1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1712 Organhandel Kosovo Reax

17 Aralık 2010

Son yapılan genel seçimlerden zaferle çıkan Kosova Başbakanı Haşim Taçi, sıkıntılı günler yaşıyor. Arnavut lider, Avrupa Konseyi raportörlerince gündeme getirilen suçlamalarla ilgili açıklamalarda bulundu.

https://p.dw.com/p/QduR
Kosova Başbakanı Haşim Taçi
Kosova Başbakanı Haşim TaçiFotoğraf: picture-alliance/dpa

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyesi İsviçreli senatör Dick Marty’nin Taçi’ye yönelik suçlamalar içeren raporu Perşembe günü de Avrupa Konseyi Adalet Komisyonu’nun gündemindeydi. Raporda, Kosova’da Arnavutlar ile Sırplar arasında 1990’lı yılların sonlarında yaşanan savaş sırasında, Haşim Taci’nin lideri olduğu Kosova Kurtuluş Ordusu’nun, elinde tuttuğu Sırp tutukluların organlarını bir klinikte alıp, yurtdışına yasal olmayan yollardan pazarladığı öne sürülüyor. Avrupa Konseyi Adalet Komisyonu, iddialarla ilgili uluslararası soruşturma açılmasını talep etti. Kısa süre önce Başbakanlığa yeniden seçilen Taçi’nin yanı sıra Kosova hükümetindeki birçok yetkilinin de raporda adı geçiyor. Kosova Başbakanı Taçi ise hakkındaki suçlamaları bir kez daha reddederek, iddiaları, 'skandal' ve 'tiksindirici' diye nitelendirdi.Taçi, eski Sırp lider Miloşeviç’i kastederek, “Bütün dünya Kosova’da kimin saldırgan, kimin kurban olduğunu biliyor” dedi.

''Suçlamalar siyasî amaçlı''

Rapor, Ocak ayı sonunda da Strazburg'da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi genel kurum oturumunda tartışılıp oylanacak. Kosova yönetimi ve Başbakan Haşim Taçi, suçlamaları sert dille geri çeviriyor. Raporda silah, uyuşturucu ve organ ticaretinin elebaşısı olmakla suçlanan Kosova Meclis Başkanvekili Cavit Haliti, Deutsche Welle’ye verdiği demecinde, bu suçlamaları ‚saçma’ diye niteledi:

''Bu raporda yer alan suçlamaların çoğu, Kosova Kurtuluş Ordusu UÇK’nın düşmanlarından geliyor. Bu tarz suçlamalar yeni değil ve savaşın hemen ardından çeşitli uluslarası bürolar tarafından da yapılmıştı. Bütün bunların gerçekle hiçbir ilgisi yok. UÇK hiçbir zaman uyuşturucu kaçakçılığı yapmamıştır ya da uyuşturucu kaçakçılarından yardım almamıştır. Ama organ kaçakçılığı suçlaması bir hayli şaşırtıcı. Çünkü bu suçlama yeni çıktı. Silah kaçakçılığına gelince; herkes çok iyi biliyor ki Sırplar ile savaştığımız için silaha ihtiyacımız vardı. Ama biz ihtiyacımız olanı satın aldık, hiçbir zaman kaçakçılığını yapmadık. Bunu saklamak için de hiçbir sebebimiz yok. Bu suçlamalar sadece siyasî amaçlı.’’

''Kosova'ya zarar verilemek isteniyor''

Cavit Haliti Avrupa ve ABD’nin bir uzmanlar komisyonu kurup, raporda yer alan tüm suçlamaları en ince ayrıntısına kadar araştırmalarını talep ediyor. Kosova’nın İçişleri Bakanı Bayram Recebi ise bu tarz bir komisyona Kosova polisinin de destek olacağı taahhüdünde bulundu. Recebi, suçlamaların asılsız çıkması durumunda bu suçlamaları yapanların da cezalandırılması gerektiğini belirtti.

Raporda, silah, uyuşturucu ve organ kaçakçılığının ana sorumlusu olarak Kosova Başbakanı Haşim Taçi’nin yanı sıra trafik ve enerjiden sorumlu Bakan Fatmir Limay, Kosova Meclis Başkanvekili Cavit Haliti ve Kosova’nın önemli birçok politikacısı da suçlanıyor. İçişleri Bakanı Recebi, raporun siyasî amaçlı olduğunu savunuyor:


''Bu raporun amacı, Kosova’yı işlemeyen ve istikrarsız bir devlet olarak göstermek, Sırp suçlular ile Kosova’daki suçluları aynı kefeye koymak, önümüzdeki diyalog süreçlerinde Kosova'nın pozisyonunu zayıflatarak, Kosova’daki siyasi partiler arasında bir ayrışma yaratmaktır. Hedef budur. Raporla Kosova'ya siyasî zarar verilmek isteniyor.''


Raporun zamanlaması tartışması


Sözkonusu raporun Kosova’daki genel seçimlerden sadece 4 gün sonra açıklanması da kamuoyunda zamanlama nedeniyle soru işaretleri yarattı. Almanya’daki Hür Demokrat Parti’nin Dış Politika Sözcüsü Rainer Stinner raporun siyasî hedefleri olduğu suçlamasını inandırıcı bulmuyor, ama raporun Kosova’da önemli siyasî sonuçlar yaratacağını vurguluyor:


''Raporun daha şimdiden dramatik siyasi etkileri oldu bile. Bir taraftan Sırbistan Kosova konusundaki tutumunda kendini haklı çıkmış görüyor. Sırbistan’dan gelen ilk açıklamalar bu yönde. Diğer yandan uluslarası topluluk şaşkınlık içinde ve bundan sonra Sayın Taci ile nasıl bir ilişki içinde olunacağını enine boyuna düşünmek zorunda. Şunu da belirtmek gerek: Konu şimdilik tahminler ve çıkarımlardan ibaret. Bunların hukukî açıdan dayanağı nedir, bunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor.''

© Deutsche Welle Türkçe


Bari Cani / Çeviren: Başak Demir


Editör: Beklan Kulaksızoğlu