Türk parlamenterden “Avrupalı Türk” raporu

Son 50 yılda Türkiye’den Avrupa’ya yaklaşık 4 milyon kişi göç etti. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından hazırlanan “Avrupa’da Türk göçmenlerinin durumu” temalı raporun belki de en çarpıcı verisi bu. Bir Avrupa platformunda Türk göçmen realitesi hakkında kaleme alınan bu ilk raporun mimarı ise Türkiye kökenli bir Avrupalı ya da Avrupa kökenli bir Türk: Hem Türk hem de Alman vatandaşı olan Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Ali Rıza Gülçiçek.

Aynı zamanda Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyesi olan Gülçiçek, raporun Avrupa’da yaşayan Türkler’in sorunlarını gündeme getirme kaygısıyla hazırlandığını söyledi. Türkler’in artık Avrupa’da pasif bir topluluk olmadığını kaydeden Gülçiçek, “Türkler, yaşamın her alanında, sosyal alanda, siyasi alanda, ekonomik alanda varlıklarını gösteren bir topluluk” diye konuştu.

Kapsamlı bir rapor

Rapor, istatistik açıdan Türk göç gerçeği hakkında bugüne kadar yapılmış akademik olmayan en kapsamlı çalışma. Raporda, örneğin, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde yaşayan Türkiye kökenli göçmen sayısının resmi olarak 4 milyona yaklaştığına, Avrupa Birliği vatandaşı olan Türk sayısının, yani çifte vatandaşlık sahibi olanların sayısının ise 1 milyon 350 bini geçtiğine işaret ediliyor.

Avrupalı Türkler’in hızla mülk ve iş sahibi oldukları ve 2010 perpektifinde Avrupa genelinde 250 bin Türk kökenli işveren beklendiği de vurgulanıyor. Raporda, Avrupa’ya yönelik Türk göçünün yavaşladığı da not ediliyor.

Buna göre, Belçika’da yaşayan Türk sayısında hızla gerileme yaşanıyor, bu sayı Almanya’da yavaş ama düzenli biçimde azalıyor, Avusturya, İsviçre, İsveç ve Danimarka’da yaşayan Türk sayısı sabit seyrediyor. Fransa ve Hollanda’da ise çifte sayım, yani çifte vatandaşlık sahipleri sayılabildiğinden bu ülkelerde yaşayan Türk sayısında rakam düzeyinde hafif artış gözlemleniyor.

Avrupalı Türkler’in sorunları

Raporunun özellikle Türkiye kökenli göçmelerin soruınlarını ön plana çıkardığını söyleyen Raportör Ali Rıza Gülçiçek, çifte vatandaşlığa ilişkin şunları söylüyor: “Çifte vatandaşlığın bir an önce yaşama geçirilmesi, aile birleşiminde bir takım aksaklıkların giderilmesi ve yeni düzenlemelere gidilmesi, meslek eğitiminde gençlere fırsat eşitliği tanınması, çocuklara ana dil eğitiminin öğretilmesi, özellikle yerel planda seçme ve seçilme hakkının verilmesi, oturma müsadelerinin sağlanması....serbest dolaşım hakkının çok önemi vardır.”

Gülçiçek, raporunun topraklarında Türk kökenlileri barındıran tüm Avrupa ülkelerine mesaj olmasını da istiyor. Gülçiçek, “Avrupa’nın önemli sorunlarından biri de entegrasyon sorunu. Yani, entegrasyondan ne anlıyoruz? ‘Benim gibi olacaksın’ mı?, yoksa ‘birlikte yaşayalım’ mı? Tek kültürlü bir yaşam mı, çok kültürlü bir yaşam mı?” değerlendirmesini yapıyor.

Oylamaya sunulacak

Rapor, Avrupa ülkelerine mesaj olabilir, ancak Ankara’nın da Avrupa’daki vatandaşlarına yıllardır verdiği sözleri yerine getirdiğini söylemek zor. Rapor ve beraberindeki karar tasarısı sonbahar aylarında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde oylanacak. Aynı tarihlerde Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinin de yoğun olarak gündeme gelmesi bekleniyor.

Bu nedenle, kendisi de bir Avrupalı olan Ali Rıza Gülçiçek’in hazırladığı bu raporun, Türk insanının Avrupa’ya uyumu çerçevesinde yankı yapma olasılığı oldukça fazla.