Sadece icat etmek yetmiyor

“Yenilikçilik, daha önceki Hannover Cebit fuarlarında olduğu gibi bu yıl da öne çıkan kavramlardan oldu. Özellikle resmi açıklamalarda bu ifade eksik olmadı. Almanya Başbakanı Angela Merkel, ‘yenilikçilik hamlesi’nin başlatılmasını talep etti; katılımcılar ‘ileri’, ‘çığır açıcı’ ve ‘yenilikçi’ sözlerini dillerinden düşürmediler. Oysa fuar alanında yapılan kısa bir gezinti, o kadar fazla yeni ve çığır açıcı ürünün olmadığını ortaya koyuyor. Aslında genel olarak yapılan, bilinen ürün ve teknolojiyi, kullanıcıya daha fazla konfor sağlayacak birtakım teknik özellikler katarak ‘yeni ambalajla’ sunmaktan ibaret.

Bu tespit, başta Almanlar olmak üzere Cebit Hannover fuarının tüm katılımcı firmaları için geçerli. Almanlar kendilerini çağdaş teknolojinin öncüleri olarak algılamaktan haz duyuyor. Ancak bunu yaparken büyük buluşlar çağının artık geride kalmaya başladığını gözden kaçırabiliyorlar. Günümüzde artık bilgisayar ya da otomobil icat edilmiyor. Buluş, Almanya’da yapılsa bile başka ülkeler bu buluştan para kazanıyor.

MP3, bunun belki en iyi örneği. Kalite kaybı olmaksızın ses dosyalarını sıkıştırmaya yarayan bu teknoloji, günümüzde her adım başı rastlayabileceğiniz müzikçalarda kullanılıyor. Ancak bu cihazlar, genelde Almanya’da değil, Amerika Birleşik Devletleri ya da Uzakdoğu ülkelerinde üretiliyor.

Cebit Hannover’de konuşan Alcatel Başkanı Patricia Russo’nun uyarısı bu nedenle son derece haklıdır. Alcatel Başkanı, ‘Yenilikçilik yalnızca fikirle sınırlı değildir. Yenilikleri uygulamaya koyacak kaynak ve partnerlerinizi de hesaba katmalısınız’ diyor.

Bu tespit, özellikle Almanya için son derece yerinde... Almanlar, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Japonların taklitçiliğiyle alay ediyordu. Ancak Japonlar karşısındaki kibirimiz tükeneli çok oldu. Almanları önce Japonlar solladı. Japonya’yı Asya Kaplanlarından bazıları izledi. Şimdi de Çin sol şeride geçmiş durumda.

Almanya, yaratıcılık konusunda da daha geride kalmış durumda. Microsoft tarafından yapılan bir araştırmaya bakılırsa en yaratıcı ulus listesinde ilk sırada İsveç var. Amerika Birleşik Devletleri’nin dördüncü olduğu listede Almanya, İzlanda’nın üç basamak ardından 10’uncu sırada geliyor.

Bu noktaya gelinmesinde çeşitli faktörler rol oynuyor. Bunlar arasında Alman özel sektörünün risk almaktan kaçınan tutumunu da saymak gerekiyor. Özel sektör, finans kaynağı olarak devleti göstererek yaratıcı projelere destek vermekten geri duruyor. Oysa Amerika Birleşik Devletleri’nde bu işin vakıflar, firmalar ve şahıslar tarafından üstlenildiği görmezden geliniyor. Devletin görevi eğitim imkanlarını düzeltmektir, ancak yenilikçilik asıl bireylerin işidir.”