1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Interview mit Bekir Alboga (DITIB Dialogbeauftragter)

22 Haziran 2009

DİTİB, Alman hükümetinin İslam dinini kiliselerle eşit statüye getirme düşüncesi ve muhatap kuruluş olarak DİTİB'in gündemde olmasından memnun. DİTİB'in Dinler Arası Diyalog Sorumlusu Bekir Alboğa sorularımızı yanıtladı.

https://p.dw.com/p/IWib
Federal Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble (solda) ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin Dinler Arası Diyalog Sorumlusu Bekir AlboğaFotoğraf: AP

Federal Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble, Berlin’de Perşembe günü düzenlenecek İslam Konferansı'nın son toplantısı öncesinde dikkat çekici açıklamalar yaptı. Alman basınına verdiği demeçte “Tıpkı diğer dinî cemaatler ile olduğu gibi İslam'la da devlet olarak bir işbirliğini öngördüklerini” kaydeden Schäuble, muhatap alacakları organizasyon olarak da DİTİB kısa adıyla bilinen Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'nin gündemde olduğunu dile getirdi.

Merkezi Almanya'nın Köln kentinde bulunan DİTİB'deki yetkililer ise Almanya'da İslam dininin kiliselerle eşit kurumsal bir statüye kavuşturulacak olmasından memnun. Alman hükümeti ile istişarelerin devam ettiğini belirten Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin Dinler Arası Diyalog Sorumlusu Bekir Alboğa şunları söyledi:

“Nihayet diyorum, nihayet bu noktaya gelebildik. 50 yıldır bu ülkede yaşayan bir Müslüman toplum olarak bundan daha doğal bir süreç ve bundan daha tabi bir sonuç olamazdı. Nihayetinde olması gereken yere doğru gidiyoruz. Seviniyoruz tabii bu haberleri okuduğumuz zaman.”

"Alman hukuku ile çelişmiyor"

Alman hükümeti, Müslümanların resmi temsilcisi olarak DİTİB'i öngörüyor. Ancak İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble, Müslümanların en büyük örgütlenmesi konumundaki DİTİB'in Türk devletiyle yakın bağları bulunduğunu belirterek bu nedenle DİTİB bünyesinde bazı reformlar yapılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Görüşmelerin sürdüğünü belirten Bekir Alboğa ise DİTİB'in Almanya'da en iyi organize olan ve en çok tanınan İslam organizasyonu olduğunu ifade ederek kurumun Alman Anayasası ile çelişmediğine dikkat çekti. Alboğa sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu İslam Konferansı çerçevesinde şunu gördük ki; cemaatlerin bir dini cemaat olarak tanınabilmesi ve o statüye ulaşabilmesinin yolu eyaletler çapında sivil ve dini cemaatler olarak organize olmalarından geçiyor. DİTİB, eyaletlerde, eyalet DİTİB derneklerini kurdu. Cami cemaatlerinden oluşan bu dernekler, Alman Anayasası'na göre herhangi bir engeli bulunmayan, dini cemaatler olarak tanınması için önünde herhangi bir engel kalmayan yegâne dernek, Müslüman derneği, haline geldi.

"Ortaya iyi bir işbirliği çıkacak"

DİTİB'in dini cemaat olarak tanınmak için tüm kriterleri yerine getirdiğini belirten Bekir Alboğa, teşkilatın, Alman hükümetinin resmi muhatabı olarak kabul edildiğinde devletle ilişkisinin nasıl şekilleneceği sorusuna da şu yanıtı verdi:

“Eyaletler bazında, mesela İslam din dersini vermek isteyen bir cemaat dilekçe verecek. Buna müsaade edecek olan ilgili eyalet bakanlığı, verilen dilekçeyi değerlendirecek, eğer dilekçeyi veren muhatap dini cemaat statüsüne haizse o zaman birlikte bir müfredat geliştirilecek, öğretmen yetiştirilecek ve okullarda İslam din dersi uygulamasına geçilecek. Eyaletlerde DİTİB çatı örgütleri, bu hususlarda müracaat edeceklerdir. Bekleyeceğiz, ondan sonra muhataplarımız olan bakanlıkların vereceği cevaba göre hareket edeceğiz. Eğer eksikliklerimiz varsa onlar giderilecek. Bakanlıkların yerine getirmesi gereken eksiklikler varsa bakanlıklar onu yapacaklar. Dolayısıyla ortaya iyi bir işbirliği çıkacak.”

Hülya Köylü

Editör: Murat Çelikkafa