1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çifte vetoya tepki

Hülya Köylü5 Şubat 2012

Rusya ve Çin'in BM Güvenlik Konseyi'ndeki Suriye kararını engellemesi Batı'nın sert tepkisine yol açtı. Konsey üyeleri yaşanan şiddetten şimdi Pekin ve Moskova'nın da sorumlu olduğu suçlamasında bulunuyor.

https://p.dw.com/p/13xNG
Fotoğraf: AP

BM Güvenlik Konseyi’nde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı görevini bırakmaya çağıran Arap Birliği planına destek vermek için kaleme alınan karar tasarısı, daimi üyelerden Rusya ve Çin’in “çifte veto” engeline takıldı. Suriye kuvvetlerinin yaklaşık bir yıldır süren ayaklanmadaki en kanlı saldırısı olarak nitelendirilen Humus kentine saldırısından kısa bir süre sonra toplanan Konsey’in, ortak bir mesajda anlaşamaması, BM Genel Sekreteri ve pek çok Batılı ülkenin sert tepkisine yol açtı.

Aralarında Almanya’nın da bulunduğu 13 ülkenin "evet" oyu kullandığı tasarı, Suriye’de kan dökülmesini durdurmayı ve demokrasiye geçiş sürecini başlatmayı amaçlayan Arap Birliği planına “tam destek” veriyordu. Rusya ve Çin'i tasarıya olumlu oy vermeye ikna etmek isteyen Batılı ve Arap büyükelçiler, Esad’ın 15 gün içinde yetkilerini yardımcısına devretmemesi halinde silah ambargosu ve diğer yaptırımlar öngören ifadeyi karar tasarısından çıkarmışlardı.

Syrien Gewalt Homs
Fotoğraf: AP

Rusya'nın savunması

Ancak buna rağmen ikna olmayan Rusya'nın Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı açıklamada, Moskova’nın tasarıyla ilgili hala iki itirazı bulunduğunu kaydetti ve bunları “kararın Suriye’deki şiddet konusunda muhalefeti yeterince suçlamaması ve hükümetin askeri kuvvetlerini barakalara çekmesi gibi gerçekçi olmayan bir çağrıda bulunması” olarak tanımladı.

Lavrov, “mevcut tasarıyı kabul etmenin bir sivil savaşta taraf tutma riski taşıdığı” uyarısında da bulundu. Itar-Tass haber ajansının haberine göre bir televizyon mülakatı da veren Lavrov, burada “Rusya’nın itirazlarını görmezlikten gelmek, bir başka skandalla sonuçlanır” ifadesini kullandı.

ABD: Tiksindik

Ancak Humus’taki öldürme olaylarına dikkat çeken diğer Konsey üyeleri, Rusya yetkililerine ters düşen açıklamalar yaptılar.

Münih’te bir basın toplantısında oldukça kızgın biçimde tepki veren Hillary Clinton “Güvenlik Konseyi’nde kararlı biçimde hareket etmek için daha fazla ne bilmemiz gerekiyor? Bu kararı engellemek, Suriye’de yaşanan dehşetin sorumluluğunu taşımak demektir” şeklinde konuştu. Rus meslektaşı Lavrov’un “Buradaki son hamle nedir?” sorusuna da yanıt veren Clinton, “Uluslararası camia olarak birlikte hareket edemeyişimizin son hamlesi, korkarım ki iç savaştır” dedi.

ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Susan Rice de alışılmış diplomatik üslubun dışına çıkarak Rusya ve Çin’in vetosundan “tiksindiğini" söyledi ve “Bundan sonra akacak kan, onların elinde olacak” ifadesini kullandı. CNN televizyonuna konuşan Rice, “Suriye halkı bir kez daha bu Konsey ve uluslararası camia tarafından terkedildi” dedi.

München Sicherheitskonferenz 2012 Lawrow Clinton
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov Münih Güvenlik Konseyi'nde bir araya geldiFotoğraf: Reuters

"Harekete geçmek gerekiyor"

Almanya’nın BM Daimi Temsilcisi Peter Wittig de “Esas skandal harekete geçmemektir. Harekete geçmeyi başaramamak skandal olur” derken, Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de Çin ve Rusya'nın tutumunu kınayarak uluslararası toplumun Suriye'deki şiddeti sona erdirmek için çabalarını sürdüreceğini kaydetti,

İngiltere’nin BM'deki daimi temsilcisi Mark Lyall Grant da ülkesinin oylama sonucundan “dehşete” düştüğünü kaydetti ve “Konsey’in bugünkü eylemini engelleyenler, daha ne kadar fazla ölümü hoşgörmeye hazır olduklarını kendilerine sormalıdırlar. Bu, esasen Rusya ve Çin’in, Suriye halkının meşru özlemleri yerine tiranlığı desteklediği anlamına gelmektedir” dedi.

Rusya ve Çin'in vetosu, Konsey kararlarına çok nadir yorum yapan Genel Sekreter Ban Ki Moon’dan da sert tepki gördü. Oylamayı “büyük bir hayal kırıklığı” olarak nitelendiren Ban, “Bu, Suriye makamlarının Suriye halkına karşı yürüttüğü şiddete derhal son vermesi için birleşik bir ses duyması gerektiği bir sırada BM ve uluslararası camianın rolünü baltalıyor” dedi.

Obama: BM acımasız vahşete "dur" demeli

Humus kentinde hükümet güçlerinin başlattığı ve muhaliflerin verilerine göre 200’ü aşkın kişinin ölümüne yol açan saldırı, dünyadan tepki çekerken Güvenlik Konseyi üzerinde harekete geçme baskısını da arttırıyor.

ABD Başkanı Barack Obama, Humus’ta yaşananları “Suriye hükümetinin Humus halkına karşı tarifi mümkün olmayan saldırısı” olarak nitelendirdi ve “Esad’ın Suriye’yi yönetme hakkı yoktur ve kendi halkı ve uluslararası camia nezdindeki tüm meşruiyetini kaybetmiştir. BM Güvenlik Konseyi de bu acımasız vahşete dur demelidir” dedi.

UN Sicherheitsrat 04.02.2012
BM Güvenlik Konseyi'ndeki görüş ayrılıkları derinFotoğraf: dapd

Suriye: Kriz gerçek değil

Suriye’nin BM nezdindeki daimi temsilcisi Beşar Caferi ise ülkesinin “Onu cezalandırmak isteyen bazı güçler tarafından hedef alındığını” savundu. Ülkesindeki krizi “uydurma” olarak nitelendiren Caferi, “Suriye rejimini kötü göstermek için bilinçli bir medya kampanyası yürütüldüğünü” iddia etti.

Tasarıyı veto eden ülkelerden Çin Daimi Temsilcisi Li Baodong da Suriye’deki tüm tarafları en kısa sürede şiddeti durdurmaya ve asayişi yeniden tesis etmeye çağırdı, ancak Konsey’deki karar tasarısının sadece “konuyu daha da komplike hale getirmeye yarayacağı ve diyalog sonucunu önceden etkileyeceğini” savundu.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Sema Emiroğlu

Editör: Hülya Köylü