Sorunlar seçim meydanlarında unutuldu

Türkiye, şimdiye dek tanık olmadığı bir yerel seçim yarışını geride bırakıyor. Yerel sorunların pek konuşulmadığı yarışta, karşılıklı suçlamalardan yolsuzluk dosyalarına dış politikadan cumhuriyetin ilk dönemlerine dek uzanan sayısız konu gündeme geldi. Oysa kentlerde, kasabalarda çözüm bekleyen sorunlar yığınla. Özellikle 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olmaya hazırlanan İstanbul’da. Yaklaşık 9 milyon seçmenin sandık başına gideceği İstanbul büyük bir şantiyeyi andırıyor. Yeniden imar sürecinin yaşandığı bu dünya metropolü ve Türk ekonomisinin kalbi, kültürel ve tarihi dokusunu yitirme tehlikesiyle karşı karşıya. Ancak İstanbul’un hayati sorunları seçim meydanlarında unutuldu. DW’den Hülya Köylü’nün İstanbul’dan izlenimleri:

Genel seçim havası

İstanbul’un sokakları, caddeleri ya da meydanları, seçim otobüslerinden yükselen şarkılarla çınlıyor. Ve yarışın son dönemecinde sesler daha gür çıkıyor.

Seçmenlerin aklında kalan sadece meydanlarındaki karşılıklı suçlamalar. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayları AKP’li Kadir Topbaş ve CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki atışmalar. Suçlamalara genel başkanların katılmasıyla da yerel seçimler, genel seçim havasına dönüşmüş oldu. Ancak İstanbul’un sorunları acil…

Yabancı sermayenin İstanbul’da yatırımlar yapmaya başlamasıyla çarpık yapılaşmanın arttığını söyleyen Mimarlar Odası’ndan Mücella Yapıcı, İstanbul’un tarihi dokusunu kaybettiğini söylüyor: “Sonuçta İstanbul, coğrafyası, kültürü, kimliği ya da sosyal çeşitliliğini hiç gözetilmeden, özellikle tarihi ve kültürel değerleri, sadece oradaki birtakım değerleri pazarlanabilir bir meta olarak gören bir anlayışla dünya pazarına çıkarıldı. Ayrıca İstanbul’un çok önemli bir yönü var: Hem çok özel bir coğrafyada hem dünyanın bilinen ilk metropollerinden. İnsanlaşmadan önce bir yaşam var burada.”

Kente sahip çıkmak bir lüks

Beyoğlu: İstanbul’un kalbi burada atıyor. Yoksulu ve zengini buluşturan bu semt, İstanbul’un adeta küçük bir özeti… Yoksulluğun İstanbul’un en önemli sorunu olduğunu söyleyen Mücella Yapıcı, İstanbulluların bu nedenle sorunlarına sahip çıkmadığını dile getiriyor. Yapıcı, “Kente ve kimliğine sahip çıkmak, şu anda yoksul insanlar için çok lüksmüş gibi geliyor. Bu çok önemli bir şey” diyor.

CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Adayı Kemal Kılıçdaroğlu için de İstanbul’un başlıca sorunu yoksulluk. Kılıçdaroğlu, DW’ye yaptığı açıklamada şöyle diyor: “Olağanüstü ciddi bir yoksulluk var. Binlerce çocuk, kadın yatağa aç gidiyor. Ama hiçbir yönetici bunun gereğini yerine getirmiyor. Onlara makarna bulgur vererek yoksulluğunu gideremezsiniz. Sadece ve sadece onların yoksulluğunu politik olarak kullanırsınız.”

Hava kirliliğine dikkat!

Doğalgaz pahalanıyor. İstanbulluların ısınmak için bulduğu çözüm ise kömür. Kömür de İstanbul’da zaten pek temiz olmayan havayı daha da kirletiyor. Greenpeace’in İstanbul şubesinden Hilal Atıcı’ya göre, hava kirliliği alarm verici boyutlarda.

Atıcı sözlerini şöyle sürdürüyor: “Doğalgaz fiyatları yükselince kömür gündeme geldi. Doğal olarak insanlar tekrar kömüre geçmeye başlayınca, bir de üstelik binalar verimsiz olduğundan bunları fazla fazla kullanınca maalesef şu anda gördüğümüz hava kirliliği ciddi boyutlara ulaştı. Şu anda İstanbul’da ciddi bir civa kirliliği, asit yağmurlarına neden olabilecek kirlilikler mevcut.”