhurbaşkanı olduğunu söyleyebiliriz.

Rau, beşinci ve son kez yaptığı ‘Berlin Konuşması’nda, Almanya’daki seçkinlere yönelik sıkı eleştirilerde de bulundu. Şu sıralarda tüm toplumsal katmanlara güvensizlik ve bencillik duygusunun hakim olduğuna dikkat çeken Rau, bunun özellikle ekonomi patronlarına ve politikacılara musallat olmuş olduğunu vurguluyordu. Bu saptamasıyla, halkın büyük bir çoğunluğunun görüşlerine de tercüman oluyor, büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemde insanlara sözlerinin gücü ve inandırıcılığıyla yön verebiliyor.

Johannes Rau, -kitlesel işsizlik ve terörizm gibi toplumsal tehditlerin varolduğu bu dönemde- anlayış ve merhamet gibi değerlerin önemini de vurgulamaya çalışıyor. Göç gibi, küreselleşme, ya da gen araştırmaları gibi hassas konularda insanları düşünmeye iten konuşmalar yapıyor. Afrika, Latin Amerika ve Asya’ya, komşu Polonya’ya yaptığı gezilerde, saygı duyulan, her zaman beklenilen, sözü dinlenilen bir konuk olduğu farkediliyor. Almanya’da yaşayan insanların çoğunluğu da onu sadece beğenmekle kalmıyor, saptamalarında kullandığı vurguların neredeyse her zaman doğru olduğunda birleşiyorlar. İyi bilanço buna denmez de neye denir? Kısacası, görevi yakında tamamlanacak olan Johannes Rau iyi bir cumhurbaşkanıydı.”