1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye’de zina kavgası

Nihat Halıcı / DW10 Eylül 2004

Türk Ceza Kanunu’nda zinanın cezai yaptırıma tutulmasına ilişkin tartışma, AB’nin de ilgi alanına girdi. Yeni TCK tasarısını hazırlayan hukukçular arasında yer alan Doç. Adem Sözüer, "Bizim hazırladığımız taslakta zina meselesi yok. Bu, daha sonra TBMM’de eklenecek” dedi. DW’den Nihat Halıcı’nın haberi:

https://p.dw.com/p/Ab8b
TCK tasarısında "zina suçu"nun yer almasın kadın örgütleri tepki gösteriyor...
TCK tasarısında "zina suçu"nun yer almasın kadın örgütleri tepki gösteriyor...Fotoğraf: AP

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Sözüer, ceza hukuku alanında uzmanlaşmış bir hukukçu. Sözüer, Freiburg’daki Max Planck Uluslararası Ceza Hukuku Enstitüsü’nde de uzun yıllar ceza hukukuna ilişkin çalışmalar yaptı. Sözüer, Freiburg’da bulunduğu süre içinde de Türkiye’deki hukuk reformlarına ilişkin çalışmalar yaptığını belirtiyor.

”Devrim niteliğinde”

Sözüer, yeni tasarısıyla gelen değişiklikleri şöyle özetliyor: ”TCK tasarısıyla çevre alanından ifade özgürlüğüne bireylerin korunması, kadınların korunması, çocukların korunması alanında çok büyük değişiklikler yapılmıştır. TCK’daki bu değişikliklerin hepsi birer gerçek anlamda devrim niteliğindedir. Türkiye, bu ceza kanunu tasarısıyla 21. yüzyılda büyük bir hukuk reformunu başlatmış olacaktır.

”Bizim tasarıda zina yoktu”

Sözüer şöylem devam etti: ”Ancak burada üzücü olan durum şudur: TCK tasarısı tamamlanıp TBMM’ye sunulmuştur. Şu anda bazı tartışmalar bşlamıştır. Bunlardan bir tanesi de zinadır. Bizim çalışmalarına katıldığımız tasarıda zina konusu gündeme gelmemiştir, şu andaki tasarıda da zina maddesi yoktur. Bu TBMM’deki görüşmelerde ekleneceği söylenmektedir.”

2003 yılının Ekim ayında yeni TCK’yı hazırlamak üzere hükümet tarafından görevlendirilen komisyonda yer aldığını belirten Doç. Sözüer, ”O zamandan beri de geceli gündüzlü bu tasarıda çalışıyoruz. Tasarıya başlar başlamaz ilk amacımız tasarıya bir felsefenin hakim olmasıydı. Temel felsefe insanın, bireyin ve onun hak ve özgürlüklerinin esas alınması olmuştur. Halbuki şu andaki TCK’da esas olan devlettir. Biz bunu tersine çevirdik. Bireyi ve özgürlüklerini ön plana aldık. Bunun sonucu olarak özellikle cinsel suçlar alanında büyük değişiklikler olmuştur. Eşler arasında cinsel tecavüz suç olarak kabul edilmiştir. Bu, Türkiye için önemli bir yeniliktir” diye konuştu.

”Zinayı biz önermedik”

Sözüer, ”Biz çalışmalarımızı yaparken AB kriterlerinin de ötesine geçen onları da aşan daha çağdaş düzenlemeler yapmayı amaç edindik. Şu anki tasarıda Avrupa normlarıyla çelişen bir yön yok. Ama zina konusunun olmasıyla çelişiyorsa o siyasetçilerin bileceği bir iştir. Biz bunun suç olmasını önermedik. Zaten tasarıda yok.”

”Gerektiğinde devlet ahlak korur"

Galatasaray Üniversetesi Hukuk Fakültesi’nden AB hukuku ve ceza hakuku uzmanı Yardımcı Doçent Dr. Ümit Kocasakal ise şunları söyledi: ”Zinanın suç sayılmasıyla ilgili olarak aslında söylenecek pek çok şey var ama ben bunların dışında başka bir noktaya temas etmek istiyorum zinanın tekrar suç olarak getirilmesine karşı çıkanların bunun Avrupa Birliği ülkelerinde yerinin olmadığı, AB ülkelerinde devletin ahlak bekçiliği yapmadığı hususunda gerekçeler getiriyorlar. Bu gerekçeler de kendi içinde çelişiyor. AB ülkelerinde eğer devlet ahlak bekçiliği yapmıyorsa nasıl oluyor da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde genel ahlakın korunması bir sınırlama sebebidir. Demek ki gerektiğinde pekala devlet genel ahlakı da korur.”

Teşhircilik de suç

Kocasakal sözlerini şöyle sürdürdü: ”Örneğin bu yüzdendir ki, pek çok kanunda, halk arasında teşhircilik dediğimiz fiil bir suçtur. Niye? Mesela, şu anda siz sokağa çıkıp çıplak gezemezsiniz. Bizim Ceza Kanunu’nda da hüküm var: ‘alenen bazı hayasızca hareketlerde bulunma...’ Devlet neyi koruyor? Gene genel ahlakı koruyor. Demek ki devlet ahlakın bekçisi olmaz biçiminde kalıplaşmış bir görüş ileri sürmek de çok doğru gözükmüyor. Zinanın cezai yaptırım gerektirip gerektirmediği konusuna hiç girmeksizin bu noktaların altını çizmek isterim.”