1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sel felaketi ders olmalı

10 Eylül 2009

Selden kasırgaya dünya genelinde her yıl önemli can kaybına ve maddi hasara yol açan felaketler yaşanıyor. DW Türkçe Servisi editörü Murat Çelikkafa, haber-analizinde felaketin deneyimlerinin önemini vurguluyor.

https://p.dw.com/p/JZDx
Fotoğraf: picture alliance / Photoshot

Sular altında kalan bir mega kent, 31 ölü, milyarlarca liralık hasar ve çıkarılması gereken onlarca ders! İstanbul ve Tekirdağ’da etkili olan aşırı yağışlar sonucu meydana gelen sel felaketinin korkunç bilançosunu bu şekilde özetlemek mümkün.

Bir yandan enkâz kaldırma çalışmaları devam ederken, diğer yandan da benzer felaketlerin nasıl önlenebileceğine dair tartışmalar yaşanıyor. Bu arada hava tahmin raporlarına göre, özellikle yarın daha şiddetli yağışlar olacak.

Kuşkusuz, bu tür felaketleri önlemek için insanoğlunu imkânları sınırlı. Ama felaketin zararlarını en aza indirgemek elimizde.

Çevre uzmanlarının uzun yıllardır dile getirdiği ve dün Türkiye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi derelerin ıslah edilmesinin gerekliliği ya da şehir plancıların ısrarla yaptığı “kaçak yapılaşmayı durdurun” şeklindeki çağrılar, İstanbul ve Tekirdağ’daki sel felaketinin korkunç bilançosundan sonra kuşkusuz daha dikkatli bir şekilde değerlendirilecektir.



Afetlerin bir diğer önemli nedeni de hiç kuşku yok ki küresel iklim değişikliği…

Istanbul Flut Welle Überflutung Flash-Galerie
Fotoğraf: AP

Afetler, her yıl 250 milyon insanın hayatını etkiliyor. 1992 yılından bu yana, kasırga, sel ve kuraklıkların verdiği zararı hafifletmek için uluslararası toplum 2 milyar 700 milyon dolar harcamak zorunda kaldı.


İklim değişikliği faktörü

İsviçre'nin Davos kentinde bulunan "Küresel Risk Forumu" adlı kuruluşun başkanı Dr. Walter Amman, iklim değişikliğinin, doğal felaketlerin sayısını artırdığından şüphe duymuyor.

”Son 10 yıldaki olayların sayısına baktığımızda, zarar bilançosu yüksek olayların kesinlikle arttığını söyleyebiliriz. Bu gözlemin nesnel olmadığını, 20 yıl öncesine oranla afetlerden çok daha çabuk ve ayrıntılı haberdar olduğumuz şeklindeki argümanları kabul etmiyorum. Eğilim gayet açık bir şekilde artış yönünde.“

BM Genel Sekreter yardımcısı Margareta Wahlström ise bir ülkenin afet tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu, sadece kayıtlara geçen doğal felaketlerin belirlemediğini vurguluyor ve devam ediyor:

“Tehlikelerin derecesini, insanların nerede yaşadıkları, kentlerin, okulların hastanelerin nerelere kurulduğu belirliyor. Tabii kamuoyunun tehlikeler konusunda bilinçlenmesinin, eğitim ve yatırımla da ilgisi var. Ama tüm bunlar hayata geçirilmiş olsa bile yine de afetler devam edecektir. Bu yüzden de iyi bir doğal afet önleme programının ve iyi bir doğal felaket yönetiminin olması vazgeçilmez bir gerekliliktir. İşte bu önlemleri birçok ülkede gerçekleştirmek mümkün.”

Istanbul Flut Welle Überflutung Flash-Galerie
Fotoğraf: AP


Japonya örneği

Japonya, dünyada en çok doğal felaketin meydana geldiği ülkelerden biri. Ülke, sürekli olarak kasırgalar, seller ve depremlerle baş etmek zorunda. Ama Japonya afet riskinin yüksek olmasına rağmen, BM’nin tehlikeli ülkeler kategorisinin alt sıralarında yer alıyor. Japonya zengin bir ülke ve afetlerle mücadeleye yoğun maddi kaynak ayırabiliyor. Ancak BM Genel Sekreter Yardımcısı Margareta Wahlström , Japonya’nın geçmişte yaşadıklarından ders almış olmasının da son derece önemli olduğunu belirtiyor:


“Japonya'nın afet riski son derece yüksek, ama toplum iyi örgütlenmiş. Geçen 20 yılın ağır deprem felaketlerinden sonra büyük yatırımlar yapıldı. Afet erken uyarı sistemi mükemmel işliyor, Tsunami ya da deprem sırasında neler yapılacağı konusunda öğrencilere sık sık alıştırma yaptırılıyor. Tüm bunlar göz önünde tutulduğunda, afetlere karşı gerçekten de bir şeyler yapılabileceği anlaşılıyor.”



Haber-Analiz: Murat Çelikkafa

Editör: Ayhan Şimşek