"Türkiye özellikle hedef seçildi"

İstanbul’da art arda meydana gelen saldırılar Avrupa’da da büyük yankı buldu. Bonn’daki Güvenlik Politikaları Akademesi üyesi ve Essen’daki Terörizm Araştırmaları Enstitüsü’nün Başkan Yardımcısı Kai Hirschmann, İstanbul’daki saldırıları El Kaide örgütünün gerçekleştirdiğini ve bu saldırılarda özellikle Türkiye’nin seçildiğini söylüyor. Hirschmann’la Kuzey Almanya Radyoları muhabiri Anja Volkmeyer konuştu...

-İstanbul’daki saldırıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Saldırılara bakıldığında bunu İslamcı bir terör ağının gerçekleştirdiği gözleniyor. Çünkü saldırılar iki hat üzerinde gidiyor. Bunlardan ilki saldırılar evrensel olarak bu zihniyetin ulaşabildiği her yerde gerçekleştiriliyor, ikincisi ise Irak gibi bölgesel çatışmalar bunun için kullanılıyor. İstanbul’daki saldırılar ilkine daha çok uyuyor. Yani Yahudilere ve Haçlılara düşman kimse bunlara ve destekçilerine karşı her yerde mücadele edilmesi mantığına. Türkiye bu bağlamda farklı açılardan saldırganlar eylem gerçekleştirmesine olanak sağlıyor. İktidardaki Başbakan Erdoğan’ın İslamcı partisi Avrupa’ya açılma politikası izliyor. İslamcıların gözünde inançsızlara karşı bir açılma politikası bu. Erdoğan bu konuda bir bakıma davaya ihanet ediyor. Teröristlerin bu ülkeyi seçmelerindeki bir başka etken de El Kaide militanları ya da radikal dinci organizasyonlara yönelik operasyonlar konusunda Türkiye’nin Almanya, Fransa, İngiltere ya da İtalya gibi Avrupa ülkelerinden çok farklı bir konumda olması. İslamcıların bakış açısına göre, Türkiye Avrupa ile Müslüman dünyası arasında. Ancak rotası Müslüman dünyasına değil, batı dünyasına dönük."

-Saldırıları İslamcı teröristlerin gerçekleştirdiği yönünde işaretler olduğunu söylediniz. İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw da saldırıların El Kaide örgütünün imzasını taşıdığını ifade etti. Hangi bulgular bu tezi güçlendiriyor?

"Öncelikle şunu söylemeliyim ki ben saldırıyı El Kaide’nin gerçekleştirdiği yönünde işaretler olduğunu düşünüyorum. Böylesine bir dizi saldırı düzenlendiğini duyduğumda, birkaç önemli noktaya kafa yorulması gerekir. Mesela önce nerelerin hedef alındığına, saldırı hedefinin El Kaide’nin hedefleriyle örtüşüp örtüşmediğine, politik mi yoksa ekonomik hedeflerin mi seçildiğine bakarım. Nitekim, bu saldırılarda bir alışveriş merkezi, yatırım bankası, İngiltere Başkonsolosluğu ve yerleşim bölgeleri hedef alındı. Bu noktanın hemen ardından ikinci aşamada saldırıların yapılış biçimini incelerim. El Kaide örgütünün standart saldırı yöntemi Afganistan’daki eğitim kamplarında öğretilen bomba yüklü otomobil ya da kamyonun intihar saldırganı tarafından hedef seçilen yere doğru sürülmesi ve infilak etmesi. Üçüncü olarak incelenmesi gereken nokta ise saldırıların zamanlaması. El Kaide buna çok önem veriyor, yani birçok insanın ölmesine ve saldırıların eş zamanlı gerçekleştirilmesine. El Kaide militanları bir tek hedefe bomba konulmasıyla tatmin olmuyor. Bali Adası’ndaki Mombasa’da, Kazablanka ya da Riyad’daki saldırılarda da açıkça görüldüğü gibi aynı anda birçok yerde seri halinde saldırı düzenlenmesine önem veriyor örgüt. Yukarıda saydığım tüm bu noktalara bakıldığında saldırıların El Kaide’nin zihniyetine uyduğu ve bu örgüt militanlarınca gerçekleştirdiği görülüyor."

-Peki yine Türkiye’deki saldırılara dönelim. Bu saldırılarla başedilebilmesi sizce mümkün mü? Yoksa saldırıların önümüzdeki haftalarda daha da artacağını düşünüyor musunuz?

"Bu tür saldırıların önüne geçebilmek dünyanın her tarafında zor. Çünkü saldırganlar için çok fazla hedef var. İstanbul’daki saldırılarda farklı olan ya da El Kaide zihniyeti için sürpriz olan aynı bölgede hatta aynı kentte çok kısa süre içinde arka arkaya saldırı düzenlenmesi. Oysa bugüne değin El Kaide bir bölgeye saldırı düzenlediğinde bunun hemen ardından aynı yerde başka bir saldırılar gerçekleştirmeyeceği neredeyse garantiydi. Bu yüzden, Türkiye’deki saldırıların sona erdiğini söylemek zor. Çünkü bu El Kaide’nin yeni bir taktiği ya da yeni bir eylem biçimi olabilir."