1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Talat: Kuzey Kıbrıs halkı kararlılık içinde

Baha Güngör / DW17 Şubat 2005

Kuzey Kıbrıs, sandık başına gitmeye hazırlanıyor. Kuzey Kıbrıs Başbakanı Mehmet Ali Talat DW’ye verdiği demecinde, Kıbrıs Türk halkının ciddi bir kararlılık içinde olduğunu ve bu seçimlerin Ada’da 30 yıldır devam eden çözümsüzlüğe nokta konulması açısından önem taşıdığını söyledi...

https://p.dw.com/p/Aax7
Kuzey Kıbrıs Başbakanı Mehmet Ali Talat, muhalefetin tutumunu ise eleştirdi...
Kuzey Kıbrıs Başbakanı Mehmet Ali Talat, muhalefetin tutumunu ise eleştirdi...Fotoğraf: AP

Kıbrıs’ın kuzeyinde bu hafta genel seçimler yapılıyor. Seçimlerin Kıbrıs’ın geleceğine dair önemli bir siyasal değişim sağlayıp sağlayamayacağı uluslararası toplum tarafından da merakla bekleniyor. Kuzey Kıbrıs Başbakanı Mehmet Ali Talat, yalnızca Pazar günkü seçimlerin değil, 17 Nisan’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de Ada’da 30 yıldır devam eden çözümsüzlüğe bir nokta konulması bakımından önem taşıdığını söyledi. Kuzey Kıbrıs Başbakanı Talat, DW Türkçe Servisi Şefi Baha Güngör’ün sorularını yanıtladı…

- Kıbrıs’ta bu Pazar yeniden sandık başına gidiliyor. Seçimlerden sizin ve muhalefetin beklentileri arasındaki fark nerede?

TALAT: Seçimler, Kıbrıs Türk halkının dünya tarafından takdir gören duruşunu, yani Kıbrıs sorununun çözümü yönündeki yeni politik vizyonunu teyid edecektir. Bu seçimlerin önemi buradadır. Bütün dünyaya Kıbrıslı Türkler’in çözüm arzusunun, bu yeni politik vizyonunun geçici olmadığını, kalıcı olduğunu, Kıbrıslı Türkler’in bölücü olmadığını, adayı yeniden bütünleştirmek istediklerini gösterecektir ve kanıtlayacaktır. Muhalefetin beklentisi, özellikle Ulusal Birlik Partisi’nin uğraşı, Kıbrıs Türkünü geriye götürmektir.

- Araştırmalar, Kıbrıs Türk vatandaşının seçimlere fazla ilgi göstermediğini ortaya koyuyor. Kuzey Kıbrıslı seçmen sandığa gitmekten yorgun mu düştü, yoksa umutlarda bir düşüş mü var?

TALAT: Sandık yorgunluğu doğrudur. Büyük ölçüde arka arkaya seçimler, sonra referandum, yeniden seçimler derken sandık yorgunluğu doğrudur. Ancak her şeye karşın Kıbrıs Türk halkı ciddi bir kararlılık içindedir.

- Ada’nın birleşmesi için yapılan referandumdan Kıbrıs Türk halkının beklentisi büyüktü. Referandumda Türk tarafı yüzde 65 “evet” derken, Rum tarafı yüzde 75’ten fazla çoğunlukla “hayır” dedi. Sizce bundan sonra çözümün sağlanabilmesi ve gereken adımların atılabilmesi için neler yapmak gerekiyor?

TALAT: Bundan sonra yapılması gereken en önemli adımı uluslararası toplumun atması gerekiyor: Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonun kaldırılması. Bunların sadece Kıbrıslı Türkler’in yaşamını kolaylaştırıcı etkisi olacağı düşünülmemelidir. Aynı zamanda Rum tarafını, Papadopulos’u özellikle çözüm yönünde hareket etmeye ikna da edecektir. O bakımdan izolasyonların kaldırılmasını salt ekonomik gerekçelere dayandırmamak gerekir. Bunun çok ciddi politik getirileri de olacaktır. Böylece Rum tarafından yeni bir tartışma ortamı ortaya çıkacak, Papadopulos’un şimdiye kadar kendilerine söylediğinin doğru olmadığını Rum toplumu görmeye başlayacak ve çözüm yönünde hareketlenme başlayabilecektir. Bunun dışında ben bir yol görmüyorum.

- Referandumun ardından, Avrupa’dan gelen tepkilerde Kıbrıs Türkleri “iyi Avrupalı” olarak nitelendirildiler. Ancak Kuzey Kıbrıs’a yönelik ambargo buna rağmen hala pek çok alanda devam ediyor. Diğer yandan, Türkiye’nin AB süreci işliyor. Ankara’nın AB süreci Kıbrıs’ta çözümü ne oranda etkileyecektir?

TALAT: Çok etkileyecek tabii ki, çünkü Türkiye, AB’ye gireceği zaman, en azından en son giriş döneminde Kıbrıs sorununun bitmiş olması gerekiyor. Ama Türkiye’nin çıkarına olan, bunun çok daha önce bitmesidir. AB’nin de çıkarı bundadır. Dolayısıyla AB’nin, Kıbrıs sorununun çözümünü sağlamak için ortaya koyacağı çabalar, durmayacak, aksine artacaktır. Türkiye, AB ile görüşmelere otururken Kıbrıs sorununun bitmiş olması veya bitme yoluna girmesi tercih edilen durumdur. Bu nedenle Türkiye’nin AB süreci Kıbrıs sorununu hızlandıracaktır ve o bağlamda da düşünürsek, çözümün önünü açarak olumlu bir etki yapmış olacaktır.

- 17 Nisan’da Kıbrıs’ta yeni bir dönem başlıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak ve Denktaş dönemi sona erecek. Denktaş’tan sonra bu koltuğa oturacak kişinin, Kıbrıs sorununun çözümü yönünde hükümete sağlayacağı destek nasıl şekillenmeli?

TALAT: Tabii ki artık bütünlüklü bir iktidar değişimi sözkonusudur. Yani Kıbrıs’ın kuzeyinde Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler’in öncülüğünde hükümet kurulmasıyla iktidarın değişmesi, sonuç alma bakımından yeterli olmamıştır. Hükümet erki değişmiş olsa bile cumhurbaşkanlığı, ki o da önemli ve özellikle Kıbrıs sorunuyla ilgili, son derece büyük rolü olan bir kurumdur. Bunun yine çözüm isteyen, Avrupa Birliği yanlısı bir konuma gelmesi önemlidir. O yüzden eğer cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucu, çözüm ve Avrupa Birliği yanlısı bir cumhurbaşkanı seçilmesini beraberinde getirirse, o zaman hükümetle el ele işbirliği içerisinde çözüm yolunda ilerleme gerçekleşecektir. Doğrusu, beklenti budur.