1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Terör kör eder"

24 Temmuz 2011

Norveç'teki çifte terör saldırısında en az 93 kişi öldü. Önce İslamcılardan şüphe edildi. Kimse köktendinci Hıristiyanları hesaba katmamıştı. Felix Steiner'in yorumu.

https://p.dw.com/p/122bu
Deutsche Welle program koordinasyonundan Felix Steiner
Deutsche Welle program koordinasyonundan Felix SteinerFotoğraf: DW

Sağdan ya da soldan, herhangi bir dine mensup köktendincilerden, organize gruplardan ya da tek başına bir mücrimin elinden çıkmış da olsa bu boyutlardaki bir terör eylemi insanı şaşkına çeviriyor.

Terör kurbanı açısından, hangi düşünce uğruna veya kimin adına canından olduğu ya da yaralandığı fark etmez. Terör kurbanları masumdur. Kimden gelirse gelsin, terör işte bu nedenle iğrenç ve nefret uyandıran bir eylemdir.

Terörün bir özelliği de, etkilerinin doğrudan hedef aldığı kişilerle sınırlı kalmamasıdır. Çünkü terör korku saçar. Yaşadığımız şehrin, bindiğimiz uçağın, katıldığımız konserin bir sonraki hedef olmayacağını bilemeyiz. Öncelikle politikacılar her defasında, terör korkusunun davranışlarımızı değiştirmemesi gerektiğini, aksi takdirde terörün hedefine ulaşmış olacağını söylerler. Bu doğrudur.

Korku ve önyargılar

Ama, muhtemel saldırgandan duyulan korku da terörün bir diğer acımasız yüzüdür. Apartmandaki komşum, yada sakallı olduğu için tramvayda yanımda oturan şahıs sakın terörist olmasın? Kıyafeti ve dini farklı olduğu ya da sadece yabancı göründüğü için ondan şüphelenmeli miyim? Görüldüğü gibi, terör insanın düşünme yeteneğini zehirleyebiliyor. Çünkü korku önyargılara, aşırı korkulara ve fobilere yol açabiliyor. Hür ve demokratik toplumlarda iş bu raddeye gelmemelidir.

Birçok Avrupa ülkesindeki yabancı ve İslam düşmanı siyasi partilerin kazandıkları başarılar gibi Norveç’teki terör eylemlerinin uyandırdığı ilk refleks de Avrupa’da zihinlerin nasıl zehirlendiğini göstermeye yeter. Çünkü her şey kafamızdaki şartlanmaya uygundu: Norveç Afganistan’ a askeri birlik göndermişti ve aynı zamanda Libya’daki bombardımana da katılıyordu. Bu nedenle Oslo’nun merkezinde ancak bir Müslüman bomba patlatmış olabilirdi. İki buçuk saat arayla adadaki katliamın haberleri gelmeye başladığında da çıkarılabilecek tek sonuç şu olabilirdi: El Kaide,aynı anda birden fazla yerde saldırıya geçmiyor muydu?

Terör toplumu bölmemeli

Olay aydınlığa kavuşmaya başladığında da televizyon kanallarında boy gösteren Alman terör uzmanlarının görüşleri değişmiyordu. Göz altına alınan şahıs Norveç vatandaşıymış; tabii orada o kadar çok Müslüman göçmen yaşamıyor mu? Sarışın ve mavi gözlü müymüş? O zaman olsa, olsa İslam dinini seçmiş bir yerli olabilir. Dört yıl önce Almanya’da ortaya çıkarılan radikal grup da, sonradan Müslüman olan Avrupa yerlilerinin çok daha fanatikleşebildiklerini göstermemiş miydi?

Alman televizyonlarında söylenenler, acaba Almanya’da yaşayan Müslümanlarda nasıl bir etki yaratmıştır? Kendilerini Alman toplumunda kabul görmeyip dışlanmış hissetmeleri bizi gücendirmesin. Çünkü böyle anlarda da insanın aklı karışabiliyor.

Kesin olan şu ki, tutuklanan şahıs Müslüman değil, koyu bir Hıristiyan. Doğma büyüme Norveçli, sarı saçlı, mavi gözlü. Şimdilik bundan fazlasını söylemek acelecilik olur. Terör muhakkak nefret edilecek bir olgudur. Öncelikle kurbanlarından ötürü. Ama aynı zamanda düşüncelerimizi böylesine zehirleyebildiği için de.

© Deutsche Welle Türkçe

Felix Steiner/Ahmet Günaltay

Editör: Gezal Acer