1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rugova'yı onbinler uğurladı

Ajanslar26 Ocak 2006

Kosova’da geçtiğimiz günlerde yakalandığı kanser hastalığına yenilerek hayatını kaybeden Cumhurbaşkanı İbrahim Rugova, başkent Priştine’da düzenlenen cenaze töreni sonrası toprağa verildi. Kosova’nın bağımsızlık simgesi olan Rugova’nın son yolculuğuna onbinler katıldı....

https://p.dw.com/p/AaDY
İbrahim Rugova, Kosova'nın bağımsızlık sembolüydü
İbrahim Rugova, Kosova'nın bağımsızlık sembolüydüFotoğraf: AP

Kosova Devlet Başkanı İbrahim Rugova, başkent Priştine’de düzenlenen törenle toprağa verildi. Rugova’nın cenaze törenine aralarında çok sayıda hükümet ve devlet başkanı ile üst düzey politikacılar ve ayrıca onbinlerce Kosovalı katıldı. 2002 yılında Kosova Devlet Başkanlığı’na seçilen Rugova, Kosovalılar’ın bağımsızlık sembolüydü. Rugova, 1990'ların başında bağımsızlık hareketini başlatmıştı.

Priştine’de düzenlenen cenaze töreninde yapılan konuşmalarda, Rugova’nın bu yönüne vurgu yapıldı ve Rugova’nın en büyük amacının Kosova’nın tam bağımsızlığı olduğuna dikkat çekildi. Ancak AB’nin Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Rugova’nın ardında bıraktı büyük boşluğun kısa sürede doldurulması gerektiğini belirterek, Kosova’nın statüsü için başlatılacak müzakerelere işaret etti. Kosova’nın statüsüyle ilgili görüşmelerin önümüzdeki Şubat ayında başlaması bekleniyor.

Rugova’ya Almanya’nın desteği

Kosova Başkanı İbrahim Rugova, 1944 yılında Kosova’da doğdu ve Sorbonne Üniversitesi’nde edebiyat eğitimi gördü. Uzun yıllar yazar kimliğiyle tanındı. Ancak yazarlıktan siyasete atılan Rugova’nın tanınmasında Almanya’nın rolü büyük oldu. 1989 yılında Alman Der Spigel dergisinin Rugova’yla yaptığı röportaj, tüm dünyada ses getirdi.

Rugova, yaklaşık bir yıl sonra 1989 yılında kurduğu ve şiddeti reddeden bir yaklaşımla Miloşeviç’e karşı direniş başlattığı Kosova Demokratik Ligi’nin lideri olarak Almanya’ya geldi. Kosova Demokratik Ligi kurucuları arasında yer alanlar, Rugova’nın, Miloşeviç döneminde hapis ceza almaktan Alman diplomatlarla kurduğu yakın ilişkiler sayesinde korunduğunu belirtmişlerdi.