1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rumlar doğrudan ticarete kesinlikle karşı

Yorgo Pappas19 Nisan 2005

Yeni bir döneme hazırlanan Kuzey Kıbrıs Türk Kesimi’ne AB’nin söz verdiği 259 milyon Euro’luk acil mali yardımı ne zaman yerine getireceği merakla beklenirken, AB ile doğrudan ticaret yapılması konusu ise daha zor görünen bir hedef. Güney Kıbrıs yönetimi, Ada’nın kuzeyiyle doğrudan ticaret yapılmasına kesinlikle karşı. DW’den Yorgo Pappas’ın derlemesi:

https://p.dw.com/p/AasH
Kuzey Kıbrıs birleşme referandumunda "evet" demişti.
Kuzey Kıbrıs birleşme referandumunda "evet" demişti.Fotoğraf: AP

Birleşmeyi reddeden Rauf Denktaş’ın siyasetten çekilmesi ve Rum kesimiyle birlikte AB üyesi olmayı isteyen Talat’ın Kıbrıs Türk cumhurbaşkanlığına seçilmesi görünürde birşey değiştirmeyecek ve sorun çözülünceye kadar sadece Rum Kesimi AB üyesi olarak kalacak. Kıbrıs Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu, Kıbrıs Türkleri’nin Birlik Avrupası tarafından vadedilen mali yardımı, ancak hayal edebilmesinin de ihtimal dahilinde olduğu görüşünde. Gerekenlerin yapılmasına dikkat çeken Yakovu şunları söylüyor:

“Kıbrıs Türkleri’ne 259 milyon Euro değerindeki acil yardım yapılmasını ben önerdim, Komisyon da kabul etti. Birlik Komisyonu mali yardımı doğrudan ticaretin başlaması şartına bağladığı için para musluğu açılmıyor. Türk kesimine yardımın ulaşabilmesi için Komisyon önerilerinin yıl sonuna kadar onaylanması gerekiyor. Daha fazla gecikilmesi Kıbrıs Türkleri’nin yardımı kaybetmelerine yol açabilir.”

Güney Kıbrıs doğrudan ticarete karşı

Ancak Kıbrıs Rum Kesimi, Türkler’in AB ile doğrudan ticaret yapmasına hiçbir zaman izin vermeyecek. Dışişleri Bakanı Yakovu, başta İngiltere olmak üzere bazı ülkelerin bunu bildikleri için mali yardımı doğrudan ticaret iznine endekslediklerini söylüyor. Rum kesiminin ticaret konusuna alerjisi var. Çünkü bu, Kıbrıs Türkleri’nin dolaylı olarak tanıma anlamına gelecektir.

Şubat ayında bir grup Amerikalı işadamının doğrudan Kuzey Kıbrıs’a gitmesi Lefkoşe ile Washington yönetimleri arasında gerginliğe yol açmıştı. Rum Ticaret Bakanı Yorgo Lilikas ise sorunun ticaret gibi konulara odaklanmayıp kökten çözüme kavuşturulması gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:

“Doğrudan ticaret toplumlararası işbirliğinin cazibesini azaltır. Çıkar rekabetine dönüştürüp, bölünmeden ve halk gruplarının birbirinden ayrı yaşamasından yana olanları cesaretlendirir. Oysa yeşil hat üzerinden toplumlararası ticaretin gelişmesi çıkar ortaklığına ve belki de ortak sorunların aşılmasına yardımcı olur. Kıbrıs sorununun çözümüne elverişli bir ortam yaratılır.”

Lilikas: Ada’nın tamamını temsil ediyoruz

Kıbrıs Rum Ticaret Bakanı Lilikas, AB üyesi olan Kıbrıs’ın Ada’nın tamamını temsil ettiğini ve bu nedenle AB’nin kuzey kesimiyle ayrı ticaret rejimi oluşturmayacağını belirtiyor. Kıbrıs Türkleri’nin alıp satacakları malların yeşil hattı aşıp güney kesimi üzerinden geçmesi gerektiğini söyleyen Lilikas, “AB düzenlemeleri Temmuz’da yürürlüğe girdiğinde güneyde satılan Türk ürünlerinin bedeli 4 bin Euro’yu ancak buluyordu. Bu rakamın yüzde 5000’lik artışla aralıkta 250 bin Euro’ya çıkmış olması gelişme potansiyelinin var olduğunu gösterir” diyor.

Kıbrıs Rum Ticaret Bakanı, Maraş’ın eski sakinlerine iadesi karşılığında Magosa Limanı’ndan ticaret yapılmasına izin verebileceklerini ve Magosa’nın AB denetimi altında 70 milyon Euroluk ticaret hacmini kısa zamanda genişletebileceğini de sözlerine ekledi.