1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sam Amca hızla değişiyor

Ajanslar7 Kasım 2006

ABD tam 200 yıllık bir demokratik sisteme sahip. Skandallar, yolsuzluklar, ihmallerle yıpratılan, savaşlar ve hatalı kararlarla yaralar alan Amerikan demokrasisi yeni koşullara ayak uyduruyor.

https://p.dw.com/p/AaKT
Amerikan devlet aygıtı, hem sağ hem sol cenahtan grupların faaliyetlerine izin vermekle birlikte bunları sürekli denetliyor.
Amerikan devlet aygıtı, hem sağ hem sol cenahtan grupların faaliyetlerine izin vermekle birlikte bunları sürekli denetliyor.Fotoğraf: AP

Merkezi Washington’da bulunan, muhafazakar Brookings Enstitüsü’nden Profesör Charles Jones, geçen yıllarda Amerikan seçim sisteminde yarışan partilerin karşılıklı kutuplaşmasının arttığını, buna rağmen “Amerikalıların sisteme inanmaya devam ettiklerini” kaydediyor.

Amerika’da devlet başkanlığı seçimlerinde ortalama yüzde 54’ü bulan katılım oranı Kongre seçimlerinden yüzde 40’a düşüyor. George Mason Üniversitesi öğretim görevlilerinden Profesör Michael McDonald, seçmen kayıt sisteminin karmaşık yapısı, artan tutuklu ve hükümlü sayısı ile seçme hakkı bulunmayan kaçak göçmen grubundaki artışın bu oranları etkilediğine dikkat çekiyor. Katılım oranını olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biri de senatör ve milletvekillerinin yeniden seçilme beklentisi... Milletvekillerinin yüzde 90’ı, senatörlerin ise yüzde 80’i bir sonraki seçim döneminde tekrar seçilmeyi başarıyor

Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre 18-27 yaşları arasındaki seçmenlerin siyasete ilgisi büyüyor. “Christian Science Monitor”a göre "Yüzde 93’ü gazete okumayan ve televizyonlarda yayınlanan komedi şovlarını en önemli enformasyon kaynağı olarak gören bir kuşağın ilgisi önemli gelişme olarak görülmeli.”

Muhalifler denetim altında

Amerikan siyasi sistemi 200 yıldır gerek sağdan gerekse soldan demokrasi karşıtı hareketleri ve darbe heveslilerini iktidardan uzak tutmayı başardı. Amerika’da komünist ve Nazi partilerinin faaliyet göstermesine izin veriliyor. Hatta ırkçı Ku-Klux-Klan da faaliyetlerine devam ediyor. Ancak bu tür organizasyonlar, polis ve gizli servis tarafından yoğun şekilde denetleniyor.

Brookings Enstitüsü’nden Profesör Charles Jones, parti aygıtı olarak önemli güce sahip olmamalarına rağmen Demokrat ve Cumhuriyetçi Partilerin Amerikan siyasi hayatına yön vermeyi başardığını kaydediyor. Parti disiplini ve meclis grup kararı gibi Avrupa demokrasisine özgü kavramlar Amerika’ya yabancı. Seçmen listelere değil, kişilere oy veriyor. Profesör Jones, Demokrat-Cumhuriyetçi ikilisinin dışında kalanların siyaset dışında kaldığını vurguluyor.

Nebraska Üniversitesi öğretim görevlilerinden Profesör John Hibbing, Amerikalı milletvekili ve senatörlerin sosyal yapısının da değiştiğini belirtiyor. 100 senatör ve 435 milletvekilinden 83’ü kadın, 43’ü siyah, 38’i ise diğer etnik grupların mensubu. Milletin temsilcileri arasında en büyük meslek grubunu 274 ile hukukçular meydana getirmeye devam ederken sayıları 200’e ulaşan işadamı ve yöneticiler grubu her seçim döneminde büyümeye devam ediyor. Üçüncü sırada kamu yöneticilerinin geldiğini belirten Profesör John Hibbing, çiftçi, sendikacı ve işçi kökenlilerin yeterince temsil edilmediğini kaydediyor.

Süper zenginler siyasete atılıyor

Michael Bloomberg, John Kerry ve Jay Rockefeller gibi siyasete ede atılan “süper zenginlerin” artıyor. Zira Nebraska Üniversitesi öğretim görevlilerinden Profesör John Hibbing’e göre maddi imkan siyaset için büyük önem taşıyor. Temsilciler Meclisi seçim kampanyası için 1 milyon dolar, Senato’ya girebilmek için en az 10 milyon dolar harcamak gerekiyor.

Yine de seçimi kazanabilmek için yalnızca para yetmiyor. 1998 yılında yapılan Kaliforniya valilik seçimlerinde milyarder Al Checchi yaklaşık 40 milyon dolar harcadı. Checchi, kampanya bütçesi 9 milyon dolar ile sınırlı olan Gray Davis karşısında mağlup oldu. 1992 yılında bağımsız aday olarak seçim yarışına katılan Ross Perot’nun, 2004 yılında Demokrat aday olarak yarışan John Kerry’nin döktüğü milyonlarca dolar da ABD başkanı olabilmelerini sağlayamadı.