1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rusya'da reform gerginliği

Christiane Hoffmann14 Eylül 2004

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Kuzey Osetya’nın Beslan kentindeki kanlı terör olaylarının on gün sonrasında idari reformlara gideceklerini duyurdu. Yapılacak reformlarla merkezi yönetimin yetkilerinin arttırılması, federasyona bağlı cumhuriyetlerin idari gücünün ise azaltılması hedefleniyor. DW editörlerinden Christiane Hoffmann'ın konuyla ilgili yorumu:

https://p.dw.com/p/Aa10

Rus halkı, Kuzey Osetya’daki terör saldırılarının ardından huzursuz. Yeni terör saldırılarından korkulduğu ve hükümete güvenlik konusunda başarısız olduğu suçlamalarının getirildiği böylesi bir dönemde, Putin aslında uzun süredir çekmecesinde duran reform taslağını çıkarıp, masaya koyuyor. Avrupa ise Beslan’da yüzlerce insanın ölümüne neden olan rehin alma olayının ardından suskun ve Rus hükümetine eleştiri getirmekten kaçınıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in duyurduğu idari reformlar ülkenin federal ve demokratik yapısına veda etmesi anlamına gelecek ve böylece Avrupa’nın herşeyin üstünde tuttuğu değerleri yerle bir olacak. Yapılması öngörülen reformlar nedeniyle bugün federasyona bağlı 89 bölgenin valisi Kremlin’e çağrıldı. Demokratik hakların kırpılacağı ve seçim yasasının değişikliğe uğrayacağı haberinin geldiği Rusya’da bir internet gazetesi sayfalarına bugün "kara pazartesi" başlığını attı.

Putin’in önerdiği reformlarla Rusya’nın değil Kremlin’in gücü artacak. Bundan sonra Putin federasyona bağlı cumhuriyetlerin yöneticilerini kendisi atayacak. Yerel parlamentolar bu atamaları sadece onaylamakla görevli olacak. Yöneticilik görevine kimlerin atanacağı ise şimdiden belli. Putin, Moskova’ya yakınlığıyla bilinen gizli servis çalışanlarını,yani kendi adamlarını göreve getirecek.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in duyurduğu reformlar seçim yasasında da değişiklik öngörüyor. Rusya reformlarla nisbi seçim yöntemini uygulamayı düşünüyor. Reformlardan sonra parlamentonun yarısı doğrudan seçimle göreve gelemeyecek, partiler adaylarını seçim listeleri üzerinden parlamentoya taşıyacak. Böylece sadece Putin’in partisi gibi güçlü partiler parlamentoda temsil edilebilecek, diğer küçük partiler safdışı kalacak. Vladimir Putin’in reform önerilerine muhalefet partilerinden tepkiler gelse de Putin destekçisi basın eleştirilere yer vermiyor. Üstelik Putin’in "Birleşik Rusya" partisi parlamentonun üçte ikisi elinde bulundurduğu için reform paketinin parlamentodan sorunsuz geçmesine de kesin gözüyle bakılıyor.

Reformlara terörle mücadele gerekçe gösteriliyor ama seçim yasasının değiştirilmesinin terörle mücadeleyi nasıl engelleyeceği konusunda net bir cevap verilmiyor. Ayrıca federasyona bağlı cumhuriyetlerin yetkilerinin azalması terörü azaltmaz, tersine fanatik örgütleri daha da güçlendirir.

Rusya’da reformlar sadece yasal düzenlemeler koyma alanında değil uygulama alanında da değişiklikler getirecek. Halktan oluşan bir güvenlik birimi kısa bir eğitimin ardından sokaklarda denetimler yapacak. Bu arada insanların hoşuna gitmeyen, ya da göze batan kişilerin de terör zanlısı olarak değerlendirilmesi tehlikesi de doğmuş olacak.

Putin’in önerdiği reform paketi Stalin dönemindeki diktatörlük rejimini anımsatıyor. Rusya’da şeffaf ve demokratik bir yapıyla, sivil toplumun gücüne dayanan bir güven ortamı yaratmak yerine şüphe ve ispiyonun artacağı bir ortam yaratılıyor. Rus halkı 80 yıllık Sovyet rejiminin ardından kavuştuğu açıklık ve yeniden yapılanma anlamına gelen glasnost ve perestroika kavramlarından uzaklaşıyor. Son dört yıldaki gelişmelerle Putin bu kavramları tarihe gömüyor.