1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rosetta'nın uzun yolculuğu başladı

Stefan Willert2 Mart 2004

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Churyumov-Gerasimenko kuyruklu yıldızına, araştırma yapmak üzere bir uzay aracı gönderdi. Fransız Guyanası’ndaki Kourou uzay üssünden fırlatılan Rosetta adlı aracın 10 yılda, 5 milyar km yol alarak kuyruklu yıldıza ulaşması planlanıyor.

https://p.dw.com/p/AamU
Rosetta'yı taşıyan raket Fransız Guyanası'ndan fırlatıldı
Rosetta'yı taşıyan raket Fransız Guyanası'ndan fırlatıldıFotoğraf: AP/APTN

Rosetta, üçüncü denemeden sonra uzaya fırlatılabildi. Rosetta’yı taşıyan Ariane - 5 adlı roket bu sabah 08:17‘de yola çıktı. Daha sonra roketten ayrılan Rosetta, belirlenen rotada ilerlemeye başladı. Aracın, Darmstadt’daki Avrupa Uydu ve Yer Kontrol Merkezi’ne ilk sinyallerini gönderdiği bildirildi.

Merkez yetkililerinden Walter Flury, ”Ariane 5 çok iyi çalıştı. İstenilen rotaya ulaşıldı. Uydudan gelen sinyallere bakılırsa herşey yolunda” şeklindeki mutlu haberi verdi.

Rosette’nın uzaya fırlatılması geçen hafta iki kez ertelenmek zorunda kalmıştı. Darmstadt’taki Avrupa Uydu ve Yer Kontrol Merkezi’nden Manfred Wahrhaut, bugünkü başarının kendilerini umutlandırdığını belirtiyor ve bundan sonraki adımı ”En önemli aktiviteler solar yelkenlerin açılması ve güneş ışınlarının üzerine düşeceği bir pozisyon alması" diye anlatıyor.

Enerjisini güneşten alacak

Rosetta, ihtiyaç duyduğu enerjiyi güneşten sağlayacak. Bu uzay misyonun başarılı olması durumunda güneş sistemimizin oluşumuna dair ipucu elde edileceği umuluyor. Rosetta, kuyruklu yıldıza vardığında, yüzeye bir araştırma robotu gönderecek.

Kuyruklu yıldıza olan yolculuğun 10 yıl sürebileceği bildiriliyor. Bilim adamları, kuyruklu yıldızın yüzeyi hakkında deneyimleri ve bilgileri olmadığı için inişin başarısı konusunda temkinli açıklamaları tercih ediyorlar. Rosetta’nın bir milyar euro‘ya mal olduğu belirtiliyor. Avrupa Uzay Ajansı ESA’dan Rita Schulz, uzay aracının misyonunu ise şöyle anlatıyor:

”Eğer bir kuyruklu yıldızın kimyasal bileşimini çözebilir, fiziksel özelliklerini belirleyebilirsek gezegenlerin nasıl oluştuğu hakkında fikir sahibi olabiliriz. Bu da güneş sistemimizin nasıl oluştuğu, geliştiği ve dünyanın şimdiki halini nasıl aldığı konusunda bize ışık tutacaktır.”