1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sudan'da yeterince acı çekilmedi!

Heinrich Bergstresser24 Ağustos 2004

50 bin kişinin öldüğü, bir milyondan fazla kişinin de evlerini terkettiği Sudan'ın Darfur bölgesindeki kriz, kısa sürede çözüleceğe benzemiyor. DW’den Heinrich Bergstresser, yorumunda Afrika’da acının, açlık ve ölüm gibi barış sürecinin uzun süreceğini belirtiyor:

https://p.dw.com/p/Aa1V

Nijerya’nın başkentinde şu sıralar devam eden görüşmeler diplomasi ve uluslararası ilişkilerin günümüzde nasıl yürüdüğü konusunda ders alınacak türden. Afrika Birliği liderleri başka Dönem Başkanı Nijerya Devlet Başkanı Olusegun Obasanjo olmak üzere Hartum’dan gönderilen 2. Sınıf bir delegasyonla Darfur’da faaliyet gösteren isyancıların arasını bulmaya çalışıyor. İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw ise sorunun çözümü için Hartum’da çaba gösteriyor. Bölgeye daha önce Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powel ve Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer de gitmiş, ancak başarı sağlayamamışlardı. Bundan sorun hala çözülemediğine göre, Afrika batı için pek bir önem arz etmiyor sonucu da çıkarılabilir.

Oysa Darfur’da tam bir insanlık dramı yaşanıyor. Önceleri bölgesel bir sorun gibi ortaya çıkan kriz genişleyerek, sınırları da aşmaya ve geniş bir orman yangını gibi yayılmaya başladı. Uluslararası camia duruma tepki gösterdi. Adı sayılır politikacılar Hartum hükümeti üzerinde baskı kurmaya çalıştılar, ama nafile, çünkü Afrika’da zaman başka türlü akıyor. Savaş yada barış, olmak ya da olmamak gibi sorunlarda modern diplomatik yöntemler işe yaramıyor. Durum böyle olunca da batılı diplomatlar gelişmelere seyirci kalıp, çaresizce kafa sallamaktan başka bir şey yapamıyorlar.

Kişisel güç Afrika’da hala çok önemli ve iktidara gelen herkes dişiyle tırnağıyla konumunu savunmaya çalışıyor, hatta kimi zaman bu amaçla şiddete bile başvuruyor. Uzlaşma yolu aramak, Afrikalı politikacılar için hala yabancı bir sözcük. Sadece köşeye sıkıştıklarında uzlaşma kapısını aralıyorlar, bu arada itibarlarının zedelenmemesine de dikkat edilmesi gerekiyor. Tabii bu yöntemle çözüme gidilirken bir yandan da insanlar telef oluyor, ancak bu Afrikalı politikacıları adım atmaya yöneltecek bir gerekçe değil.

Uluslararası kamuoyu açısından Afrika ve Sudan müdahale etmede öncelikli bölgeler olarak değerlendirilmiyor. Üstelik bu kez petrol ve yeraltı kaynakları da yok işin içinde. Bu durumda uluslararası kamuoyunun neden hızlı tepki vermediğini anlaşılıyor. Aksine konunun dramatize edilmesine, acılı ve trajik sonuçlara izin veriliyor.

Bu süreç sadece Afrika’ya değil uluslarası kamuoyu açısından da acılı. Afrika’da güvenlik politikasında adım atılıyor ama işleyiş çok yavaş, anlaşılan halkın acı çekme sınırına henüz ulaşılamadı. Çünkü Afrika’nın ayrıcalıklı politikacılar ancak bu durumda halkın acısını kendi çıkarları için kullanamayacaklardır.