Trafik canavarıyla mücadele edilemiyor

Avrupa’da trafik güvenliği sıralamasında İsviçre, İngiltere ve Hollanda başı çekiyor. Yunanistan, Portekiz ve Polonya listenin en sonunda yer alırken, Almanya 15 yıldır listede altıncı sırada yer alıyor. Peki Almanya, yollarda güvenliği sağlayacak gelişmeleri neden yıllardır hayata geçiremiyor? 1970 yılında trafik terörüne 20 binden fazla kurban veren Almanya o yıl trafik bilincini geliştirmek için okullarda ciddi bir kampanya başlatmıştı. Aradan geçen yıllar bu çalışmaların başarılı olduğunu gösterdi. Federal Karayolları Dairesi’nin güvenlik biriminde çalışan uzman doktor Rudolf Krupp, tafik kazalarında bariz düşüş yaşandığını ve geçtiğimiz yıl ölenlerin sayısının 6 bin 600 kadar gerilediğini söylüyor ve şöyle devam ediyor:

”En önemli faktörlerden biri otomobil teknolojilerinin de bu zaman içinde gelişmiş olması. Bunun sonucunda şehir içi trafikte otomobille yapılan kazalarda ölüm oranları düştü. Trafiğe çıkan araçların yüzde 30’u güvenli otoyollarda seyahat ediyor. Şehir içi trafikte kazaların önüne geçmek için de daha fazla yaya yolu inşa edildi. Yaya yolları da trafik kazalarında düşüş yaşamasında etkili oldu.”

Emniyet kemeri hayat kurtarıyor

ABS fren sistemi ve airbag gibi teknolojiler, 1970’li yıllara oranla otomobillerin kazalara karşı daha güvenli hale gelmesine neden oldu. Almanya Trafik Güvenliği Kurulu DVR’in Müdürü Ute Hammer, araç güvenliği konusunda farklı düşünüyor:

”Trafik kazalarında hayat kurtaran kemer gibi bir buluş her gün yapılmıyor. Araç kemerleri hala araç güvenliği konusunda ilk sırada.”

Araç kemerini takmak Almanya için en azından doğal bir davranış. Rakamlara göre sürücülerin yüzde 98’i araç kemerlerini bağlıyor. İstatistiklere göre ağır hasarlı trafik kazaları ise otobanlardan çok şehir içinde meydana geliyor. Ute Hammer, kontrolden çıkan aracın yol kenarlarında bulunan ağaçlara çarptığında bunun ölümcül sonuçlara neden olduğunu, bu nedenle şehir planlamasında bu risklerin gözardı edilmemesi gerektiğini söylüyor. Ute Hammer araç ve yol güvenliğinden önce sürücülerin bilinçlendirilmesi gerektiğini savunuyor:

”Teknik ne kadar iyi olursa olsun sonuçta kontrol sürücüde. Çoğu kaza insani bir takım küçük hatalardan, dikkatsizliklerden meydana geliyor.”

Hedef yaşlılar ve gençler

Almanya’da 1970’li yıllardan itibaren verilen trafik eğitiminde özellikle çocuklar ve yaşlılar hedef alınıyor. Güvenlik uzmanı Rudolf Krupp, Almanya’da 18 – 21 yaş arası araç sürücülerinin, diğer Avrupa ülkelerine oranla daha fazla kaza yaptığını söylüyor. Ute Hammer ise, ”Bu yaştaki sürücüler daha tecrübesiz ve riske girmeyi seviyorlar” diyor.

Trafik eğitim yaşı düşürülüyor

Almanya’da şu sıralar, ‘ehliyet eğitiminde ikinci aşama’ olarak nitelendirilen bir program hayata geçirildi. Genç sürücüler isterlerse eğitimlerini tamamlayıp, ehliyetlerini aldıktan sonra da ek trafik dersleri almaya devam edebiliyor. Ayrıca gençlerin tecrübe kazanmaları amacıyla 16 yaşından itibaren trafik eğitimine başlanması düşünülüyor. Bu programa göre 16 yaşında derslere başlayan geçler, trafiğe sadece yanlarında yetişkin biri olduğunde çıkabilecek. Ehliyetlerini ise ancak 18 yaşlarını doldurduklarında alabilecekler.