1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

‘Türkiye yalnız değil’

22 Ekim 2012

Suriye krizinde Türkiye ile dayanışma açıklayan Almanya, gerilimin tırmandırılmaması için çaba bekliyor.

https://p.dw.com/p/16UWY
Nikolaus Graf Lambsdorff
Nikolaus Graf LambsdorffFotoğraf: picture-alliance/dpa

Suriye ile krizin Türkiye’yi savaşın eşiğine getirmesi Almanya’da endişeyle izleniyor. Alman diplomatlar ve siyasetçiler, Türkiye ile “dayanışma” içinde olduklarını hemen her fırsatta dile getirirken, gerilimin daha fazla tırmandırılmaması, düşürülmesi çağrısını yapıyorlar.

Alman Dışişleri Bakanlığı Güney Doğu Avrupa Özel Temsilcisi Büyükelçi Nikolaus Graf Lambsdorff, Türkiye’nin Arap Baharı ve Suriye’de değişim konusunda politikalarını genel olarak olumlu bulduklarını, desteklediklerini söyledi. Suriye krizi konusunda “Türkiye’nin izole olduğu” eleştirilerine katılmadıklarını vurgulayan Lambsdorff, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye bu krizde tek başına kalmış, yalnızlaşmış değil. Türkiye, meydana gelen gelişmeler konusunda NATO müttefiklerini bilgilendirerek çok doğru ve övgüye değer bir politika izledi. Çok net bir şekilde NATO, Türkiye’nin yanında durmaktadır.”


‘Sıfır sorun’ politikası çöktü mü?

Suriye krizi, Türk hükümetinin son yıllarda izlediği komşularla iyi ilişkiler geliştirmeyi öngören “sıfır sorun” politikasını birçokları için tartışılır hale getirdi. Alman Büyükelçi Lambsdorff, “sıfır sorun” politikasına ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

“Tabii bu yeni yaklaşımda işler bazen ters gidebiliyor. Türkiye’nin dış politikada bazen deneme-yanılma yoluyla, bazen aşırı iyimser düşüncelerle bazen de aşırı iddialı adımlar atarak ilerlediğini görebiliyoruz. Suriye konusunda başlarda Türkiye’nin buradaki baskıcı rejimle yakınlaşmaya inanması, bunun güven ve ortak değerlere dayalı bir ilişki doğuracağını düşünmesi belki çok fazla iyimser bir yaklaşımdı. Sonunda Türkiye, Esad’ı kendi halkına karşı şiddet uygulamaya son verme konusunda ikna edemedi. Ve şimdi Türkiye, çok korkunç bir durumla karşı karşıya kaldı.”

Türkiye’nin “sıfır sorun” politikasına yönelik basit eleştirileri haklı bulmadığına işaret eden Lambsdorff, komşularla iyi ilişkiler politikasının sürdürülmesini, Türkiye’nin yumuşak gücüyle istikrar ve güvenliğe katkılarını desteklediklerini kaydetti. Alman diplomat sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye çok zor bir komşuluk coğrafyasına sahip. Dolayısıyla, sıfır sorun politikasını sadece, ‘sıfır sorun da neymiş, bugün tonlarca sorun var’ diyerek eleştirenleri haklı bulmuyorum. Tabii ki çok fazla sorun var. Ancak bu Türkiye’nin hatasından kaynaklanmıyor. Bizler genel olarak Tükiye’nin Suriye ve Arap Baharı sürecinde oynadığı olumlu rolü desteklemeliyiz ve bunu desteklemeye devam edeceğiz.”

Kürt sorunu, kapalı kutu

Alman politikacılar Suriye konusunda Türkiye ile dayanışma gösterirken, gerilimin tırmanmasından endişe duyuyor ve sağduyulu hareket edilmesi çağrısında bulunuyorlar. Endişelerin bir başka nedeni de Türkiye’yi askeri bir müdahaleye sevk edebileceği düşünülen Kürt sorunu. Alman milletvekili ve eski dışişleri bakan yardımcısı Gernot Erler, en büyük endişesini şöyle dile getirdi:

“Kürt grupların Suriye’nin kuzeyinde bazı faaliyetlerde bulunduklarını ve Esad’ın desteğine sahip olduklarını biliyoruz. Bu Türkiye için çok tehlikeli bir durum arz ediyor. Gizli bir gündem ile bölgede bazı askeri çatışmaların yaşanabileceği olasılığını tümüyle dışlayamıyorum. Burada Türkiye için sorun oluşturan Kürt meselesine ilişkin bir gizli gündemi kastediyorum.”

Türk diplomatların, Berlin’de, Türkiye’nin tek yanlı bir askeri müdahaleye girişmeyeceği yönünde verdikleri mesajların bir ölçüde rahatlama sağladığını belirten Erler, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yine de Almanya, bu bölgedeki gelişmelerden gerçekten kaygı duyuyor. Ancak durum üzerinde hiçbir etkide bulunma imkânımız yok. Türkiye müttefikimiz, Batı ittifakının bir üyesi ve yaşananlar üzerine NATO’nun 4. maddesinin işletilmesini istedi. Bunu gayet iyi anlıyoruz. Bundan sonraki süreçte gerilimin daha fazla tırmanmaması gerekiyor. Şimdi yanıt bulunması gereken soru, bölgede gerilimi nasıl düşürülebileceğimiz.”

Radikal gruplar kaygı nedeni

Alman milletvekili Gernot Erler, Batı’da kaygı yaratan, Suriye’de savaşan radikal dinci gruplar ve bunların iktidarı ele geçirme ihtimali üzerine ise şu değerlendirmeyi yaptı:

Arap Baharı’nda olduğu gibi Suriye konusunda da şu aşamada hiç kimse siyasi sürecin sonunda ne olacağını, aşırılık yanlısı gruplardan, El Kaide gibi radikal oluşumlardan ne gibi etkiler geleceğini tahmin edebilecek durumda değil. Burada sorun istikrar ortamını nasıl muhafaza edebileceğimiz. Bize göre burada önemli olan ekonomi. Bizim yapabileceğimiz bu ülkelerle daha yakın ekonomik işbirliği imkânları sağlamak, bu ülkelerden Avrupa’ya ihracat yapılabilmesini kolaylaştırmak. Burslar ve üniversitelerle işbirliği, gençlere iş imkânlarının yaratılması. Bu bölgedeki radikallere, El Kaide gibi aşırılık yanlılarının faaliyetlerine verilecek en iyi yanıt olacaktır. Bu Suriye’de de geçerli. Ancak şu anda iç savaş koşulları nedeniyle hiçbir şey yapamıyoruz.”

©Deutsche Welle Türkçe

Haber: Ayhan Şimşek / Berlin

Editör: Ahmet Günaltay