1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sincan'da tansiyon yüksek

9 Temmuz 2009

Çin'in Urumçi'ye ek polis ve asker birlikleri göndermesine karşın, Müslüman Uygurlara karşı bugün de saldırılar düzenlendi. Pekin yönetimi, isyancıların en sert şekilde cezalandırılacakları uyarısı yaptı.

https://p.dw.com/p/Ijh1
Fotoğraf: AP

Pekin yönetimi Pazar gününden itibaren tırmanan şiddet eylemlerini kontrol altına almak için Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki güvenlik önlemlerini en yüksek düzeye çıkardı. Binlerce polis ve asker özerk bölge başkenti Urumçi’de güvenliği yeniden sağlayıp şiddet gösterilerini sona erdirmeye çalışıyor.

Urumçi sokaklarına asker sevkediliyor.
Urumçi sokaklarına asker sevkediliyor.Fotoğraf: ap

Urumçi sokaklarına polis ve askeri yığınak yapılıyor, güvenlik kuvvetlerine ait helikopterler kentin üzerinde sürekli devriye uçuşu yapıyor. Görgü tanıkları bölgedeki gergin havanın sürdüğünü söylerken, Çin devlet televizyonu Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde hayatın normale döndüğü yönünde haberlere yer veriyor. Devlet televizyonu bölgedeki dükkân ve işyerlerinin çoğunun yeniden açıldığını duyurdu. Ancak uluslararası haber kaynaklarına göre Urumçi’de hayatın normale döndüğünü söylemek mümkün değil. AFP bugün de Müslüman Uygurları hedef alan küçük çaplı saldırıların gerçekleştiğini duyurdu.

Bölgedeki uluslararası haber ajanslarının muhabirleri Urumçi’ye gelen binlerce polis ve askerin ellerindeki makineli silahlarla bölgeyi kapattığını, askeri helikopterlerin sürekli kontrol uçuşları yaptığını ve kentte hala gergin bir havanın etkili olduğunu bildiriyor.

Çin'in tutumu Türkiye'de de protesto edildi.
Çin'in tutumu Türkiye'de de protesto edildi.Fotoğraf: dpa


Güvenlik yetkilileri olası şiddet olaylarını önlemek amacıyla Salı akşamı Urumçi’de sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. Sokağa çıkma yasağının hemen öncesinde binlerce Çinli gösterici elerindeki sopa ve bıçaklarla Uygurların oturduğu bölgelere girmeye çalışmış ve polisin engellemesiyle karşılaşmıştı.

Uygur ve Çinliler meydana gelen şiddet olayları ve huzursuzluklardan birbirilerini sorumlu tutuyor.

Olaylar nedeniyle devlet başkanı Hu Jintao da İtalya’daki G-8 zirvesine son anda katılmama kararı aldı. Çin dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Hu’nun Portekiz ziyaretinin de iptal edildiği duyuruldu.

Çin’de serbest gazetecilik yapan yazar Frank Sieren, Hu’nun zirveye katılmaktan vazgeçmesinin Çin yönetiminin Sincan Uygur özerk bölgesindeki olayları ne kadar ciddiye aldığının bir göstergesi olarak değerlendiriyor. Sieren, şu yorumu yapıyor:

"Öncelikle devlet başkanının ziyareti programını yarıda kesmiş olmasını şaşırıtıcı bulduğumu söylemeliyim. Bu tutum yönetiminin olayları ne derece ciddiye aldığının bir göstergesi. Çin’e döneceğini tahmin etmezdim doğrusu. Bir milyar üç yüz milyon nüfuslu ve bünyesinde birçok farklı etnik grubu barındıran bir ülkede bu tür karışıklıkların çıkması normal. Ancak şu anki durum yönetimin bu tür olaylardaki sert çizgisinden vazgeçmediğini gösteriyor. Yani şiddetin başgöstermesi durumunda her ne şekilde olursa olsun olaylar bastırılımaya çalışılıyor. Bunu geçen yıl Tibett’teki olaylarda da gördük. Pekin yönetimi uluslararsı bakış açısı ne olursa olsun Çin yönetimi bu tür olaylar karşısında sert karşılık veriyor. Suküneti sağlamak ve olayları önlemek için hertürlü yola başvurmaktan geri kalmıyor.“

Bild von den Krawallen zwischen Uighuren und Polizei in China
Fotoğraf: AP


AI'den Pekin'e eleştiri

Uluslararası Af Örgütü’nün (AI) Almanya Direktörü Monika Lüke ise bölgedeki durum hakkında objektif tespit yapabilmek için Pekin yönetiminin uluslararası gözlemcilere izin verilmesini istiyor. Lüke, Pekin yönetiminin Uygurların internet forumlarına koyduğu yasağı kaldırması ve basın özgürlüğünün sağlanması gerektiği görüşünde. Uluslararası Af Örgütü ayrıca barışçıl protestoların şiddet kullanılarak bastırılmasına da tepki gösteriyor. Örgütün Almanya temsilciliği başkanı Monika Lüke Çin’in insan hakları politikalarında iyileşmeye gitmesi gerektiğini hatırlatırken örneğin tutukluların avukatlarıyla görüşmelerine izin verilmediğini ya da işkence gördüklerini söylüyor. Lüke Çin’deki azınlıkların yaklaşık 50 yıldır büyük baskı altında olduklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Tüm bunlar aslında 50 yıl önce başladı. Uygur halkının hakları sistematik bir şekilde sürekli ihlal edildi. Uygurlar camilere gidemedi, inançlarını yaşayış biçimleri kontrol edildi. Uygur çocukları okullarında kendi dillerini öğrenemedi. Çin uluslararası azınlık hakları yasalarına rağmen bunu engelledi ve Uygurların haklarını sistematik bir biçimde ihlal etti. Şu an yaşananlar bütün bu ihlalerin bir üst noktasıdır.”

Dpa, AP, MK/AG/