1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünya silahlanıyor

19 Mart 2012

Silah ihracatı dünya genelinde hızla artıyor. Arap Baharı’nın yaşandığı devletler de silahlanıyor. SIPRI'nin raporu, muhaliflere karşı kullanılan silahların Avrupa'dan da ihraç edildiğini gösteriyor.

https://p.dw.com/p/14Mow
Fotoğraf: picture alliance / dpa

SIPRI pazartesi günü dünya silah ticaretine dair raporunu açıkladı. Rapor, 2007-2011 yılları arasındaki silah ticaretinin, önceki beş yıla oranla yüzde 24 artış kaydettiğini ortaya koydu. Yüzde 44'lük oranla en fazla silah satışı Asya ile Pasifik ülkelerine yapılırken, ikinci sırada yüzde 19 ile Avrupa yer alıyor. Ortadoğu ülkeleri ise yüzde 17 oranında silah ihraç etmiş.

'Gerekçeler ve kullanımı farklı'

Suriye'de yaşananlar, silahların her zaman amacına uygun gerekçelerle satın alınmadığını açıkça ortaya koyuyor. Şam yönetimi, savaş uçakları ve roketlerle isyancılara karşılık veriyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) Ortadoğu uzmanı Pieter Wezeman, pek çok savunma sisteminin muhalefeti bastırmak için de kullanıldığına dikkat çekti. Wezeman, göstericileri takip etmek için radar sistemi dahi kullanılabildiğini belirtti.

Almanya Mısır'a yıllarca silah, tank, denizaltı teçhizatı ithal etti. Alman Hükümeti Arap Baharı yaşandığında silah ticaretini durdurdu.
Almanya Mısır'a yıllarca silah, tank, denizaltı teçhizatı ithal etti. Alman Hükümeti Arap Baharı yaşandığında silah ticaretini durdurdu.Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Birleşmiş Milletler'in verilerine göre, Suriye’de rejim karşıtı gösteriler başladığından bu yana öldürülen yaklaşık 8 bin kişinin çoğu Rus yapımı silahların kurbanı. Suriye yönetimi son beş yılda satın aldığı askerî teçhizatın yüzde 72’sini Rusya’dan, yüzde 17’sini Belarus, yüzde 9’unu da İran’dan ihraç etti.

Moskova yönetimi de Suriye’ye silah ambargosu uygulanmasına karşı çıkmakla kalmadı, silah satışını arttırdı. SIPRI uzmanı Pieter Wezeman, Rusya’nın, Suriye’nin dış tehditlere karşı silaha ihtiyacı olduğunu gerekçe gösterdiğini belirtti. Wezeman, bunun Libya’daki gibi bir askerî müdahale istemedikleri anlamına gelebileceğini belirtti.

Suriye'de isyancılar ellerinde silahlarla görülüyor.
Suriye'de isyancılar ellerinde silahlarla görülüyor.Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Bir yıl önce NATO Rusya’nın da onayıyla Libya hava sahasında uçuş yasağı getirmişti. NATO, sivil toplumu korumak amacıyla havadan isyancılara destek vermiş, rejimin yıkılmasına katkıda bulunmuştu. Oysa SIPRI’ye göre, Kaddafi rejiminin muhalifleri bastırmak için kullandığı silahlar daha önce İngiltere ve Fransa’dan satın alınmıştı.

Pieter Wezeman, Libya’da ayaklanma başladığında, birçok devletin Libya'ya silah satılmasının pek de iyi bir fikir olmadığını anladıklarına dikkat çekti. Bir başka gerçek de Bahreyn, Tunus ve Mısır’da ihraç edilen silahların muhaliflere karşı kullanılmasına rağmen, Arap Baharı'nın silah ihracatını etkilemediği.

'Arap Baharı ihracatı etkilemedi'

SIPRI raporuna göre Mısır’a daha sonra da ağır silahlar ithal edildi. Örneğin Amerikan M1A1 tankından 45 adet satın alan Mısır yönetimi hemen ardından 125 tane daha sipariş etti. Rapor, geçtiğimiz yıl muhaliflere karşı kullanılan askerî silahlar arasında Alman lisanslı zırhlı araçların da bulunduğunu ortaya koyuyor.

Ortadoğu uzmanı Wezeman, Cezayir ve Suudi Arabistan örneklerini vererek, henüz Arap Baharı’nın yaşanmadığı ama benzer bir süreçten geçme olasılığı bulunan ülkelere silah satışının sürdüğünü ifade etti. Cezayir, silahlarının bir kısmını Almanya’dan tedarik ediyor. SIPRI’ye göre geçtiğimiz yıl Almanya, Cezayir’e zırhlı araç ve silah satışı için yeşil ışık yaktı. Suudi Arabistan ise son iki yılda daha büyük silah ticareti anlaşmaları yaptı. Suudi Arabistan yönetimi 29 milyar dolar karşılığında, ABD’den 84 yeni ve 70 geliştirilmiş savaş uçağı alacak. Almanya’nın Suudi Arabistan’a 200 adet Leopard 2 ana muhabere tankı satması olasılığı ise raporda yer almadı.

Oysa Almanya'nın geçen yaz bu yönde bir anlaşma yaptığına yönelik haberler yapılmış, Suudi Arabistan’la silah ticareti anlaşması Alman Hükümeti tarafından doğrulanmasa da kamuoyunda yoğun tartışmalara yol açtı.

© Deutsche Welle Türkçe

Julia Elvers-Guyot/ Çeviri: Deniz Eğilmez

Editör: Gezal Acer