1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rice'ın Avrupa turu başlıyor

dpa3 Şubat 2005

ABD Dışişleri Bakanı Condeleezza Rice, 8 Avrupa ülkesini kapsayacak Avrupa temaslarına bugün Londra’da başlıyor. Berlin’e Cuma günü geçmesi beklenen Rice’ın yapacağı görüşmelerde seçimler sonrası Irak, İran’ın nükleer programı ve İsrail-Filistin ilişkilerinin gündeme gelmesi bekleniyor…

https://p.dw.com/p/AayB
ABD Dışişleri Bakanı Rice'tan sonra Başkan Bush Avrupa'ya gelecek...
ABD Dışişleri Bakanı Rice'tan sonra Başkan Bush Avrupa'ya gelecek...Fotoğraf: AP

ABD Başkanı George Bush ve Dışişleri Bakanı Condeleezza Rice, Avrupa’nın kalbini kazanmak için yeni bir hamle başlattı. Rice, 9 Avrupa ülkesini kapsayacak gezisinde, müttefikleri Washington’un dünya barışı için attığı adımlar konusunda ikna etmeye çalışacak. Rice’tan üç hafta sonra, bizzat Bush Avrupa’ya konuk olacak ve bakanının kaldığı yerden, uzlaşma girişimini devam ettirecek.

Atlantik’in her iki yakasındaki diplomatlar, özellikle Irak savaşından sonra taraflar arasında soğuk rüzgarlar esmeye başladığında hemfikir. „USA Today“ gazetesine konuşan Amerikan Senatörü Joseph Biden, “Amerika - Avrupa ilişkilerinin dibe vurduğuna“ işaret ediyor.

Afganistan ve Irak’taki gelişmeler, ilişkilerin yeniden ısıtılması fırsatını ortaya çıkarıyor. Bush, Ortadoğu’da barış için uygun koşulların ortaya çıktığına inanıyor ve Avrupa ile Amerika’nın, barış yönünde birlikte çaba harcaması gerektiği inancını dile getiriyor. Hatta „New York Times Gazetesi“, son durumu tarif etmek için II. Dünya Savaşı sonrası yaşanan ortama gönderme yapıyor.

Ilımlı siyaset bekleniyor

Pek çok kişi, George Bush’un ikinci görev döneminde, diplomasinin ağır bastığı, daha ılımlı bir siyaset izlemesini umuyor. Washington, Paris ve Berlin hattında, olumlu yönde değişim sinyalleri gözleniyor. Gerçekten de Bush’un yeni Dışişleri Bakanı Rice, sık sık, artık „diplomasi zamanının geldiğini“ vurgulama gereği duyuyor. Rice’ın Paris’te bu değişimi ortaya koyan önemli bir konuşma yapması bekleniyor.

Washington’un bir süredir, ilişkileri ısıtmak için yürüttüğü faaliyet, Avrupalı diplomatlar tarafından da ilgiyle takip ediliyor. Ancak pek çoğu karamsarlığını koruyor. Bu karamsarlıkta, bir yandan Bush’un özgür ve demokrat bir dünya için mücadelesini sürdüreceği yolundaki açıklaması, diğer yandan uluslararası kamuoyunun gündemindeki sorunlar rol oynuyor.

Avrupalılar, Tahran’ı nükleer programından vazgeçiremezse Washington ne yapacak? ABD, Berlin ve Paris’in NATO ve Irak’a daha fazla katkı yapmasında ısrar edecek mi? Avrupa Birliği, Çin ve Küba’ya yönelik ambargonun kaldırılması yönünde irade açıklarken, Amerika buna karşı çıkıyor. Sudan’da işlenen savaş suçlarının, hangi mahkeme tarafından ele alınacağı konusunda dahi uzlaşma sağlanabilmiş değil. Ufukta, iklim değişikliğine karşı geliştirilecek bir ortak tavır da görünmüyor. Bütün bunlar, Washington - Brüksel arasındaki bahar duygularının, bir çırpıda uçuşup gitmesine neden olabilir.