1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türk ticaretinde Hindistan kaygısı

4 Ekim 2010

Avrupa Birliği’nin önce Güney Kore ile serbest ticaret anlaşması imzalaması, 2010 yılı sonuna kadar da Hindistan ile böyle bir anlaşma yapacak olması olasılığı Türkiye ekonomi çevrelerinde kaygıyla izleniyor.

https://p.dw.com/p/PTbk
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül (soldan sağda), Hindistan Cumhurbaşkanı Pratibha Devisingh Patil ve Başbakan Manmohan Singh ile
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül (soldan sağda), Hindistan Cumhurbaşkanı Pratibha Devisingh Patil ve Başbakan Manmohan Singh ileFotoğraf: UNI

Türkiye’nin Avrupa’ya entegrasyonu çerçevesinde atmış olduğu en ciddi adımlardan biri olan Gümrük Birliği anlaşması son zamanlarda ekonomi kamuoyunda ciddi olarak tartışılıyor. Daha önce de farklı yönleri ile tartışılan Gümrük Birliği anlaşması ile ilgili son dönemde en çok gündeme getirilen sıkıntı Avrupa’nın üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmaları oldu. Haziran ayında Avrupa Birliği Dış Ticaret Komiseri Karel De Gucht ile biraraya gelen Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan görüşmede yapılan bu serbest ticaret anlaşmalarının da gündeme geldiğini belirtiyordu.

İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi Avrupa Birliği Bölüm Başkanı Dr. Cengiz Aktar
İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi Avrupa Birliği Bölüm Başkanı Dr. Cengiz AktarFotoğraf: IBO/SIPA PRESS

Aslında Türkiye, 1996 yılında imzaladığı Gümrük Birliği anlaşması ile Avrupa’ya yapılan ticarette avantajlı bir duruma yükselmişti. İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Güneri Akalın, Gümrük Birliği anlaşması ile Türkiye'nin büyük bir pazara entegre olduğunu, ekonomik altyapısının daha da rasyonelleştiğini söylüyor. Elbette bu avantaj Türkiye’nin Avrupa ile yaptığı ticarete ilişkin rakamlara da etkili bir şekilde yansıdı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) verilerine göre Türkiye’nin Avrupa ihracatı 1996 yılından 2008 yılına kadar sürekli büyüme gösterdi ve 12,56 milyar dolardan 63,39 milyar dolara yükseldi. 2009 yılında krizin etkisi ile bu rakam 46,97 milyar dolara gerilese de Türkiye’nin 2009 yılı ihracatının yüzde 46’sını Avrupa Birliği ülkelerine yapılan satışlar oluşturuyordu.

Dolayısıyla Türkiye ekonomisi için Avrupa’ya yapılan ihracatın önemli payı bulunuyor. İşte Türkiye tarafı Gümrük Birliği’nin sunduğu avantajlarla gelişen bu tabloyu koruyabilmek için Avrupa’nın üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmaları tartışmaya açıyordu. Zira bu anlaşmalar diğer ülkelere de ticaret avantajları sunarak Türkiye’nin rekabet koşullarını zorluyor.

Güney Kore ve Hindistan alarmı

İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi Avrupa Birliği Bölüm Başkanı Dr. Cengiz Aktar da Avrupa’nın üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’nin Avrupa’ya ticarette Gümrük Birliği anlaşması ile edindiği rekabet şansını etkileyeceği görüşünde. Aktar, daha önce Avrupa Birliği’nin Cezayir gibi ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’yi pek de korkutması gerekmediğini ekliyor. Aktar “Bu ülkeler Türkiye ile rakip olabilecek konumda değiller” diyor. Fakat son dönemde Avrupa Birliği’nin Güney Kore ve Hindistan gibi ülkelerle serbest ticaret anlaşmalarını gündeme getirmesi Türkiye’de kaygıyla izleniyor.

16 Eylül 2010’da Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin dışişleri bakanları Güney Kore ile serbest ticaret anlaşması yapılmasına karar verdi. 1 Haziran 2011 yılında yürürlüğe girecek anlaşma ile beş yıl içinde taraflar arasındaki mevcut tüm gümrük vergilerinin tamamına yakınının sıfırlanması öngörülüyor. Eylül ayında yapılan bu anlaşma özellikle otomotiv ve beyaz eşya sektöründe Türkiye’nin ciddi bir rakibi olan Güney Kore’ye ciddi bir üstünlük getiriyor. Güney Kore ile yapılacak ticarette etkili olacak bu karardan sonra Avrupa Birliği’nin 2010 yılı sonuna kadar Hindistan ile de bir serbest ticaret anlaşması yapması bekleniyor.

Tekstilde Hindistan rekabeti korkusu

İşte Türkiye’yi esas düşündüren de Hindistan ile yapılması muhtemel serbest ticaret anlaşması. Zira Dr. Cengiz Aktar’ın belirttiği gibi Güney Kore ile Türkiye arasında daha yoğun ilişkiler bulunduğu için Türkiye’nin belli oranda bu anlaşma üzerinden Güney Kore’ye bazı ekonomik yaptırımlar yapma aralığı bulunuyor. Gerçekten de Türkiye’nin Güney Kore’den yaptığı ithalat rakamı 3,11 milyar doları buluyor. Bunun yanında birçok Güney Koreli firmanın da Türkiye’de doğrudan yatırımları bulunuyor. Fakat Hindistan karşısında Türkiye’nin eli o kadar da güçlü değil. Dolayısıyla Hindistan ile yapılması muhtemel serbest ticaret anlaşması daha da tedirginlik veriyor. Hindistan ile yapılması gündemde olan serbest ticaret anlaşması esas olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği ülkelerine yaptığı tekstil ve hazır giyim ihracatı için potansiyel bir endişe kaynağı oluşturuyor.

Tekstilde rekabet daha da kızışacak

Çünkü Türkiye ve Hindistan Avrupa'ya yapılan tekstil ve hazır giyim ticaretinde sıkı bir rekabet yaşıyor. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) ve Tekstil ve Hazır Giyim Bilgi Merkezi (CITH) verilerine göre 2009 yılında Türkiye Avrupa’ya yapılan tekstil tedarikinde 2,94 milyar euro ile ikinci sırada yer alırken, Hindistan 1,87 milyar euro ile üçüncü sırada yer alıyordu. Aynı veri setine göre, hazır giyim tedarikinde de Türkiye 6,99 milyar euro ile ikinci sırayı tutarken bu sefer Hindistan 4,10 milyar euro ile dördüncü sırada bulunuyordu. İşte Türkiye ekonomi çevreleri Hindistan’a karşı sahip oldukları bu avantajlı konumu kaybetmekten çekiniyor. Zira Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin, kurumun internet sitesinde yer alan açıklamaları da bu korkuya ilişkin somut veriler sunuyor. Büyükekşi açıklamasında AB tarafından hazırlanan etki analizine göre, Hindistan ile imzalanacak STA sonucunda bu ülkenin AB'ye yönelik toplam ihracatının yüzde 19 oranında artacağı ve bu artışın, yüzde 72'sini tekstil, deri ve hazır giyim sektörlerinin oluşturacağının öngörüldüğünü belirtiyor.

Gümrük vergi gelirleri de kaygı konusu

Avrupa Birliği’nin serbest ticaret anlaşmalarının ciddi rakipleri karşısında Türkiye’nin rekabet gücünü azaltmasının yanında bir başka dezavantajı daha bulunuyor. O da bu ülkelerden mal ve hizmetlerin Türkiye'ye gümrüksüz girecek olması. Dr. Cengiz Aktar, anlaşmaların yürürlüğe girmesinden sonra Güney Kore ve Hindistan’dan gelecek ürünlerin Türkiye’ye gümrüksüz gireceğini söylüyor. Bu durum elbette Türkiye'nin kamu maliyesi için önemli olan gümrük vergilerinde de belli oranlarda kayıplar yaşanması anlamına geliyor. Zaten Türkiye Gümrük Birliği anlaşmasını imzaladıktan sonra da gümrük vergi gelirlerinde ciddi gerilemeler yaşamıştı.

İstanbul Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kamil Yılmaz’ın kaleme aldığı “Durum Değerlendirmesi: 15 Yılın Ardından Türkiye ve Avrupa Birliği Arasındaki Gümrük Birliği” başlıklı makaledeki verilere göre anlaşmanın yapıldığı 1996’dan bir yıl önce 1995’te gümrük vergilerinin toplam vergi gelirleri içerisindeki payı yüzde 2,8 iken, 2001-2005 dönemi arasında bu rakam ortalama yüzde 1,1’e geriledi. O dönemde sadece Avrupa’yı kapsayan bu gerileme, serbest ticaret anlaşmaları ile Güney Kore ve Hindistan gibi Türkiye’nin ciddi düzeyde ticaret yaptığı ülkeleri de içermesi sonucu daha da hızlanacak gibi görünüyor.

Avrupa Birliği (27 ülke)/ Tekstil tedarikçileri (milyon euro)*


2009 2008


Çin 5.152,2 5.848,2

Türkiye 2.944,1 5.848,2

Hindistan 1.876,6 2.247,7

Pakistan 1.376,3 1.510,9

ABD 796,7 965,8

Hazır giyim tedarikçileri (milyon euro)*


2009 2008


Çin 25.589,7 25.339,3

Türkiye 6.990,1 7.877,3

Bangladeş 5.117,0 4.741,3

Hindistan 4.103,2 3.899,5

Tunus 2.259,0 2.583,5


*Kaynak: CITH ve Eurostat

Analiz: Yukarıdaki rakamlar Türkiye ve Hindistan'ın Avrupa Birliği'ne yapılan tekstil ve hazır giyim ticaretinde ciddi rakip olduklarını gösteriyor. Özellikle hazır giyimde 2008 yılına göre Hindistan'ın Avrupa'ya yaptığı ihracatı artış yaşarken Türkiye'nin bu alanda mevzi kaybettiği görülüyor. Hindistan ile Avrupa Birliği arasında yılsonunda yapılması muhtemel yukarıdaki tabloyu Hindistan lehine ciddi anlamda değiştirme potansiyeli taşıyor.

© Deutsche Welle Türkçe


Haber: Selçuk Oktay / İstanbul

Editör: Beklan Kulaksızoğlu