1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriye muhalefetine birlik çağrısı

12 Ocak 2012

Suriye’ye dış müdahale uluslararası hukuk açısından mümkün mü? Ülke, Esad sonrası kaosa sürüklenir mi? Alman Federal Meclisi’nin Dışişleri Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/13hy6
Fotoğraf: Reuters

Aralık ayında göreve başlayan ve Suriye’de şiddetin sona erdirilmesini, askerlerin kentlerden çekilmesini denetlemekle yükümlü olan Arap Birliği’ne bağlı 150 kadar gözlemcinin çalışmaları şimdiye kadar somut bir sonuç vermedi. Son günlerde bu konuda özellikle Suriye muhalefet çevrelerinden eleştiriler yükselirken, tam bu anda gözlemci misyonundan Cezayir vatandaşı Enver Malik’in istifa ettiği haberi geldi. El Cezire televizyonuna bir açıklama yapan Malik, "Şimdiye kadar yaptığım işin Suriye rejimine yaradığını tespit etmiş bulunuyorum" dedi ve şunları söyledi:

“Rejimin işbirlikçisi durumuna düştüğümü ve ülkede olan biteni belgeleyen, bağımsız gözlemci niteliğimi kaybettiğimi anladım. Rejime daha fazla cinayet işlemesi için zaman sağlamış, bu cinayetleri önleyememiş olduğum için kendimi suçluyorum. Gözlemcileri silahlı terörizmle mücadele ettiklerine inandırmak için kendi yandaşlarını bile katletmekten çekinmediler. O anda kendimi rejimin tetikçisi Şabiha milisinden biri gibi hissettim. Bu nedenlerle gözlemcilik görevimden ayrılmaya karar verdim.”

Cezayirli gözlemci Malik, Suriye'nin özellikle Dera vilayetinde ve protesto hareketinin yükseldiği diğer yörelerde durumun son derece vahim olduğunu da söyledi. Malik, “Gözlemlediğim tüm gösteri yürüyüşleri barışçıldı ve gösterileri düzenleyenler biz gözlemcilere bir şey olmaması için ellerinden geleni yaptılar” diye konuştu.
Gözlemci misyonunun Şam’daki merkezinden sorumlu Albay İkram Muhammed Hüseyin, Enver Malik’in sağlıkla ilgili nedenlerden ötürü görevden azledilmeyi istediğini duyurmuştu.

Westerwelle'nin açıklaması

Bu arada Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın halka hitaben yaptığı konuşmayı “hayal kırıcı” ve “kaçırılmış bir fırsat” olarak niteledi. Esad konuşmasında, Suriye’nin geldiği durumdan yabancı ve bölgesel güçleri sorumlu tutmuş ve görevinden ayrılma niyeti olmadığını vurgulamıştı.
Öte yandan Suriye’de bazı muhalefet çevreleri, ülkeye yabancı müdahaleden yana görüş belirtiyor. Alman Federal Meclisi’nin Dışişleri Komisyonu Başkanı Hıristiyan Demokrat Ruprecht Polenz bu görüşü şöyle değerlendiriyor:

“Ben böyle bir şeyin olabileceğini sanmıyorum. Devletler hukuku açısından böyle bir şey ancak BM’nin kararı ile mümkün olabilir. Ama bu yönde bir işaret yok. Tam tersine, şimdiye kadar Çin ve Rusya, Güvenlik Konseyi’nin etkili kararlar almasını bloke etti. Rusya bir savaş gemisini Suriye limanına göndererek, müdahale karşıtı güçlü bir sinyal vermiş oldu. Yani Esad, bu uluslararası sinyalleri kullanıyor ve halka, durumunun gerçekte olduğundan daha iyi olduğunu söyleme fırsatı buluyor.”

Siyasi yorumcular, Suriye’de geniş halk kitlelerinin, Esad sonrası ülkenin kaosa sürükleneceği endişesi nedeniyle beklemeyi yeğlediği görüşündeler. Esad’ın, halkın bu endişesini kendi amacı doğrultusunda kullanması olası mı? Alman Federal Meclisi’nin Dışişleri Komisyonu Başkanı Polenz bu soruyu şöyle yanıtlıyor:
“Ben bu olasılığı dışlamıyorum ve bu, önemli bir soru. Son haftalar ve aylarda Suriye muhalefetinden temsilcilerle yaptığım görüşmelerde, uluslararası topluluğun Esad ile hiçbir türden diyaloğa girmeyeceğini daha net belli etmesi ve istifasını talep etmesi gerektiğini söylediler. O zaman Suriye’nin bekleme durumunda olan orta katmanları ve Esad’ın uluslararası alanda hala kabul gördüğüne inanan kesimler farklı düşünmeye başlayacaklar. Özetle, şimdi söz konusu olan, uluslararası topluluğun Suriye’deki rejime nasıl baktığını açıkça belli etmesidir.”


© Deutsche Welle Türkçe

Rupert Wiederwald / Çeviri: Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu

Ruprecht Polenz
Ruprecht PolenzFotoğraf: picture-alliance
Guido Westerwelle
Guido WesterwelleFotoğraf: dapd