Rumlar'dan Ankara'ya liman tehdidi

Avrupa Komisyonu'nun 24 Ekim tarihinde açıklayacağı, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile müzakere sürecinin geleceğini belirleyecek İlerleme Raporu'na geri sayım başlarken, Brüksel'deki diplomasi trafiği giderek hızlanıyor. Rum Dışişleri Bakanı Yorgos Lilikas, dün akşam AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile yaptığı görüşmede, “Türkiye'nin limanlarını Rumlara açmaması halinde, müzakere sürecini tamamen bloke edeceklerini” söyledi.

AB ise limanlar krizini önlemek üzere formül arayışında. Lilikas, AB yetkilisine, “Türkiye, Gümrük Birliği’ni Kıbrıs'a genişleten uyum protokolünü onaylamayıp uygulamaya sokmazsa, biz de bundan sonra Türkiye - AB arasındaki müzakere başlıklarının açılması ve kapanmasını engelleriz. Bu durumda, müzakereler bloke olur. Kimse de Aralık ayındaki AB Zirvesi'nden Türkiye ile ilgili bir şey beklemesin” dedi.

Rehn'in görüşme sırasında, Rumlar’ın ilettiği görüşleri not aldığı belirtilirken, AB diplomatları, AB Komisyonu ve AB dönem başkanı Finlandiya'nın, Türkiye'nin taahütlerini yerine getirmesi için çaba harcadıklarını söylediler.

'B' planı rafa kalktı

Öte yandan liman krizinin önlenmesi için formül arayışı sürüyor. Türkiye'ye protokolü uygulaması konusunda, Aralık ayına kadar mühlet veren AB'de son olarak müzakerelerin tamamen askıya alınmasını önlemek üzere öngörülen, “limanların neden olduğu yasal sorunun Adalet Divanına taşınması” şeklindeki B planı ise tamamen rafa kalktı. Rehn - Lilikas görüşmesinde, konunun gündeme bile alınmadığı belirtildi. Bu planın hem Türkiye'nin hem de Rum kesiminin sıcak bakmaması nedeniyle gündem dışı kaldığı ifade ediliyor.

AB kurallarına göre, taraflardan birinin kabul etmemesi durumunda, Adalet Divanı'na gidilemiyor. Limanların açılmasının, Gümrük Birliği’nin dışında bulunan, “hizmetlerin serbest dolaşımına” girdiğini belirten Ankara, Kuzey Kıbrıs'a uygulanan ambargonun kaldırılmaması durumunda, bu konuda hiç bir adım atmayacağını belirtiyor.

Limanların Rumlar’a açılmasının, Gümrük Birliği'nin içinde bulunan malların serbest dolaşımı anlamına geldiğini görüşünü benimseyen AB tarafı ise, Türkiye'yi taahütlerini yerine getirmeye çağırıyor. Henüz krizden çıkış için bir formül bulunamaması ise Ankara'nın olduğu kadar Brüksel'in de başını ağrıtıyor.