1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sosyal medya kuşağı

31 Ekim 2012

Artık güne internetle başlanıyor. Dijital dönüşüm pek çok yetişkin için alışılması zor bir durumken, gençler daha farklı bir hayat düşünemiyor:

https://p.dw.com/p/16Zyi
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

17 yaşındaki Florian ABD’den yeni dönmüş. E-postalar, kısa mesajlar ve sosyal medya tüm güncel gelişmeleri anı anına takip etmesini sağlıyor. Cep telefonu ve bilgisayarı vazgeçilmezleri arasında:

“Burada basit bir hevesten fazlası söz konusu… İnsanlarla iletişim ihtiyacı artık bu şekilde karşılanıyor. Dolayısıyla bunun bir çeşit tatmin olduğunu söyleyebilirim.”

'Ağın bir parçası olmak'

Florian için önemli olan hızlı şekilde iletişim kurabilmek. Şu anda arkadaşıyla buluşmak için yolda. Yalnızca saati ve nerede buluşmak istediklerini konuşmuşlar. Kalan her şey yolda planlanıyor:

“Arkadaşlarımın yanında olmadığım anlarda, metroda ya da cafede iken de onlarla iletişim halindeyim. Bu bir gruba ait olma duygusu, insan bir ağın parçası olmak istiyor.”

Medya pedagogu Michael Lange şöyle konuşuyor: “Nesiller arasında büyük bir fark var. Çocuklar ve gençler için cep telefonu ve internet bağlantısı olan bir bilgisayarla sürekli internette olmak çok normal; yaşlı nesiller ise hala çocuklarının bilgisayar başında geçirdiği saatleri sayıyor, oysa her an internette olduklarından bunun artık hiçbir anlamı yok.”

Michael Lange uzun yıllardır gençlerle çalışıyor. Onları iletişim araçlarının kullanımı konusunda eğitiyor. Lange, son iki yılda teknik imkânların baş döndürücü bir hızla geliştiğini söylüyor:

Uzman Michael Lange, “Doğrudan siyasi bir aktiviteye şimdilik yol açmadı. Ancak bunun bir nedeni de siyasetin ve idari yapının teknolojik değişime henüz ayak uydurmamış ve katılım olanakları yaratmamış olması.”

Jill 15 yaşında ve her gün üyesi olduğu Facebook, Twitter, Jappy (Yapi) gibi sosyal medya organlarını aktif olarak kullanıyor.

Akıllı telefon dönüm noktası oldu

Akıllı telefon, dijital çağın insanları için bir dönüm noktası… Marvin 19 yaşında… İletişim ürünleri satışı alanında meslek eğitimi alıyor. Sürekli mobil olmak onun için sorun değil, cebindeki akıllı telefonu sayesinde hep internette.

Marvin, “Zamanla bu çok önemli hale geldi, çünkü hemen hava durumuna bakmaya ya da Facebook’a hızlıca bir göz atmaya öylesine alışıyorsunuz ki… Herhalde insan bunun kendisi için ne kadar önemli olduğunu telefonu bir hafta kullanmasa daha fazla fark eder” diyor.

Dorothea liseyi yeni bitirmiş. Şimdi de medya bilimleri alanında eğitim görmek istiyor. Bu seçimi yaparken de internetin büyük etkisi olmuş…

Dorothea, “Twitter'da bir tartışma başladığında ve takip etmediğiniz insanlar bu tartışmaya dâhil olduğunda, onların profillerini takip etmeye başlıyorsunuz: Paylaşılan bir linki görüyorsunuz sonra bu konuda Facebook’da başlayan bir tartışmayı izliyorsunuz… Bunlarla uğraşırken bir bakmışsınız ki bir saat geçmiş bile…” diyor.

'Keşfetmenin verdiği zevk…'

Veriler üzerinde kontrol sahibi olma ya da interneti dikkatli kullanma gibi konularsa arka planda kalıyor. Bu konuda bir bilinç oluşsa da keşfetmenin verdiği zevk ağır basıyor...

Dorothea, “Facebook, bizim verilerimize sahip. Köşede hep benim ilgi alanlarıma göre beliren reklamları görüyorum. Ancak buna karşı bir şey yapanların sayısı da çok az çünkü kimse bu kadar hızlı ve kolay şekilde iletişim kurmaktan vazgeçmek istemiyor” diye konuşuyor.

Florian ve Max da bu olanaklardan vazgeçmek niyetinde değil. Çünkü böylelikle her şeyin çok daha kolay hale geldiğini söylüyorlar:

Florian,“Bu daha esnek. Sözleşiyorsun, sonra gerçek hayatta buluşuyorsun..." diyor.

Max, “Grup halinde bir şeyler planlamak çok daha kolay, çünkü insanları grup halinde davet edebiliyorsunuz, herkesi tek tek aramak gerekmiyor, bir anda herkesin haberi oluyor. Bu çok daha kolay bir yol” ifadelerini kullanıyor.

Hem iletişim hem de bilgi edinme aracı internet yeniliğe açık birçok genç için artık vazgeçilmez nitelikte.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/MM/BÖ/BK

Bilim adamlarının Facebook\'u Researchgate

Reklamın yeni yüzü sosyal paylaşım ağları

Facebook: Onla da olmuyor onsuz da