1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rusya'da demokrasi

Cornelia Rabitz / DW11 Ekim 2006

“Petersburg Diyaloğu” adlı Rus-Alman görüşmeleri çerçevesinde Almanya’nın Dresden şehrine gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Başbakan Merkel’e, Rus gazeteci Anna Politkovskaya cinayetinin aydınlatılacağına dair teminat verirdi. DW Rusça Servisi Şefi Cornelia Rabitz’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZnu

“Petersburg Diyaloğu’nun Dresden ayağına Moskova’daki cinayetin gölgesi düştü. Anna Politkovskaya toprağa verildiği sırada toplanan Rus - Alman karma uzmanlar heyetinin gündeminde Rusya’nın iç politikası vardı. Putin yönetimini eleştirmekten çekinmeyen bağımsız kadın gazetecinin öldürülmesi ve Moskova’da yaşayan Gürcüler’e uygulanan baskı akla soru işaretleri getiriyor.

Muazzam enerji rezervleri olan Rusya’nın kendinden son derece emin Devlet Başkanı’nın Almanya ziyareti sırasında, ikili ekonomik ilişkiler kadar Rusya’nın iç politikası da gündemdeydi. Temel değerler, eleştiriye katlanma ve basının bağımsızlığı gibi konuların tartışmaya açılması, Rusya ile Almanya arasındaki ilişkilerin ekonomiyle sınırlı kalmayıp çok geniş bir yelpazeye yayıldığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel de Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, Politkovskaya cinayetinin aydınlatılmasını istedi ve Putin’den bu konuda söz aldı. Ancak Putin’in aynı zamanda Politkovskaya’yı, Rus toplumu üzerinde etkisi olmayan önemsiz bir gazeteci olarak tanımlamakla bu gibi konuların kendisini sarsamayacağını göstermeden de edemedi.

Dresden’deki bazı göstericiler gibi Rusya Devlet Başkanı’nı katillikle suçlamak abartmak ve ona haksızlık etmek olur. Ancak bağımsız medyayı sindirme girişimlerinin yeşerdiği zemin, Putin’in politikalarıyla mümkün olmuştur. Hürriyet, basın hürriyeti ve çoğulculuk gibi değerlerin ayaklar altına alınıp Kremlin çizgisinden sapanların cezalandırıldığı bir ortam hüküm sürmektedir.

Almanya ile Rusya arasındaki ekkonomik ilişkileri mükemmel olarak tanımlamak ise mümkün. Ancak Rusya’nın demokratikleşme sürecindeki en önemli kıstas basın hürriyeti. Rusya’yı eleştiren batılı medya organları ifttira atmakla suçlanıyor. Dresden’deki uzmanlar buluşmasında da Rus heyeti, Alman medyasını kampanyacılık ve propagandacılıkla suçlayıp hiçbir eleştiri kabul etmedi.

Ancak Putin yönetiminin ulaşamadığı bir Rusya’nın da olduğu unutulmamalı. Kremlin ne kadar, temel insan haklarını savunanları susturmaya çalışsa da baskıya direnebilen bu çevrelerin, Alman hükümeti ve Rusya ile iş yapmak isteyen Alman şirketleri tarafından desteklenmeleri gerekir.

Ne yazık ki Almanya, bu konuda henüz hassasiyet gösterememekte. Buna en iyi örnek de tekelci Rus petrol şirketi Gazprom’un imaj tazelemek için Alman futbol kulübü Schalke’nin sponsorluğunu satın alması olmuştur. Rusya’daki basın hürriyetinin kısıtlanmasında önemli payı bulunan bu şirketin logosu bundan böyle Schalke takımının formasını süsleyecek.

Rusya’nın temel insan hakları konusunda batıdan öğreneceği çok şey var. Ancak beş yıl önce başlatılan Petersburg Diyaloğu’nun Rusya’nın tutumunu değiştiremediği de bir gerçek. Basın hürriyeti, fikir zenginliği ve gazetecilerin can korkusuna kapılmadığı çalışma şartlarının modern demokratik devletlerin vazgeçilmez öğeleri olduğunu sadece batılı hükümetler değil, sivil toplum kuruluşları ile özel şirketler de Rus muhatap ve ortaklarına anlatmalıdırlar. Rus – Alman ilişkilerinin inandırıcılığı bu gibi konuların gündemdeki yerini koruma gücüyle ölçülecektir.”