Türkiye'deki yargı süreci başladı

"Kara ses” lakaplı Cemalettin Kaplan’ın oğlu Metin Kaplan, Almanya’dan sınırdışı kararının durdurulması için Köln İdare Mahkemesi’ne yaptığı başvuru reddedildi. Mahkemenin bu kararı almasından sadece üç saat sonra ise kendini ”Köln halifesi” olarak adlandıran Metin Kaplan hemen yakalanarak Düsseldorf Havaalanı’na götürülerek Türkiye’ye gönderildi.

Sınırdışı kararını onaylayan Köln İdare Mahkemesi’nin sözcüsü Klaus Peter Uhlenberg, yargıçların Kaplan’ın zaman geçirmeden sınırdışı edilmesine bir itirazı olmadığını belirterek ”Yargıçların çoğunluğu, kamuoyunun çıkarlarını düşünerek bir üst mahkemede itiraz imkanı vermeden iade işleminin sonuçlandırılmasını onayladı” diye konuştu.

Metin Kaplan’ın vakit geçirilmeden derhal sınırdışı edilmesinin altında yatan bazı gerekçeler var. Kaplan’a, mahkemenin kararına 14 gün içinde Münster’deki bir üst mahkemede itiraz hakkı tanıdığından, sınırdışı işleminin uzamaması için karar derhal uygulandı. Bu durumda Kaplan, itiraz hakkını Türkiye’den kullanabilecek.

İtiraz hakkı var

Köln kentinin de bağlı olduğu Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti İçişleri Bakanı Fritz Behrens, mahkemenin Kaplan’ı İslami terörizmin güç aldığı odaklardan biri olarak değerlendirdiğini ve bu nedenle yeni Göç Yasası’na dayanarak derhal sınırdışı edilmesine karar verebileceğini ifade etti ve ”Uzun zamandır süren bir hukuk savaşının böylece şimdilik sonuna gelmiş bulunuyoruz. Kaplan’ın şimdi mevcut hukuki yollardan yapacağı bundan sonraki itirazları Türkiye üzerinden gerçekleştirmesi gerekiyor.”

Köln şehir idaresinin sözcüsü Robert Klip ise Kaplan’ın yeniden Almanya’ya dönüş olanağı bulunup bulunmadığı sorusunu yanıtlarken, ilkede böyle bir şansın varlığını kabul etmekle birlikte, Türkiye’de de hakkında açılmış davalar olduğundan buna pek ihtimal tanımadığını söyledi.

Schily karardan memnun

Mahkeme kararına en çok sevinen kişi ise Almanya İçişleri Bakanı Otto Schily oldu. Schily, ”Köln mahkemesi de bizim görüşlerimizi doğrulayarak, böyle bir kişinin Almanya’da olmaması gerektiği sonucuna vardı. Ben, öteden beri cinayete azmettirme suçuyla dört yıl hapis cezasına çarptırılan, ölümle biten bir suça iştirak eden bir kişinin, bu nitelikleriyle ülkemizde gerçekten yeri olmadığını savunuyorum.”

Türkiye’de bekleyen dosyalar

Metin Kaplan, İstanbul Atatürk Havalimanı’na vardığında ise Türk güvenlik görevlileri tarafından uçaktan alınarak derhal tutuklandı. Türk makamları bahar aylarında Almanya’ya verdikleri güvencede, Kaplan’ın polisin gözetiminde kalmaksızın derhal yargıya intikal ettirilmesini onaylamışlardı.

Hakkında açımış olan davalan nedeniyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkartılan Metin Kaplan’a yöneltilen başlıca suçlama, Türkiye’deki anayasal düzeni yıkmaya yönelik eylemler düzenlemek. Bu suçun cezası ise ömür hapis. Kaplan hakkındaki kayıtlarda, Köln’de, İslam Cemaatleri ve Cemiyetleri Birliği adında bir dernek başkanı olarak faaliyet gösterirken, ”Anadolu İslam Federe Devleti”ni ve halifeliğini ilan edip Türkiye’deki anayasal düzeni yıkmak üzere sözde bir savaş başlattığı iddia ediliyor.

29 Ekim törenleri sırasında 6 yıl önce içinde bomba yüklü bir Cessna uçakla Anıtkabir’e saldırı planlayan Kaplan’a bağlı militanların, burada hazır bulunan tüm devlet erkanını yok etmeyi amaçladığı kaydediliyor. Güvenlik güçlerinin son anda önlemeyi başardığı bu saldırının dışında İstanbul’da Fatih Camii’nin işgali de,örgütün planladığı eylemlerin arasında yer alıyor.