1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Solanya"nın sonu geldi mi?

Verica Spasovska / DW3 Mart 2006

Sırbistan ve Karadağ’ın birlikteliğinin sonuna gelindi. Karadağ Parlamentosu dün yaptığı oturumda ülkenin bağımsızlığına karar verilecek referandumun 21 Mayıs’ta yapılması kararı aldı. Ancak Karadağlı politikacılar, 600 bin nüfuslu ülkenin geleceği hakkında görüş birliği içinde değil. DW’den Verica Spasovska’nın yorumu:

https://p.dw.com/p/AZqn

“Balkanlar’da tarihin bir sayfası kapanıyor. Avrupa Birliği’nin baskısı ile üç yıl önce suni olarak oluşturulan Sırbistan - Karadağ birliği en geç bu ilkbaharda dağılacak. Çünkü Karadağ halkı, belki küçük bir çoğunlukla ama, her halükarda bağımsızlıktan yana oy kullanacak. AB’nin Dış Politika Özel Temsilcisi Javier Solana’nın baskısına atıfla “Solanya” olarak anılan bu yapı, Balkanlar tarihinin fazla başarılı olmayan bir dönemi idi.

Karadağ’ın ayrılmak istemesinin nedenleri belli: İki ülke, son üç yılda politik ve ekonomik açıdan farklı yollara gittiler. Farklı para birimleri, farklı gümrük ve ticaret rejimi ve iki merkez bankası bunun göstergesi. Üç yıl önce de bu birliğin, tarafların istekleri ile değil, AB’nin baskısı ile sağlandığı biliniyordu.

AB, Karadağ’ın bağımsızlığının bölgede yapacağı etkiyi, örneğin Kosova’daki ya da Makedonya’daki Arnavutlar’ın ya da bölgedeki diğer etnik azınlıkların bağımsızlık çabalarını arttırmaları olasılığını önlemek istiyordu. Avrupa Birliği, Sırbistan - Karadağ ortaklığına üç yıl süre verdi ve sonuçta yapılan değerlendirme bu projenin başarısız olduğunu ortaya koydu.

Öte yandan Karadağ halkı, bağımsızlık konusunda kararsız. Bazıları, Sırplar’dan farklı olmadıklarını düşünüyor; diğerleri ise geçmişte on yıllarca süren bağımsızlık dönemini hatırlatarak farklı bir etnik grup olduklarını ve bağımsızlığı hak ettiklerini düşünüyor. Ancak referandumu, küçük bir çoğunlukla da olsa, bağımsızlık yanlılarının kazanması bekleniyor. Karadağ’daki çok sayıda gözlemci, bağımsızlık yanlılarının bunun için gerekli 20 bin oyu bulabileceği görüşünde.

Bu durum, Sırbistan için önemli bir kayıp olacak. Üstelik tam da Kosova’nın bağımsızlık taleplerine uluslararası desteğin arttığı bir dönemde. Aslında Avrupa Birliği de pek durumdan memnun değil. Çünkü üç yıl önceki korku hala geçerli: Karadağ’ın bağımsızlığının bölgede bir dizi bağımsızlık talebini getirmesi olasılığı yüksek. Ancak Karadağ’ın bağımsızlık kararına karşı yapabilecek fazla bir şey yok.

Kosova’nın aksine Karadağ’ın uluslararası konumu tartışmalı değil. Avrupa Birliği bu ülkenin bir zamanlar sahip olduğu bağımsızlığı tekrar elde etme hakkını zaten kabul etmişti. Şimdi Karadağ halkının kendi kaderini tayin hakkına karşı çıkamaz. Brüksel’in yapmak istediği, Karadağ ve Kosova’nın bağımsızlıklarına mümkün olduğu kadar farklı zamanlarda kavuşmalarını sağlayarak, bu sonucun Sırbistan’da yaratacağı şok dalgasının etkisini azaltmak.

Buna rağmen, Karadağ’ın bağımsızlık kararı Sırbistan’ın milliyetçi-muhafazakar hükümeti için ciddi bir darbe olacak. Belgrad yönetimi, bir yandan Avrupa Birliği ile ortaklık anlaşmasını tehlikeye sokmamak, öte yandan seçmenlerinin gözünde itibarını korumak zorunda. Bununla birlikte, halkın bir kısmının istemediği bir ortaklığı daha fazla uzatmanın ne kadar anlamlı olduğu sorusunu da sormak gerek. Ayrıca Karadağ’ın bağımsızlığı ile bu ülkedeki her sorundan sorumlu tutulmaktan da kurtulmuş olacak.”