1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriye BM'ye güvence verdi

Derleyen: Ayşe Tekin14 Mart 2005

BM Özel Temsilcisi Terje Roed-Larsen’in Şam’daki temaslarının ardından Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, BM’nin kararına uyacağını ve iki aşamada Lübnan’ı terk edeceklerini söyledi. Ancak nihai çekilme takvimi 7 Nisan’da yapılacak Suriye – Lübnen zirvesinde alınacak...

https://p.dw.com/p/AavD
Suriye birliklerinin çekilme işlemi devam ediyor
Suriye birliklerinin çekilme işlemi devam ediyorFotoğraf: AP

BM Genel Sekreteri’nin Özel Temsilcisi Terje Roed-Larsen, Suriye ve Lübnan başkentlerine yaptığı ziyaretlerde sonuca ulaştı. Roed-Larsen, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşmesinden sonra BM Güvenlik Konseyi’nin 1559 sayılı kararının uygulanacağını ve Suriye birliklerinin iki kademede Lübnan’ı terk edeceğini açıkladı.

BM ve Amerikan hükümet çevrelerinden alınan bilgiye göre, Suriye birliklerinin üçte biri bu ayın sonuna kadar ülkelerine geri dönmüş olacak, geri kalanların çekilme takvimi ise 7 Nisan’da yapılacak Suriye - Lübnan zirvesinde kararlaştırılacak. Lübnan hükümetinin ise Suriye birliklerinin çekilmesinden sonraki döneme ilişkin endişeleri var. Ancak muhalifler, Suriye askerlerinin geri çekilmesinden sonra güvenlik boşluğu doğacağı uyarılarını, Şam’ın yeni bir oyalama taktiği olarak değerlendiriyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Franciye, geçmişi hatırlatarak “bir hafta içinde birbirimize gireriz” derken, Başbakan Ömer Karami daha da ileri giderek, ordunun duruma hakim olamayacağı uyarısı yapıyor ve “Ordu halkın içinden geliyor, halk gibi ordu da birlik değil” diyor.

Suriye birliklerinin müdaheleleri

Geçmişe bakınca bu uyarıları haklı çıkaracak örnekler mevcut: Suriye birlikleri 1976 yılında Lübnan’da iç savaşın başlamasından hemen sonra Lübnanlı Hristiyanlar’ı, Lübnanlı Müslüman ve Filistinli birliklerden korumak için müdahale etmişti. 1987’de bu kez Müslüman din adamları Beyrut’un batısındaki rakip grupların çatışmalarının sona erdirilmesi için Şam’ın yardımını istedi.

Askerlerin geçen yıl Temmuz ayında, altı Şii Lübnanlı’yı öldürmesinden sonra Şii nüfusun ayaklanmasını yine Suriye askerleri önledi. Suriye, Lübnan’daki politik çatışmalarda uzlaştırıcı olarak rol oynadığı gibi Hizbullah’tan Filistinliler’e kadar çeşitli grupları kontrol altında tutuyor ve militan dincilerin güçlenmesini önlüyor.

Bu görevin şimdi Lübnanlı politikacılar ve güvenlik güçleri tarafından devralınması, bir yerde Lübnanlılar’ın devlet olabileceklerini ispat etmesi gerekiyor. Nitekim, İçişleri Bakanı ve Başbakan’ın güvenlik konusundaki uyarılarına muhalefet politikacıları ve generaller, Lübnan’da ulusal bilincin yeterince geliştiği ve birlik sorununun olmadığı cevabını verdiler. Muhalefete göre iktidarın endişesi, daha çok koltuğu kaybetmekle ilgili.

Endişeli iki grup

Suriye’nin çekilmesinden endişe eden iki grup daha var: Hizbullah ve Filistinliler. Bir zamanlar İsrail’e karşı direnişin kahramanları olan Hizbullah militanları, bu olasılık karşısında Suriye’ye destek veren bir yürüyüş yaptı. Hizbullah, Suriye’nin Lübnan’daki varlığını ABD’ne karşı bir güç olarak göstermek istiyor, ama bu tutumu ile Lübnan toplumunda bölünme riskini arttırıyor. Hizbullah’ın sorunu, Suriye’nin çekilmesinden sonraki adımın, BM Güvenlik Konseyi’nin kararı gereği silahsızlandırılması. Hizbullah, şimdiye kadar Lübnan politikasında taraf olmamaya dikkat etmişti, ama Suriye yanlısı tutumu ile bu politikasını değiştirdiği ortaya çıktı.

İkinci grup Filistinliler’in sorunu ise geleceklerinin ne olacağı. Beyrut hükümetinin tarafından topraklarına geri dönecekleri gerekçesi ile kamplarda tuttuğu ve Lübnan toplumuna uyumunu engellediği Filistinliler ayrıca silahsızlandırılmaktan korkuyor. Bu korkunun somut nedeni, 1982 yılında Hristiyan milislerin İsrail ordusunun gözü önünde Sabra ve Şatila kamplarında yaptığı katliam. Filistinliler, neredeyse 60 yıldır barışı ve topraklarına geri dönmeyi bekliyor. Bu arada üçüncü kuşak yetişti, ama ne kimlikleri ne de meslekleri var. Filistinliler, Lübnan’daki statükonun değişmesi halinde sorunlarının artacağından endişe ediyor.