1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Schröder Türkiye'ye destek çıkacak

Rainer Sollich19 Şubat 2004

Türkiye’nin AB üyeliğine ”hayır” demek için onca yolu göze alıp Ankara ve ardından İstanbul’a giden Alman ana muhalefet lideri Angela Merkel bu gezisinden dün dönerken, haftasonunda da iktidar lideri Gerhard Schröder bu kez Türkiye’nin yolunu tutuyor. DW editörlerinden Rainer Sollich'in konuyla ilgili yorumu:

https://p.dw.com/p/Aa5i

Gerhard Schröder, Hristiyan Birlik Partisi Genel Başkanı Angela Merkel gibi Türkiye’ye “imtiyazlı ortaklık” statüsü tanınmasını istemeyecek kuşkusuz. Başbakan, Türkiye’ye AB üyeliği sürecinde adil bir fırsat tanınması gerektiği şeklinde daha önce savunduğu görüşün bugün de arkasında duruyor. Aslında Angela Merkel’ın haklı olduğu bazı noktalar da yok değil. 70 milyon nüfuslu Türkiye’nin kısa vadedeki üyeliği, AB’yi hayli zorlayacak. Ama zaten Türkiye’nin hemen üye olması diye bir konu mevzubahis değil. Öncelikle birliğin, 1 Mayıs’taki genişleme sürecini iyice hazmetmesi gerekiyor – ki bu o kadar da kolay olmayacak.- Doğuya doğru genişlemesi sadece birliği zorlamakla kalmayacak, aynı zamanda karekterini de önemli ölçüde değiştirecek. Birleşen Avrupa daha büyük ve karmaşık bir hale dönüşecek, sınırları da Ukrayna ve Beyaz Rusya’ya kadar dayanacak.

Böyle bir durumda Irak, İran ve Suriye’ye sınırı olan Türkiye’nin üyeliği neden olmasın? Bu yöndeki bir genişlemeden korkanlar, Avrupalılar'ın Ortadoğu’daki gelişmelere seyirci kalamayacaklarını hâlâ anlamamış demektir. Türkiye birliğin dışında kalsa da bu durum değişmeyecektir. Tabi burada Ankara’nın hemen bugünden yarına AB üyesi olmak gibi bir beklenti içine girmesi de yanlış olur. Bu hayli zaman alacak ve belki de 10 yıldan bile fazla sürebilecek zorlu bir süreç. Bu nokta Federal Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in yapabileceği en önemli şey, girişilen reformlar konusunda Türkiye’ye cesaret vermek ve tam üyelik müzakerelerinin bir an önce başlaması yönünde çaba göstermek olmalıdır. Zira onyıllardır konuşulan ama gerçekleşmeyen ilerlemeler, şimdiki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde, çok kısa süre içinde gerçekleştirildi. Yine Erdoğan, içteki tüm mukavemete rağmen, Kıbrıs sorununun çözümünün önünü araladı. Türkiye’deki siyasi yapının hassas dengelerini yakından takip edeneler, tüm bu adımların, AB üyelik perspektifi olmaksızın başarılamayacağını da çok iyi biliyorlar.

Ve Almanya... Halen burada iki buçuk milyondan fazla Türk yaşıyor ve Almanlar'ın büyük bir bölümü, Türkiye’nin AB üyeliğinin ardından, bu sayının daha da artmasından endişe duyuyor. Ancak serbest dolaşım için özel bazı düzenlemelerin mümkün olduğu unutulmamalı. Asıl önemli olan, Avrupa açısından da Türkiye’nin üyeliğinin pekçok avantajı beraberinde getireceğinin bilincine varılması... Hem Müslüman, hem de demokratik bir ülkenin Avrupa’ya dahil olması, önemli bir mesaj olma özelliğini de taşıyacak. Ayrıca sadık ve köklü bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin dahil olmadığı ortak Avrupa güvenlik politikasınının başarılı olma ihtimali de hayli azalacaktır.