1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye’de Adaletin Sancısı: Yasalar değişti, ya zihniyet?

Hülya Köylü / DW8 Aralık 2006

Türkiye’de son yıllarda yapılan reformlarla yasal açıdan kadın – erkek eşitliği sağlanmaya çalışıldı. Ancak yasalar değişse de zihniyet henüz aynı. DW'den Hülya Köylü'nün hazırladığı “Türkiye’de Adaletin Sancısı” adlı dizinin dördüncü bölümünde kadın haklarının durumunu inceliyoruz...

https://p.dw.com/p/AZat
Ancak Türkiye'de kadın hareketi giderek güçleniyor
Ancak Türkiye'de kadın hareketi giderek güçleniyorFotoğraf: AP

Türkiye’de kadına karşı şiddetin devam ediyor, genç kızlar namus cinayetlerine kurban gidiyor, kadınlar eğitim olanaklarından daha az faydalanıyor, yüzde 20 oranında kadın okuma – yazma bilmiyor ve çalışma hayatındaki varlıkları ise erkeklere oranla yüzde 27 civarında. Avrupa Birliği yolundaki Türkiye’de kadının tablosu kısaca böyle... Bu olumsuz tabloya rağmen, Avrupa Birliği sürecinde yapılan reformların kadın hakları açısından olumlu bir etkisi oldu mu?

İnsan hakları savunucusu Avukat Eren Keskin, anlayışta kadına karşı bir değişiklik olmadığını, ancak bazı olumlu gelişmelerin yaşandığını söylüyor. Keskin’in izlenimleri şöyle: “Türkiye’de hala kadın hala son derece eziliyor. Ancak yasalarda kadına yönelik şiddetle ilgili bazı olumlu gelişmeler oldu. Fakat bunu, sadece AB süreci ile açıklamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü kadınların bu konuda çok büyük mücadeleleri oldu, yıllar süren ve birtakım olumlu gelişmeler oldu. Örneğin tecavüzün tanımı genişletildi, cinsel taciz eskiden suç olarak tanımlanmıyordu, şimdi suç olarak tanımlanıyor. Namus cinayetleri eskiden indirim sebebi sayılıyordu, bu değişti.”

Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Araştırma Merkezi’nde çalışan kadın hakları uzmanı Sevinç Eryılmaz da, yasal açıdan iyileştirmeler olsa da bazı direnç noktalarının kırılamadığını söylüyor: “Kuşkusuz bir iyileşme var tabii ki. Medeni Kanun ve Ceza Yasasında ciddi değişiklikler oldu, kadın kuruluşlarının da lobi faaliyetleri sayesinde. Ama belli noktalar var, belli direnç noktaları ve bir türlü aşılamıyor. Nedense hep böyle bir direnç noktası ile karşılaşıyor ve istenilen düzeyde tam anlamıyla bir sonuca ulaşılamıyor.”

“Mecliste bile bu anlayış var”

Adalet karşısında kadın – erkek eşitliği sağlanmaya çalışılsa da, yasalar kadar kolay değşimeyen zihniyet, belki de bu direnç noktalarının başında geliyor. Zira erkek-egemen zihniyet, kadına karşı şiddetin önlenmesinde hala en büyük engel. Gazeteci Ragıp Duran, mecliste bile bu anlayışın varlığına dikkat çekerek şunları söylüyor:

“Kadın – erkek eşitliği konusu, hiç olmazsa teorik düzeyde bir olumluluğa doğru gidiyor. En basitinden eski Medeni Kanun’da aile reisinin tek başına erkek olmasından, şimdi kadın ve erkeğin ortaklaşa aile reisliğinin üstlenmesinin yasalara geçmesi önemli birşey. Gerçi tabii siyasi iktidar, AKP iktidarı, İslamiyette kadın dövülmez diyor. Ama bunlar arasında en fazla kadın dövenlerin de bu insanlar olduğu ve hatta milletvekillerinin de bulunduğunu biliyoruz.”

Namus cinayetlerine karşı yasal önlemler

Ve şiddetin ötesinde cinayetler. Türkiye’de, özellikle de ülkenin güneydoğusunda, genç kızlar namus cinayetlerine kurban gidiyor. Bu cinayetlerin önlenmesi için alınan yasal önlemler yeterli mi? Adalet Bakanlığı’ndan Kanunlar Genel Müdür Yardımcısı Hakim Kenan Özdemir, “namus cinayeti” denilen suçlarda indirimin kaldırıldığına dikkat çekerek yasal açıdan bir boşluk olmadığını söylüyor.

Adalet Bakanlığı’ndan Kenan Özdemir, “Töre saikiyle adam öldürülmesi durumunda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılacağı hükmedilmiştir. Yani kamuoyunda çokça tartışılan bu konulara ilişkin yasal düzenlemeler bakımından bir boşluk yoktur” diyor.

Kadına karşı şiddetin oranı yüzde 34

Rakamlarsa, bu zihniyet değişikliğinin daha zaman alacağının göstergesi. Zira Türkiye’de kadına yönelik şiddetin oranı yüzde 34. Ancak bu sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada yaşanan bir ayıp. Son yapılan araştırmalar, dünya genelinde her üç kadından birinin şiddete maruz kaldığını ortaya koyuyor. Ve bu yüzden de kadın hakları savunucuları, kadına yönelik şiddet konusunda alınan yasal önlemlerin hem Türkiye’de hem de dünyada hala yetersiz olduğuna dikkat çekiyor.

Yarın: Türkiye’de Adaletin Sancısı adlı dizimizin son bölümünde, yargı bağımsızlığını mercek altına alıyoruz.